Yusuf Kazak

Şiraz Bahçelerinin Gülü

Yusuf Kazak

 

Tüm yeryüzünde yaşadığı coğrafyadan en çok faydalanmayı bilen ve hayat sürdüğü yerlerde hayat sunmayı başarabilen halk, sanatçı ruhlu 'İran' halkıdır. Kadim zamanlardan ve esrarengiz coğrafyasından aldığı mirasla taşa, toprağa ve doğaya aziz ve hoş bir ruh üfleyen İran insanı, yaşadığı çağın ve zamanın monotonluğundan sıyrılmayı hep bilmiştir.

Kimsenin bakamadığı gibi bakan ve kimsenin 'dokunamadığı' gibi yaşama dokunan Pers İmparatorluğu'nun mirasçıları, 'Estetik Dağı'nın zirvelerini kendilerine yurt edinmiş ve buradan tüm âleme güzellik ve zarafet sunmaya gayret etmişlerdir. Onların derin manalar yüklü sanatsal karakterlerinin en önemli yansımalarını, hiç şüphesiz her biri küçük bir 'cennet bahçesi' görünümünde olan evlerinde ve sanki sonsuzluktan yayılan bir 'musiki' ile bütünleşen bahçelerinde gözlemleyebiliriz.

Binlerce yıldır gelip geçen medeniyetlerin ve insanların, her zerresine ilmek ilmek sanat ve estetik nakşettiği İran toprakları, yürekleri okşayacak ve cezbedecek nice motiflerle süslüdür. Duygu ve efsun yüklü, İran musikisinin harikulade uyumuyla bizi karşılayan İran bahçeleri, keşfetmesini bilenlere muhteşem bir görsel şölen sunar. Nasıl ki çöllerde var olan bir vaha, tüm çölü değerli ve anlamlı kılıyorsa aynı şekilde dünyaya da sanat ve estetiğin en hoş temaşa edilebileceği 'İran Bahçeleri' bir ruh ve mana katmaktadır. Öte yandan İran Topraklarını alabildiğine desenlerle bezeyen bahçeler dışında ilahi olarak onlara bahşedilen bir şey daha vardır: O da gözlerinde tüm dünyanın manzarasını ve harikalarını görebileceğimiz 'Acem Kızları'dır.

Her coğrafya, üzerinde hüküm sürenlerin karakterlerini ve yüzlerini belirler hiç şüphesiz. Buna mukabil bütün yer kürede coğrafyasından en çok nasiplenen ve en çok güzellik kapanlar tartışmasız olarak 'Acem Kızları'dır. Şu su götürmez bir gerçek ki bu 'Şaheserler'in ortaya çıkmasına en fazla etki eden unsur İran bahçeleridir. İnsanoğlu için şu fani dünyada en nadir bulunabilecek ve onu büyülenmişçesine bir hale sokacak manzara, iki şaheserin buluşacağı yani benzersiz 'İran Bahçeleri' içinde arz-ı endam edecek 'keman' kaşlı bir  'Acem Kızı' tablosudur. Bu Acem Kızları bazen Tebriz'in bahçelerine bir masalımsı boyut katarken bazen de Şiraz'ın insanı mest eden bahçelerine bir 'Gül' olurlar. Kâinatın 'Acem Diyarı'na bahşettiği bu 'Güller', insan ruhunun kıpırdayarak bir coşku iklimine girmesini sağlar.

Netice itibariyle 'Acem Diyarı'nın keşif yolculuğu, kişinin ruhunun adeta bir 'Anka Kuşu'nun kanatlarına binip zamanlar ve mekanlar üstü bir serüvene başlaması demektir. İnsanın bu serüvene atılması, onu 'Acem Bahçeleri'nin eşsiz 'Gül' kokularına meftun edecek ve ona bambaşka diyarların kapısını aralayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları