Yunus Türkoğlu

İslami Çevre Bilinci-1

Yunus Türkoğlu

İnsan sosyal bir varlık olduğundan dolayı, yaşadığı çevreden ve kültürden kaçınılmaz olarak etkilenmektedir. Kimliği de yaşadığı kültürel değerlere göre şekillenir. Müslüman, dünyayı ve olayları mensup olduğu dinin Ayet ve Hadisleri doğrultusunda değerlendirir. İnsanlarla olduğu gibi, tabiattaki canlılarla ilgili tavır ve davranışlarını da bu kültürel değer yargılarına göre düzene koyar. Kısacası, insanlar olaylarla olguları bu elekten geçirerek değerlendirip gerekli dersleri çıkarmalıdır.

Bugün çevre sorunları olarak ortaya çıkan olumsuzluklar bana göre daha çok teknolojinin getirdiği kirliliktir. İlk zamanlardan beridir insanlar tabiatla barış içinde hayatlarını sürdürmüşlerdir. Günümüzde çevreyle olan alışveriş tabi seyrinin dışına çıkmıştır. Bu seyir dünyanın ve insanlığın geleceğini tehdit edecek boyutlara ulaşmaktadır. Hiç durmadan üretmeye ve kirletmeye devam ediyoruz. Çevreye hükmetme, fethetme anlayışı tabi kaynakların sömürülmesine dönüşmüştür. Sırf kar amaçlı olarak gelecek nesiller düşünülmeden yapılan üretimler geleceğimizi karartacaktır! " Dünya dedelerimizin bize bıraktığı miras değil, torunlarımızın emanetidir." Gelecek olan nesillerin hukukunu korumak zorundayız!

Çevre sorunlarının ilk ortaya çıkışı ikinci Dünya savasından sonraya rastlar. İlk çevreci hareketler 60'lı yıllarda olmakla beraber büyük ve kitlesel gösteri ve boykotlar 70'li yıllarda olur. 80'li yıllarda ise bu konuyla ilgili felsefeler oluşturulmaya başlanmıştır. Çevre dernekleri, bakanlıklar, çevre platformları vs. bundan sonrasına rastlar. Haliyle de kirletme ve kirlilik kavramı da hayatımıza girmiş oluyordu. Çevre sorunları yalnızca yasa ve teknolojik önlemlerle değil, imanı, vicdani ve ahlaki olmasıyla üstesinden gelinecek bir meseledir.

Dinimizin çevreye bakış açısını kısaca bilgilerinize sunmaya çalışacağım. Güzel dinimiz İslam, toplum meselelerine ahlaki olarak bakmaktadır. İslam dinin üç temel noktası şunlardır; Birincisi Allah yani tevhit inancı, ikincisi peygamberlik ve nübüvvet, üçüncüsüyse ahret inancı diğer tabirle hesaba çekilmedir. Müslüman kişi çevre meselelerini bu üç temel noktadan oluşan emirleri ahlaki zemine yerleştirmek zorundadır. Yoksa hem burada, hem de ahret âleminde hesabını vermekte zorlanır.

Enam Süresi-38; "Yerde yürüyen hayvanlar ve kanatlarıyla uçan kuşlar da ancak sizin gibi birer topluluktur(ümmet)."

Kamer Süresi-49,"Şüphesiz, Biz her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır."

Allah-ü Teâlâ Rum Süresi 41. Ayette şöyle buyuruyor;" İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu…"Bu ayette Allah-ü Teâlâ yeryüzünün huzurunun insan eliyle bozulacağını, bunun acısını yine insanoğlunun bizzat kendisinin çekeceğini bildirmektedir.

Tabiat insanın değil Yaratanın mülküdür. Bu eserini en güzel şekilde yaratıp, belirli bir süre için insanoğlunun kullanımına vermiştir. İnsanın görevi ise Allah'ın bir ayeti olan yeryüzünü korumaktır! "Tabiattaki her şey devamlı olarak Rabbini tespih halindedir, yedi gök, dünya ve bunlarda bulunan her şey Allah'ı tespih eder." İsra 44… Dünya üzerinde yalnız insanlar değil çeşit çeşit canlılar hayatlarını sürdürürler.  Yeryüzü insanlar için huzur, dinlenme, sergi ve ibadet yeridir.

"Peygamber efendimize (sav) yağışların azaldığı, ağaçların kuraklıktan etkilendiği ve hayvanların öldüğü hatırlatılınca yağmur için dua buyurdu…"

Bu mükemmel yeryüzü geçmiş ve gelecek nesillere bahşedilen nimettir. Rabbimizin sonsuz bir lütfüdür. Bizden öncekiler nasıl koruyup kolladılarsa, bizde aynısını yapmak zorundayız. Çevrenin korunması için bütün insanlar biri birlerini uyarmalıdırlar. Müslüman, dünya nimetlerinden faydalanırken sınırsız ve sorumsuz tüketim anlayışıyla kesinlikle hareket edemez, etmemelidir!

Temizlik, tarih boyunca Müslümanların en dikkat çekici özelliklerinden biri olmuştur. Peygamberimiz(sav)" Temizlik imanın yarısıdır" buyurarak bu konuya ilgimizi çekmiştir. Günde beş vakit kılınan namazın ilk şartı temizliktir. Dolayısıyla mekânın ve giyilen elbiselerin temiz olması gerekmektedir. Temizlik anlayışı Allah'ın "Kuddüs" isminde ortaya çıkar! Bediüzzaman Said Nursi; Tabiattaki ve insan vücudundaki temizliğin "Kuddüs" isminin cilvesine göre hareket ettiğini ve temizliği yerine getirdiğini ifade eder.

İlahi beyanlar bu kadar açıkken, Müslüman havayı, suyu, toprağı kirletir mi? Ağacı, bitkileri ve ormanı talan eder mi? Hayvanları avlayıp neslini tüketir mi? Daha da açıkçası çevreyi kirletir mi? Bu konunun önemine binaen dinimiz temizliğe büyük bir önem vermiştir. Gerek Kuran-ı Kerim'de gerek Peygamberimizin(sav) hayatında ve hadis-i şeriflerinde bu konuya çok önem verildiğini görmekteyiz. Müslüman temiz olmak zorundadır! Çevreci olmak zorundadır! "Yaratılanı,(insan, hayvan, ağaç) Yaratandan ötürü sevmek zorundadır!"

Vesselam…

"Botan Çayı Kirlenmesin!"

"Vangölü Kirlenmesin!"

Yazarın Diğer Yazıları