Yüzde 1'in hakkını korumak bu mu?

AK Parti'nin 4. Olağan Kongresi'nde özgürlükçü söylemlerle örtüşmeyen geçmişte kalması gereken uygulamaya gidildi.
Cumhuriyet, Birgün, Yeni Çağ, Evrensel, Sözcü, Aydınlık gazeteleri akredite edilmedi?
Gazetelerin muhabirleri salona alınmadı.
6 ulusal gazete kongreyi kendi pencerelerinden izleyemedi.
Ak Parti Arena kongre salonunda seslerin, renklerin eksikliği oluştu.
Şık olmadı.
Dün askerlerin akredite uygulamasını eleştirenler ilginçtir bugün beğenmedikleri aynı yolu seçtiler.
Dün akredite edilemedikleri için şikayetçi olan; Zaman, Yeni Şafak, Akit gibi gazeteler akredite edilmeyen 6 gazeteye sahip çıkarak duruş sergileyemediler.
Kongre'de gazetecilere uygulanan garip yasak başbakanın 2023, 2071 vizyonuyla da bağdaşmadı. 
Yasaklanan gazeteler kaybetmedi.
Kaybeden, özgürlüklerden dem vururken yasaklara sığınan, sözde cesur düşünceler oldu.
Ekran aydınları yasak karşısında sus-pus odular.
Yasağa, bir iki köşe yazarı iki satır yazıyla göstermelik itiraz edebildi.
Bu yasak;
"Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine" şiirine,
"Biz kendisine oy verenlerin muhabbetiyle, onların teveccühüyle yetinenlerin değil biz Türkiye partisiyiz. Biz Türkiye'nin, 75 milyonun partisiyiz. Biz Türkün, Kürdün, Arabın, Lazın, Romanın, Çerkezin, Tatarın, Boşnağın yani herkesin partisiyiz. Biz Van'ın, Diyarbakır'ın, Çankırı'nın, Eskişehir'in, Aydın'ın, İzmir'in, Edirne'nin, Sinop'un, Hatay'ın, Konya'nın, Kayseri'nin, 780 bin kilometrekarenin partisiyiz. Biz yola çıkarken etnik, bölgesel, dini milliyetçilik yapmayacağız dedik. Her türlü ayrımcılığı reddeden, 75 milyon insanımızın tamamını kucaklayan bir anlayışla yola çıktık. Türkiye'nin ortak paydasının bütün kimlikleri taşıyacak kadar güçlü olduğuna inanıyorduk"  söylemine,
"Her türlü yaşam tarzı, teminatımız altında. Yüzde 99'la bile iktidar olsak yüzde 1'in hakkını, hukukunu, tercihlerini korumak, bizim boynumuzun borcu olarak kalacaktır" taahhüdüne,
Tasviri yapılan "Ulu Çınar" gölgesine,
Demokrasi anlayışına,
Toplum vicdanına,
Uymadı.

 
Suç sizde değil ki?
YYÜ basın bürosu geçenlerde basın toplantısı için gazetelere elektronik davet bülteni gönderdi. 
Ancak davet bülteninde bilerek veya bilmeyerek "gazeteciyim"   diyenleri rahatsız eden, aşağılayan üslupta ısrarla "yemek"  vurgusu yapıldı!
İnsan sormadan edemiyor…
Yemek araç mı, amaç mı?
Suç sizde değil ki
 

Bakmadan Geçme