Yunus Türkoğlu

Eskiler Güzeldi

Yunus Türkoğlu

Maraş Caddesi ile Cumhuriyet Caddesi’nin kesiştiği göbekteyiz. Bir tarafta Cevdet Yörük Petrol, bir tarafta Ezberciler İş Hanı ve bir tarafta ise Bayram Oteli’nin olduğu yeri hepimiz gayet iyi biliriz. 70’li yıllarda Van’da vesait, Rahmetli Babamın tabiriyle de makine pek fazla yoktu. Daha çok belediye otobüsleri, resmi otolar, ticari taksiler ve cüzi miktarda da özel otomobiller vardı. Akşam saatlerinde özellikle de ramazan akşamlarında trafik biraz işlek olurdu. Yaşı ellinin üzerinde olanlar hatırlayacaklardır: Dört yolun ortasında sacdan yapılmış daire şeklinde ve göbek boyunda küçük de kapısı olan bir aparat vardı. İşte buna zıvana derlerdi.  Akşama doğru kendine has yeşil üniforması ve başında beyaz kasketimsi şapkasıyla trafik polisi gelir bunun içine girer, el ve kolları ile ”Dur” ”Geç” ”Dikkat” vb. hareketleri yaparak trafik akışını yönlendirirdi. Bizim de çocukluk yıllarımız, arada denk gelirsek seyretmeyi severdik bazen de denk getirmeye gayret ederdik. Trafik Polisi kurallara uymayan birine büyük ihtimalle “Beni zıvanadan çıkarma” “-Çıkarsam gününü görürsün!” yani cezayı keserim derdi...

Tunca Uras İlkokulu’nda öğrenciyiz. Okulumuzun yanı başında boylu boyunca uzayıp giden bahçenin nihayetinde Şeref Okuldaş'ın iki katlı kerpiç evi vardı. Evin önünde çift kabinli, kapısında “Görentaş” yazan Thames kamyonu vardı. Bu kamyon kışları fazla sefere gitmediği için genellikle kış uykusunda olurdu. Teneffüsler ile hafta sonlarında ilgimizi fazlasıyla celbeden bu kamyonun yanında bulunmak ve izlemek bizleri pek mutlu ederdi. Evin köpeği Kolo gelince hemen oradan sıvışırdık! Soğuk havalarda çalıştırılması çok zor olurdu! Mazot deposu ile kartel ısıtılır sonrasında çalıştırılmaya başlanırdı!

Sanki:"- Rahatımı bozmayın ben kış uykusundayım, uyanmak istemiyorum” der gibiydi! Yine de çalışmazsa uzunca manivelaya benzer kol getirilir kaputun önünden motorun içine sokulur sonrasında Şeref ağabey kuvvetlice çevirir ve gürültüyle egzozundan kara dumanlar atarak çalışırdı…

Unutamadıklarımız…

İskele Caddesi ve kavaklarını..

Kerhiz ve zernebat sularını, kişmiri gülleri, sarı lale ve zeringadek’leri.

Tahta iskeleler, 2 Nisan Gemisi…

Foto Kırcan, Foto Stil, Foto Süphan, Foto Renk ve Su Fotoğrafçısı Mustafa Amca’yı…

Fenerbahçeli Niyazi, milli boksör Lütfi Canbakış...

Atakan Çelik ve Hüsamettin Subaşı…

Diş Hekimleri Sadettin Özok, Mustafa Bayramoğlu, Cihat Doğan, Özger Yalım, Cafer Özvan, Murat Tuncer…

Akgün ağabey ve VW minibüsünü.

Sema Pastanesi, Doğan Pastanesi, Tuşba Pastanesi…

Şen ve Kent Kırtasiye…

Şehir, Murat, Göl, Beşyol ve Güven Taksi…

Rekor, Özvan, K.Kayaçelebi, Cem-Ka, Kuşan, Erözmenler ile  Günerler Mağazalarını..

Doktorlarımız; Daim Dirican ve İzettinMungan’ı…

Spor Müdürümüz Saffet Demiroğlu’nu.

Emek Sineması, Şehir Sineması ve Yazlık Yıldız Sineması…

Belediye Başkanları Aydın Talay, Mustafa Altay, Tayyar Dabbağoğlu ve Mustafa Çuhaz’ı…

Zabıta müdürü Herkül Mustafa’yı…

ŞENGENÇLER’den: Şef, gol kralı kasap Metin, Hoho Necmi, Kaptan Emoş, kaleci Halit, Sacit ve Zeki’yi…

2 NİSAN’dan: Ferik Refik, Kaptan Ergül, Çetin-Metin Kardeşleri(gol kralı), Kaleci Atilla, Mustafa Işık, Çelik ve Rüstem…

EREK SPOR’dan: Uçun Ağabey, Tırtıra Baki(gol kralı), Kaleci Adil, kaptan Şerif, Müslim, Reşit, Firuz Orhan ve Ahmet Demir’i

VAN GENÇLİK’ten: Kaptan Hoca Remzi, Pele İhsan, Necmi Gökdere, Azmi Hoca, İskele’li Engin, Mito ve Kaleci Fevzi’yi…

Van Atatürk Lisesi müdürümüz Dadaş’ı, Burhanettin Müküs,Reşit  Göğüş , Mustafa Akyol İbrahim Aydınoğlu, Aydın Şanal ve  Kurban Beyi,( JAVA Motosikletini)

Kazım Karabekir Ortaokulu’ndan; Müdürümüz Necmettin Çaldağ’ı, Akgün Oktar, Hüsamettin Çabuker, Güner Ayhan, Atilla Sağlam, Agah Biçer ve Ahmet Taşdemir’i...

Gazeteci Remzi Perihan ve Yalçın Kitapçı Ağabeyleri.

Kahveciler, Koçero, Muhtar İhsan, Bapir, İbrahim, Adil Ağabeyleri

Aloş ve Gero’yu.

Tekel Binasını, Hacı ağabeyin Büfesi ile Gardaş Selahattin’i!

Eski Büyük Camii’ni…

Necati Yörük’ün orijinal 64 Krem Chevroletini.

Buğday Pazarı, Tablacılar Çarşısı, Divan Oteli’ni…

Otobüs Kaptanları; Hacı Veli, Baki Haytabaşı, Arap İsa, Fantom Aziz, Sinan Alp, Furoğlu, Bala Adnan, Birbuçuk Ahmet ve Sabri Ağabeyleri…

Beşkardeşler Oteli, Bayram Oteli, Cevdet Yörük Petrolü unutamadık…

Niyazi Türkmenoğlu, Fırıncı İbrahim, Enver Perihanoğlu, Leblebici Ömer, Cevat Aytok, Şevket Alpaslan, Bilal Türkmenoğlu,Şeref Şahin, Şoratan Salih, Anahtarcı Turgut, Süleyman Şahin, Suat Kürşat,Ahmet Şahin, Erdal Çiçeksay, Mehmet Kuralkan, Şahin Türkmen, Pineci Resul,Sinemacı Şefik, Suat İlvan,Turan Haydaroğlu, Necip Kartal, Kasap Ziya Emi, İrfan Telli ve Sütçü Fevzi…

Tarihi Van Evlerini…

Vali Konağı ,Eski Hükümet Binası, Atatürk-Ticaret Liseleri, Eski Belediye Binasını,Kütüphane’yi..

Çırpaçlar, Fikri ve Muharrem Ağabeyler, kanal suları ve çırçırları.

Zeki ve Ömer Hoca’nın davudi sesleriyle okudukları ezanlar ile salaları…

Şeyh Reşit Hoca’yı ve vaazlarını…

Efsane Futbol Hakemlerimiz; Ahmet Eriş, Akkoş Güner ve İlker Perihan…

İtfaiyenin her gün ikindiden sonra Cumhuriyet Cadde’sini sulamasını,

Dere’deki  “Hıdırellez” etkinliklerini.

Efsane Öğretmenlerimizi… Fevzi Leventoğlu, M.Emin- Mustafa Göral, Vecihe İnci, Macide-Cevdet Atilla, Hayrettin Perihanoğlu,  Ayten Güner, Serpil Çilingir, Ahmet Berberoğlu, Güngör Töre, Erdal Şahin ve Ahmet Oto…

Kazanlarda kavrulup tenekelere doldurulan kavurmaları ve yere gömülen küp peyniri..

Birdirbir, uzuneşek ve güvercin taklası oynanan günleri unutamadık…

Melikan, dıngılapişto, aşıh atma, bilye ve milav kazıp fındık oynadığımız günleri.

Bahçelerde yanan semaverleri, kuzine sobaların üstünde pişen, hedikleri, kavurgaları, çedeneleri…

Vali Tepesi ile Memi Tepesi’nde kızakla kaymayı…

Etamin, kanaviçe, oya ve dantelleri…

Sonbaharda, çatlayan damlara toz döküp çiğnemeyi.

Cümbüşçü Aslan, Davulcu Tosun ve Halay Başı Fazıl Tuncil...

Gaz ocaklarını, tel dolapları, tunç karyola başlıklarını, kanaviçeli, etaminli yastıkları, kırlentleri, 14 numara gazlı lambaları, lüksleri, kadife perdeleri, kömürlü ütüleri ve klasik koltukları, cızlavit ve boğabaşları.

Şile, Kayganak, Cılbır, bulguraşı, turş aşı, Asude, Sengeser ve Ekşili’yi.

Üstü açık kasa kamyonlarla, pikniğe gittiğimiz günleri…

İskele’deki siloların önünde suya girdiğimiz günleri...

Hayırlı cumalar…

Yazarın Diğer Yazıları