120 KAHRAMAN VANLI ÇOCUKLAR ANILACAK

Birinci Dünya Harbinde Van'dan Hoy'a cephane taşıyan ve dönüş yolunda donarak şehit düşen 120 Kahraman Vanlı Çocuklar düzenlenecek tören ve yürüyüşle anılacak.

Evren Doğruer

Van Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü 1915’te büyük kahramanlık gösteren 120 Vanlı Kahraman Çocukları yarın saat 10:30’da düzenlenecek yürüyüş programıyla anacak. 120 Vanlı Kahraman Çocukları anma törenine Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez, Van Gençlik ve Spor İl Müdürü Nevzat İnanç, kurum kuruluş temsilcileri, meslek odaları ve vatandaşlar koronavirüs tedbirlerine uyarak katılacak.

 

Program Ali Paşa Mahallesi Merkez İmam Hatip Lisesi önünde başlayacak olan kortej yürüyüşünde 120 Vanlı Kahraman Çocukları temsil eden öğrenciler yer alacak. Kortej Kurtuluş Parkında bulunan 120 Vanlı Kahraman Çocuk anıtına karanfil bırakılması, dua ve günün anlam ve önemini belirten konuşmayla son bulacak.

120 VANLI KAHRAMAN ÇOCUKLARIN ÖYKÜSÜ

Yıl 1914’tür.     

Avrupa'da savaş patlamak üzeredir. Ruslar Osmanlı'ya karşı savaş ilan eder. Osmanlı İmparatorluğu çok zor koşullar altında I. Dünya Savaşına girer. Anadolu'da seferberlik başlar.     

Seferberliğin başlangıcında, Rus, İngiliz ve Fransızlar da Anadolu’daki Ermenileri kışkırtarak, ayaklanmaya teşvik eder.  

 İşgalci güçlere karşı can pazarının yaşandığı zorlu dönemde Ermeni isyanı başlar. İsyanın öncülüğünü yapan Ermeni Daşnaksutyun, Hınçak, Ramgavar, Karahaç komiteleri çevre illerden gelen çetelerle birlikte şehir, köy ve mahallelere baskınlar düzenleyerek yaşlı kadın, çocuktan oluşan sivil halkın canına, malına ırzına saldırarak katliamlar gerçekleştirir.    

    

Kolordu'ya bağlı Van'da bulunan 3.Tümen Sarıkamış cephesine katılmak üzere Erzurum da bulunuyordu.. Durum o denli vahimdi ki tertiplerle birlikte diğer gençlerde askere çağrılmıştı. Şehirdeki sınırlı sayıdaki yerel jandarma kuvvetleri bir taraftan Ermeni isyancı çetelerinin katliamlarını önleme çalışıyor, diğer taraftan Rus birliklerinin Van'ı işgaline karşı önlem alıyordu.   Savaş halini fırsat bilen Osmanlı ordusundaki Ermeni askerler ise Kafkasya’ya kaçarak topluca "vatana ihanet" suçu işliyorlardı.   

Van şehir merkezinde ihtiyat kuvvetlerinin önemli bir kısmı da Rus işgaline karşı Hoy cephesine gönderildiğinden şehir büsbütün korumasız, savunmasız kalmıştı.  Şehri, köyleri, ahaliyi korumak daha da zorlaşmıştı. Van’ın kaderi gerideki savunmasız Vanlılar  az sayıda askerden oluşan Jandarma fırkasına bırakılmıştı.     

Ruslara karşı Hoy ( O dönem Osmanlı sınırlıları içinde bulunan, bugün İran’ın şehri olan)  cephesinde savaşan askerler zor durumdaydı.   Birliğin cephanesi tükenmeye başlayınca Van’a yardım haberi gönderilmişti.  Ancak Hoy’a cephane taşıyacak,  eli silah tutan Vanlıların çok büyük çoğunluğu Sarıkamış, Çanakkale ve diğer cephelerde vatan savunmasında, ölüm kalım mücadelesi veriyordu.  Görev şehirdeki küçük çocuklara düşmüştü. Zaman geçirilmeden hazırlıklar başlatılarak kutsal vatan görevini yerine getirmek üzere 12-17 yaşları arasında 120 gönüllü çocuk ailelerinin teşvikiyle toplandı.  Çocuklara refakat etmek üzere 2 öğretmen, Van Jandarma fırkasından 18 Jandarma kafileye dâhil edildi.  Kahraman çocuklar ailelerini, okullarını, arkadaşlarını doyamadıkları çocukluklarını geride bırakarak göreve koşmuşlardı.  Yola çıkacakları gece, anneleri gözyaşları içinde çocuklarının ellerine kına yakarak geceyi sıkıca sarılarak geçirmişti.    Sabah 18 asker, 2 öğretmen ve 120 Kahraman Vanlı Çocuklardan oluşan kafile dua ve gözyaşlarıyla Hoy cephesine uğurlanmıştı.  

Mevsim kış, aylardan Ocak’tı.   

Yol uzun, hava çok soğuktu. Hayvanların, köylülerin kullandığı karlı, yamaçlı dağ yolundan yürüyen 120 Vanlı Kahraman Hoy cephesine sağ salim ulaşarak sırtlarında taşıdıkları cephaneyi birliğe gururla teslim ediyorlardı.   Van'a dönmek üzere kafile huzur içinde yola çıkmıştı. Şiddetli kar yağışı, dondurucu soğuk ve tipi yol yarılandığında endişe verici boyuta ulaşmıştı.  Hiç kimse soğuk havanın 120 kafilesine acı sürpriz hazırladığını akılından geçirmemişti. Tipinin ürpertici uğultusuna kurt, köpek sesi karışıyor, göz gözü görmüyordu.  Gücü tükenen, diz bağları çözülerek donma işaretleri gösteren çocukların adım atmaları imkânsızlaşmaya başlayınca Jandarma çavuşu öğretmenlere; '' Hava çok kötü, don ve tip başladı. Çocukların başına bir felaket gelmesinden korkuyorum…'' sözleriyle endişesini dile getiriyordu.     

 

22 Ocak gecesi facia yaşanıyordu.  

Buz kesen dondurucu soğuk hava ve tipiye daha fazla dayanamayarak yenilen çocuklar beyaz karların üzerine donarak tek tek seriliyorlardı. Çocuklar melek olmuştu.   

Felaketin Van’da haber alınması üzerine olay yerine varanlar (bazı kaynaklarda ilk olarak Şikak Aşireti Reisi Simko Ağa'nın adamlarının çocukların donduğu yere vardığını belirtmektedirler)   kimi uzanmış kimi çömelmiş, kimi de bir arkadaşına tutunmuş halde 80 çocuk, 8 asker, 2 öğretmenin donarak şahadete ulaşan bedenleri gözyaşları içinde karlar altından çıkarılmaya çalışılıyordu. Şehit olanlarla birlikte kurtarılarak hayat belirtisi gösteren 40 çocuk ile 10 jandarma Van'a ulaştırılmıştı.   Kahraman çocukların yaşadığı felaket Rus işgali, Ermeni isyanı ile mücadele eden Van’ı yasa boğmuştu. Yuvalara ateş, ciğerlere köz düşmüş,  gözyaşları sel olmuş, ağıtlar göğe yükselmişti.  

Van halkının sevgisini, teveccühünü kazanan Ermeni Doktor Maltızyan ve Doktor Refik Bey’in çabaları sonucu 10 asker, 40 çocuktan 22'si kurtarılırken 18 çocuk daha şehit düşüyordu. 120 Kahraman Vanlı Çocuklar kafilesinden 98’i çocuk, 10’u asker, 2’si öğretmen şehit olmuşta. Fedakârlıklarıyla destanlaşan 120 Kahraman Vanlı Çocuklar   unutulmamak üzere tarihte yerini almıştı.   

Bakmadan Geçme