1976 yılında oynanan deprem kupası maçı

Ümit Kayaçelebi yazdı...

(Fenerbahçe: 6  G.Saray: 1)

Yıl 1976... Van'da 24 Kasım günü çok büyük bir deprem olmuştu. Bütün haber bültenlerinde Kızılay'ın o klasik deprem çadırlarının görüntüleri vardı...

Birçok olay hafızama derin izler bırakarak, kazınacak bir dönemden geçiyordum. O depremi hiç unutamam.

17 Ağustos sabahı Marmara'nın sallandığı gün de ilk hatırladığım TRT Televizyonunun ekranına yansıyan Van Depreminin siyah beyaz görüntüleri olmuştu.

12 Aralık 1976 Pazar günü babamın en yakın arkadaşının evindeydik. O yılların içinde hep onlar vardı nedense...

Siyah beyaz televizyonun başında biraz sonra başlayacak " Fenerbahçe - Galatasaray maçını bekliyoruz.

Fenerbahçe ile Galatasaray, Van Depremzedeleri yararına, Ankara 19 Mayıs Stadyumunda karşı karşıyaydılar.

Muhtemelen maçı Halit Kıvanç anlatıyordu; ancak hatırlamıyorum.

Maç kadrolarını da hatırlamam mümkün değil; ancak arşivlerden buldum.

Fenerbahçe: Adil, Sabahattin, Emin, (Cem,) Alparslan, Yenal, (Niyazi,) Ender, (Ersoy,) Zafer, Nevruz, (Serkan,) Engin, Ömer, Cemil

Galatasaray: Yılmaz, Arif, Fatih Terim, Güngör, Faruk, (Zafer,) Furkan, Nurettin, Öner, Rıdvan, B.Mehmet, Şevki, (Ekrem)

Fenerbahçe sarı lacivert klasik çubuklu formasıyla; Galatasaray da sarı kırmızı çubuklu formasıyla sahadaydı.

"Maça Galatasaray golle başladı."

Maçın önemli bir bölümü 1-0 Galatasaray üstünlüğü ile geçti. Babamla, ben de Yücel Amca ile yaşıtım kızı Benan'ın bizimle kafa bulmaları arasında sus pus oturuyorduk.

"Sonra Fenerbahçe'nin golü geldi."

Golleri...

Cemil Turan o gün tam üç gol attı. O üç golü sonra evde kurduğum oyunlarda, kendi kendime yaptığım maçlarda attım durdum.

Biraz daha nostalji yapayım.

O yıllarda Coca Cola kapaklarında futbolcu fotoğrafları çıkardı. Oturma odamızda çim saha yeşili bir halımız vardı ve ben o kola kapaklarıyla halı üzerine kurduğum dizilişlerle, misketi top yaparak saatlerce oyun oynar; o günü tekrar tekrar hafızamda yaşatırdım.

Fenerbahçe o gün sahadan 6-1 galip ayrıldı.

1980'li yıllara kadar da bir Galatasaray yenilgisi görmedim sanırım.

Bir Fenerbahçeli için en büyük keyif bir Galatasaray zaferidir. O zafer bir Galatasaraylının evinde, onunla birlikte izlerken çok daha anlamlı ve güçlü olur.

6 gollü bir Galatasaray galibiyeti görmek sanırım Fenerbahçeli bir çocuğun yaşayabileceği en özel gündür.

17 Ocak 2009 ezeli rekabetin 100. yılı.

Bundan yüz yıl önce başlayan bu rekabetin ilk yılları Fenerbahçe için hiç de kolay geçmemiş. Galatasaray Fenerbahçe'yi sürekli yenmiş durmuş. Sonra işler değişmiş.

Ezeli rekabetin Deprem Kupasıyla hafızama kazınmış son yıllarında üzüldüğüm çok az maç hatırlıyorum, çok şükür.

Unutamadığım tek yenilgi de 5-1'lik Kupa maçı.

1985 yılında bir Cumhurbaşkanlığı Kupası maçı hatırlıyorum. Çok kısa sürede bütün Fenerbahçelilerin gönlünde taht kuran ve erken yaşta aramızdan ayrılan Hüseyin'in beraberlik golüyle kupaya uzanışımız...

1989'daki o unutulmaz 4-3'lük zafer.

Sanırım bir sene sonraki Başbakanlık Kupası maçında 2-0'dan 3-2 geri dönüş.

1990'lı yıllarda; 5-1, 5-2'lik maçlar...

2000 yılında, UEFA Kupası almış Galatasaraylıların "Ali Sami Yen'e Basketbol potası asalım" dedikleri maçtan 1-0 tamamlanması...

Elbette 6-0'lık yeni milenyumun unutulmaz ilk derbisi...

Dahası, dahası, dahası...

Kuşkusuz bu tarihi geri plan bile insanı zorla Fenerbahçeli yapmaya yetecek kadar zaferlerle dolu.

Bakın eski spor yazarlarından Rahmetli İslam Çupi ne Diyor:

"Türkiye'de, Fenerbahçe sağlıklı başarılı ve ilkse bu ülkede her şey mutlu ve huzurludur.

Esnafın yüzü güler, perakendeci ve toptancıların tezgâhında mal kalmaz.

Tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar meyhaneler doludur.

Statlar Türkiye'nin her vilayetinde lebaleptir.

Fenerbahçe gittiği her kente kendi ile birlikte büyük bereketini götürür.

Fenerbahçe ortalıkta yoksa, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve kısa süre sonra yaşanan yer, yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur.

Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz... " - İslam Çupi

Derbinin yüzüncü yılında bu rekabeti başlatanları saygıyla anıyorum.

Bakmadan Geçme