Ümit Kayaçelebi

ÖMÜR DEDİĞİN 2

Ümit Kayaçelebi

Her yerde olduğu gibi Van’da da askerliğinizi bitirdiğiniz zaman hemen eş’e yetişmek için önce iş’e yani aş’a gerek oluyor. İş’i olmayana eş’de yok. O zaman tez zamanda elini bir iş’e atman yetişmen gerekiyor.

Bizde öyle yaptık haliyle herkes gibi. O zamanlar dediğim 70’li yıllarda İlkokul şahadetnamesi de yerine göre işe girmeye yetiyordu Ortaokul da yetiyordu ve Lise diploması süperdi. Devlet dairelerinde eski toprak işi bilenler de hep ilkokul mezunu memurlardı ve onlar işi amirlerinden daha iyi bildikleri için her zaman amirler tarafından el üstünde tutulurlardı.

Neyse konumuza dönelim; bizim aile büyüğümüz her zaman bizi arayıp soran benimde toyumda toy büyüğü olan rahmetli Hüsnü Baydaş bizim Hızır dedemizdi. Ne sıkıntımız olsa önce ona koşardım. Çok hatırşinas kadir kıymet bilen bir ağabeyimdi. Hanımı Saliha abla da aynen onun kadar iyi ve hatırşinas bir ablamızdı.

O zaman Hüsnü abi Yapı İşleri 13.Bölge Müdürlüğünde vazife yapıyordu. Müdürleri Halim Büyükbaydı. Mesai arkadaşlarından aklımda kalanlar Sabahattin Güleşer, Suphi Adıgüzel Ağa abi,AhmetYaşar..Hatta onun yanına gidende rahmetli Suphi Adıgüzel (ZırtçıSüpi) oraya gelir gırtlamalar atılırken tatlı tatlı anlatır biz de öyle pür dikkat dinlerdik. Çok dinlemiştim rahmetliyi.

Ve yine Hızır dedeme giderek iş lazım çalışmam lazım ki evleneyim dedim Hüsnü baba. Sevdiğim biri vardı birazda acelem vardı nedense. Hüsnü Abim dur dedi ben bi Galip beyi arayayım o bana bir işten bahsetmişti acaba ne işti bi sorayım. Manyetolu telefona sarıldı Galip beyle görüştü ve dedi sana göre bir iş var.

Neişi diye sorunca Orman Bölge Şefliğine bir fidanlık şefi ve birde müstahdem alınacak ama imtihan Bitliste olacak oraya gitmen lazım.

Sonra ilave etti ben dedi Galip  beyle görüştüm orada Sadettin bey var sen ona gidip beni Galip bey gönderdi diyeceksin ve Vanlı olduğunu ve Van’dan geldiğini de ondan başkası bilmeyecek.

İyi dedim imtihandan bir gün evvel Bitlise gittim imtihan olacak yeri tespit ettim ve o  zamanki Turistik Otele yerleştim. Oradaki Orman İşletme Şefliğine gittiğimde Sadettin bey bana dönerek sen kazanırsın mutlaka dedi ve ben de sana yardımcı olacağım Galip Beyin bende hatırı büyüktür.Ama ortalıkta fazla dolanma ve Van’lı olduğunu da kimse bilmesin çünkü Bitlisteki insanlar bir Van’lının kazanmasını asla istemezler. Ben de hiç kimseye korkumdan ve çekindiğimden hiç belli etmedim.

Otele bir de baktım bizim rahmetli Seyyat Yörük te müstahdemlik için gelmiş. Sarıldık kucaklaştık (o zaman virüs yoktu ki) Bitlis te olsa yakında olsa o vaziyette bir hemşeri ile olmak beni biraz rahatlattı.

Beraber o akşam yedik içtik bir de akşam sinemaya gittik sabah olunca beraber Bitlis Orman İşletmesinin yolunu tuttuk. O gün her iki iş içinde takriben 30 kişi kadar müracaat vardı. Biz onları tanımak istemesek de onlar bizi merak edip soruyorlar Seyyat Van’dan geldiğini söyledi ama ben ne ettilerse Van’dan geldiğimi söylemedim.

Önce Müstahdem kadrosu için içeriye aldılar müracaat edenleri ve ondan sonra Fidanlık Şefliği için gelenler alındı içeriye. İmtihan salonu diye bir şey yok! Misafirhanede yatakların üzerine ayrı ayrı oturduk. Üç kişilik bir komisyon var ve sorular sordular ve biz de yazmaya başladık. Zaten sorular da ilkokul seviyesinde şeflik kadrosu ilkokul mezunu kadrosu. Ben hemen hemen hepsini yaptım ve kendimden emin bir şekilde kapıdan çıktım. Meraklılar  nasıl geçti diye sordularsa da müspet cevap vermedim haliyle.

Öğleden sonra mülakat var dedim Seyyata gardaşgağ arazi olağ yoksa Bitlis’liler  bizi döverler.

Gittik yemek yedik çayımızı içtik ve geldik mülakata. Sıra bana gelende biraz sosyal hayattan bahsettiler vs. ben hepsine yerli yerinde cevap verdim ve çıktım.

Seyyata da hadi gardaş dedim burada fazla durmak olmaz bi otobüs bulağ kaçıp gidağ. Bu arada Sadettin Beyi görerek teşekkür ettiğimde o bana dönerek oğlum sen kazandın ama sana resmen bildireceğiz sen var git Van’a Galip beye de selamlarımı söyle.

Galip bey dediğimizde o zamanki Orman Bölge Şefi Galip Düzova. Valla biz o gece Van’a döndük ve ben Galip Beyin yanına vardığımda gözün aydın imtihanı kazandın artık sen Van Orman Fidanlık şefisin. Hem makamın  var hem de iyi de olmasa bir resmi aracın var.

Teşekkür ettim ve hiç unutur muyum hemen Hüsnü babaya vardım Allah senden razı olsun işi kaptık yarın göreve başlıyorum dedim haliyle o da sevindi.

Ve Hayatımda bir resmi dairede çalışmanın gururunu o gün yaşadığımda sanki dünyalar benim olmuştu. Elimiz ekmeğe yetmişti artık evlilik yolu da açılmıştı.

Ve böylece altı ay kadar bir zaman geçmişti,ki bir gün Galip bey yanıma geldi Kayaçelebi sana kötü bir haberim var senin Van Orman Fidanlık Şefliği kadrosu Elazığ Başmüdürlüğü tarafından tenkis edilmiş. Ben de sordum tenkis nedir şefim deyince galip Bey: Yani kadron geri alınmış. Ben de üzüldüm ama benim elimden de bir şey gelmez. Sadettin bey de beni aradığında Bitlis’tekiler ta Elazığ’a giderek niye bir Bitlisli yerine niye Van’lı atanmış ve siyasi kanaldan kadroyu geri almışlar.

Dondum kaldım ağladım. Nasıl ağlamayım hayallerim suya düştü gidip  100 puanla hakkımla kazandığım kadro kuş olup uçmuştu.

Eve geldim evdekiler üzüldü ve gittim Hüsnü babaya o da üzüldü. Yapacak bir şey yoktu kime sordumsa da bu konuda yapacak bir şey yok. Ve ben de kadere rıza selem müsellem yine eve döndüm ve yeni bir iş bulabilecek miyim diye yine beklemeye koyuldum .

Ve sonra baktım ki o vazifeye Bitlis’ten bir Bitlis’li gelmiş. Bitlis’liler o gün orada Fidanlık şefliğine bir Van’lının atanmasını hazmedemediler ve onların hırsları sayesinde yine işsiz kaldım.

O işi kaybettimse de o gün benim için koşturan Hüsnü abe ve Sadettin beyi hiç unutamadım onları da bu gün bu vesileyle rahmetle anıyorum.

Devam edecek.

Yazarın Diğer Yazıları