Şahbettin Uluat

Girişimcilik ruhu

Şahbettin Uluat

"Her adam kendi servetini kazanır; kendi tarzıyla…"

Bir belgeselden

"Hacı amca, biliyorum, paraya ihtiyacın var ve dükkânı da onun için satıyorsun. Ancak, izin verirsen sana samimi bir öneride bulunacağım."

Babam başını kaldırıp ona baktı.  O devam etti.

"Sen dükkândaki eşyaları sat, devret ama boş dükkânı verme, elinde tut. Ben oğlunla İstanbul'a gideceğim, kredili mal almak bana ait. Yazıktır, bu genç iş güç sahibi olsun."

Doğrusu böyle bir öneriyi ikimiz de beklemiyorduk. Ne var ki, babam çoktan kararını vermişti. Düğün yapabilmek için para gerekiyordu ve o para da dükkân devredilince gelecekti.

Kararlı bir sesle "hayır, olmaz" yanıtı geldi.

Dükkânın bulunduğu Yeni Cami Pasajı o günlerde yeteri kadar işlek değildi. Biz de işin erbabı değildik.

İşçi emeklisi olan babam dükkânı bize bırakıyor, "alın çalıştırın" diyordu. Elimizden geleni yapıyorduk ama mevcut işimizle bir türlü para kazanamıyorduk. Üstelik çok fazla hareket olmayınca sıkıyor, akşamı zor ediyorduk.

Oysa babama bu teklifi yapan arkadaşımız Kadir bizim gibi biri değildi. O ticarete başkalarının vitrinlerini düzenleyerek başlamıştı. Daha deneyimliydi. Bir şekilde bizim dükkânın da para kazanabileceğinin farkındaydı.

O günlerde babam bir kere mal almak için beni onunla İstanbul'a göndermişti.

Geç vakit gitmiş, bir otele yerleşmiş, yemeğimizi yiyip yatmıştık.

Henüz minarelerden sabah ezanları yankılanırken Kadir uyanmış, beni ve diğer arkadaşımızı dürterek kalkmamızı istemişti.

Gözümüzü açıp kapkaranlık olduğunu görünce şaşırmış, itiraz etmiştim. 

"Kalkın arkadaşlar, birazdan bütün İstanbul esnafı oturur." Deyip ağzıma doldurduğum itirazı dile getirmeme fırsat vermeden eklemişti.

"Ben, bu İstanbul'a gelince geceleri uyuyamıyorum."

Girişimci ruha sahip birinden işittiğim bu ilginç söz, bana oldukça ilginç gelmişti; şaşırmıştım. Sonraları bu sözü çok düşündüm.

Usta oydu, itiraz etmeden ona uyduk. Kalkıp giyindik, erkenci bir yerde çorbamızı içtik. Mal alacağımız semte geldiğimizde dükkânların kepenk sesleri sokaklarda çınlıyordu.

Kadir haklıydı.

İkimiz de örgü yünü satıcısıydık. Birlikte bilinen bir markanın toptan satış mağazasına gittik. Nakit paramız sınırlıydı. Kredili olarak da mal almamız gerekiyordu.

İşyeri sahibi ona nakit alışverişi kadar da kredi yapabileceğini söyledi. Bize de kredili mal verecekti ama ona verdiğinden daha azını.

Kadir ikinci kata çıkıp çuvalları doldurdukça doldurdu. Ben satıcının uyarısına uygun olarak ölçülü miktarda mal seçimi yaptım. 

İş hesap yapmaya geldiğinde Kadir'in nakit alışverişin üç katı kredili mal seçtiği ortaya çıktı. Ben anlamakta güçlük çekiyordum ama o ağzından girdi, burnundan çıktı ve satıcıları ikna etmeyi başardı.

Öngörülenden iki kat fazla ödünç mal almıştı.

Yaşadığım her şey benim için bir ders niteliğindeydi.

***

Her girişim az ya da çok risklidir. Girişimci de zaten riski göze alabilen insandır.

Emeklilik paraları ile iş yapayım derken ellerindeki, avuçlarındaki parayı yele, sele veren insan sayısı az değildir.

Ellerinde yeterli para, karşılarında sorunsuz yürütebilecekleri bir iş olduğu halde risklerinden korktukları için bu işlere yanaşmayan, ciddi kazançları bir anlamda tepen insanlar da az değildir.

Hesaplı, planlı, doğru, akıllı her girişim de insana beden ya da kafa çalışanı olarak alabileceği ücretten çok fazlasını kazandırabilir.

Öte yandan pek çok kimse, kısa ya da uzun vadede ortaya çıkması muhtemel riskleri değerlendirdikten sonra geri çekilip, sürekliliği olan, insanın geçimine yetecek miktarda gelir sağlayan ücretli bir işi girişimciliğe tercih de edebilir.

***

Ülkemizde nüfus piramidinin geniş tabanını gençler oluşturmaktadır. Gençler yaygın okullaşmadan yararlanıp eğitimlerini tamamladıktan sonra genellikle kamu kuruluşları öncelikli olmak üzere farklı sektörlerde ve çeşitli pozisyonlarda ücretli iş talebinde bulunmaktadırlar.

Bu da genç insanlarımızın girişimcilik anlamında vizyon, özgüven ve beceri bakımından yetersiz olduğu anlamına gelmektedir. Son yıllarda devletimizin yoğun destek ve teşviklerine rağmen eğitimli gençlerimizin çoğu, konu girişimcilik olduğunda alanda kendini gösterememekte, daha iyi kazanç sağlayabileceği işlere cesaret edememektedir.

Oysa değişen ve gelişen dünyada kalkınma ve zenginleşmenin motorunun kontak anahtarı çağın geçerli üretim araçlarını bir araya getirip değerlendirebilen, değerlendirip artı değer yaratabilen girişimcilerin elindedir. 

Uzman yaklaşımlarla girişimciliğimizin sorunlarının çözülmesi ile genç nüfus oranı yani genç beyin sayısı yüksek olan ülkemiz çok ciddi atılımlar yapabilecek, hak ettiği refah düzeyine daha kısa sürede ulaşabilecektir.

Girişimcilik konusunda ülkemizin ve diğer gelişmekte olan ülkelerin başlıca sorunları eğitim, özgüven ve teşviklerle ilgilidir.

Üniversitelerimizde fakülte ya da bölüm olarak girişimcilik alanında eğitim faaliyetlerine yer verilmesi anlamlı ve yararlı olacaktır.

Girişimciliği ayağa kaldırması beklenen kamu ve özel sektör teşvikleri konusunda da kimi girişimci adaylarının sorunlar yaşadığı bilinmektedir. Onların belirlenip giderilmesi kanalları açacak, tarafları rahatlatacaktır.

"Güzel zordan doğar," diye bir söz vardır. Güzel olan her şeyin kendine göre engelleri de mevcuttur.

Ülkemizin geleceği bakımından ciddi önem taşıyan girişimciliğin de güncel sorunları ağır görünseler de aşılmayacak şeyler değildir. 

Genç insanımızın enerjisini bilgi ve beceriyle donatıp sahaya getirdiğimizde; yeni girişimlere destek verip istihdamın, üretimin, kazancın yolunu açtığımızda çok daha müreffeh bir ülke haline geldiğimizi görmek güç olmayacaktır.

Bunun için yapılması gereken tek şey, girişimcilik anlamında sorumluluğu olan her bir insanımızın üzerine düşeni, iyi niyetle ve en kısa yoldan yerine getirmesi ve ağırlıklı olarak da politikacıların, uzmanların, eğitimcilerin konuya biraz daha yoğunlaşması olacaktır.

Olumlu sonuçlar er ya da geç kendini gösterecektir.

Yazarın Diğer Yazıları