Yunus Türkoğlu

Van kültüründe iz bırakanlar

Yunus Türkoğlu

Değişim ve göç kaçınılmaz olarak yurdumuzun her tarafında oluyor. Bir yandan daha önceden o memlekette yaşayanlar veya biz buna yerlisi de diyebiliriz, başka illere giderken ilçe, köy veya yakın illerden o bölgeye göçler olabiliyor. Haliyle güzel ilimiz Van cazibe merkezi olması sebebiyle çok daha fazla göç aldı. Bunda çok da yadırganacak bir durum yok. Burada asıl mesele bana göre bizdeki değişimin ani ve hızlıca olmasıdır. Belki de hızlıca dememek lazım, hızlı oldu demek daha doğru olur! Hızlı değişim ise sağlıksız kent manasına gelir. Bu durumun diğer illerle olan farkı nedir? Diğer illerde tedricen yani durum tabi seyri içinde ve yavaş yavaş olurken, fakat ilimiz Van büyük bir hızla değişti ve değişiyor.

 

Yazılarımda anlattığım yıllar 1973'lerden başlayarak ve değişimin başladığı en fazla 84-85'lere kadar olan süre. Ortalaması otuz beş kırk yıl gibi bir zamana tekabül ediyor. Bu anlattıklarım Van merkez için geçerli, ilçeleri kapsamıyor. . Eskiye çok fazla özlem duyuyoruz. Konuyu biraz daha netleştirmek istersek mesele şu; Büyük şehirlerde buna bağlı olarak Van'da büyük şehir kategorisinde, gökyüzü ile yeryüzünün aşkını bitirdik. Güneş, ışıklarını otuz beş yıl önce Mercimek veya Şerefiye Mahallesindeki papatyaların, ağaşların, torak damların, şurubu güllerin, çayırların, bostanların, elma ağaçlarının vs. üzerine yansıtırken bu gün ise ancak beton ve asfaltın üzerine yansıtabiliyor. Toprak sevdiğinden ayrı düştü gökyüzünü göremiyor. Kalın tabakalar ile sevgilileri maalesef ki biri birlerinden ayırdık! Mehtaplı gecelerde ay bile şavkını toprağa sunamıyor.  Anlattıklarımızın büyük bir kısmını kaybetmek, özlem duymak için yeterli. Haliyle hepimizde yetmişli yılları özlüyoruz. Betonların altında, beton binaların aralarında kalan anıları çıkarmaya çalışıyoruz çoğu zaman. Gelişmeye karşı olduğumu düşünmeyin lütfen. Gelişme olsun yatırım olsun, sanayi kuruluşları yapılsın ama şehrin tarihi ve kültürel dokusu her halükarda korunsun. Sanayi kuruluşlarının toprağımızı ve Van Gölü'nü kirletmemesi için önemler en üst seviyede alınsın. 

 

Kentimizin hafızaları olan tarihi ve kültürel yapılar ile sembolleşmiş değerlerimize belki de istemeden de olsa günün şartlarına uyarak kıydık! Daha önceki yazılarımda değinmiştim öneme haiz olduğundan yine tekrarlamak istiyorum. Biraz ütopik olacak ama, İskele Caddesi'ni yeniden kavak ağaçlarıyla donatabilirdik. Şehrin sokaklarından kanal sularını belki de akıtabilirdik!  Cumhuriyet İlkokulu ve Van merkezde olan Atatürk İlkokulu'nu, Gümrük Binasını, tarihi kütüphane, kerhiz sularımızı vb. değerlerimiz dedelerimizden bizlere emanetti koruyabilirdik!

 

Buna bağlı olarak Van Tekel Binası "Van Şehir Kütüphanesi Kültür Evi" olarak kullanılabilir mi? Diye düşünmeden de edemiyorum. Şimdilik bunlarla iktifa edelim.

 

Ümit ağabey' den (Kayaçelebi) yardım almadan da olsa,"- Van sevdalısı bu ağabeye selam ve sevgilerimi gönderiyorum" aklımda kalan bazı Van Kültüründeki unutamadığımız veya iz bırakan güzellikleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Buyurun…

İskele Caddesi ve kavaklarını..

Kehriz ve Zernebat sularını, Kişmirî Gülleri, Van Lalesi ve Zeringadek'leri.

Gaz ocaklarını, tel dolapları, tunç karyola başlıklarını, kanaviçeli, etaminli yastıkları, oyaları, dantelleri gırlentleri,14 numara gazlı lambaları, Löküsleri, kadife perdeleri, kömürlü ütüleri ve klasik koltukları, cızlavitleri, Boğabaşları.

Edremit ve İskele'deki Tahta İskeleler ile 2 Nisan Gemisi'ni.

Sofu Baba, Şeyh Gazai Baba, NanyemezBaba, Kılıçlı Baba ve Şeyh Abdurrahman Gazi Hz.lerini.

Kınyas Kartal, Ferit Melen, Burhan Türkoğlu ve Mirza Kurşunluoğlu gibi siyasetçi büyüklerimiz.

Foto Kırcan, Foto Stil, Foto Süphan, Foto Renk ve Su Fotoğrafçısı Mustafa Amca'yı.

Tenekeci Ömer Usta, tenekeci Hasan usta ve Oto Tamirci Cuma Usta'yı.

Demirci Cimşit Usta, Kemal Usta ve KazımUstayı

Atakan Çelik ve Hüsamettin Subaşı'nı

Diş Hekimleri; Sadettin Özok, Mustafa Bayramoğlu, Cihat Doğan, Özger Yalım ve Cafer Özvan'ı.

Akgün ağabey ve VW minibüsünü.

Sema Pastanesi, Doğan Pastanesi Tuşba Pastanesi, Şen ve Kent Kırtasiyeleri…

Kamyoncu ve Nakliyeciler; Sinek Cemal, Kirli Cemal, Mehmet Erkan, Hayrettin Mendi, Hacı Rafet, İskender Ertoş,Hasta Ali, Turgut Atacan, Hayrettin Nergiz, Cango Hüsnü, Recep Türkmen, Sami Türkoğlu ve Cemil Subaşı gibi Abiler.      

Şehir, Murat, Göl, Beşyol ve Güven Taksiyi, Taksiciler Selim, Salih, Yılmaz, Fikret ağabeyler ile Chevroletler ve Murat 124'leri.

Rekor, Özvan, Kayaçelebi, Cem-Ka, Kuşan, Erözmenler ile Günerler Mağazalarını.

Toprak damlar ve kurutulan erikleri.

Doktorlarımız; Daim Dirican ve İzettin Mungan'ı…

Spor Müdürümüz Saffet Demiroğlu'nu.

Emek Sineması,Şehir Sineması ve Yazlık Yıldız Sineması..

Marangozlar; İhsan Arslan, Hüsamettin Oskay, Aziz Usta ve Nezir Ustayı...

Belediye Başkanları A.Talay, M. Altay, T. Dabbağoğlu, M.Çohaz'ı ve Zabıta Müdürü Herkül Mustafa ağabeyi

 

ŞENGENÇLER'den: Şef, Gol Kralı Kasap Metin, Hoho Necmi, Kaptan Emoş Kaleci Halit, Sacit ve Zeki'yi

Sarı- lacivert renklerini.

2 NİSAN'dan: Ferik Refik, Kaptan Ergül Abi, Çetin-Metin Kardeşleri (Gol Kralı), Kaleci Atilla, Mustafa Işık,Çelik ve Rüstem'i

Mavi-beyaz renklerini.

 

EREK SPOR'dan: Uçun Ağabey, Tırtıra Baki (Gol Kralı), Kaleci Adil, Kaptan Şerif, Müslüm, Reşit, Firuz Orhan ve Ahmet Demir'i

Sarı- kırmızı renklerini.

 

VAN GENÇLİK'ten: Kaptan Hoca Remzi, Pele İhsan, Necmi Gökdere, Azmi Hoca, İskele'li Engin, Mito ve Kaleci Fevzi'yi

Siyah-beyaz renklerini.

Van Atatürk Lisesi'nden; Müdürümüz Dadaş'ı, Burhanettin Müküs, Reşit Göğüş, Mustafa Akyol İbrahim Aydınoğlu, Aydın Şanal ve Kurban Beyi,( Kırmızı JAVA Motosikletini)

Kazım Karabekir Ortaokulu'ndan; Müdürümüz Necmettin Çaldağ'ı, Akgün Oktar, Hüsamettin Çabuker, Güner Ayhan, Atilla Sağlam, Agah Biçer ve Ahmet Taşdemir'i...

Kazım Karabekir Ortaokulu önündeki bakkal Bayram Coşkun'un domatesli peynirli ekmeğini, Lise'nin önündeki Hoca'nın,  domates peynirli ekmeği, cam şişedeki ev yapımı Limonatasını.

Gazeteci Alattin Şen, Remzi Perihan ve Yalçın Kitapçı Ağabeyleri.

Kahveciler, Koçero, Muhtar İhsan. Bapir, Adil Ağabeyleri

Buriki,Gevdan, Ezdinan, Alan, Hertoşi ve Giravi, Jirki ve Mamohoran Aşiretlerini…

Omzunda terazi ile su taşırken mırıldandığı şarkılarla Aloş ve Gero'yu.

Tekel Binasını, Hacı ağabeyin Büfesi ile Gardaş Selahattin'i!

Eski Büyük Camii'yi…

Necat Yörük'ün orijinal 64 Krem Chevrolet'ini.

Buğday Pazarı'nı, Tablacılar Çarşı'sını, Divan Oteli'ni.

Otobüs Kaptanları; Hacı Veli, Baki Haytabaşı, Arap İsa, Fantom Aziz, Sinan Alp, Furoğlu, Bala Adnan, Birbuçuk Ahmet ve Sabri Ağabeyleri

 

Veli mi deli mi? Olduğunu anlayamadığımız Metin'i, Ahh!! Garibim Hıdo'yu…

Van Oteli, Beşkardeşler Oteli, Bayram Oteli,Cevdet Yörük Petrolü..

Niyazi Türkmenoğlu,Fırıncı İbrahim, Enver Perihanoğlu, Leblebici Ömer, Cevat Aytok, Şevket Alpaslan, Bilal Türkmenoğlu,Şeref Şahin ,Şuratan Salih, Anahtarcı Turgut, Süleyman Şahin, Suat Kürşat, Ahmet Şahin, Şevket Hoca, Erdal Çiçeksay, Mehmet Kuralkan, Şahin Türkmen, Pineci Resul, Sinemacı Şefik, Suat İlvan,Turan Haydaroğlu, Necip Kartal, Ali Çakmakçı, Kasap Ziya Emi, İrfan Tellive Sütçü Fevzi, Fotör Mecit Dayı Ağabeyleri..

Tarihi Van Evlerini…

Kuşcu İhsan, Kuşcu Sabri ve karakuyruk ev kuşlarını. Aslik, Pamuk, Ekşi, cebe sığmaz, bey elmaları, kadife tenli kaysılar ve Mellaki armutları,

Vali Konağı, Eski Hükümet Binası, Atatürk-Ticaret Liseleri, Eski Belediye Binasını, Kütüphane'yi…

Çırbaçlar, Fikri ve Muharrem Ağabeyler, kanal sularını ve çırçırları.

Zeki Hoca ve Ömer Hoca'nın Davudi sesleriyle okudukları ezanlar ile selaları…

Şeyh Reşit Hoca'yı ve vaazlarını… Kerküklü Mecit Ustayı

 

Efsane Futbol Hakemlerimiz; Ahmet Eriş, Akkoş ve İlker ağabeyleri.

İtfaiyenin hergün ikindiden sonra Cumhuriyet Cadde'sini sulamasını,

6 Mayıslarda sabah ezanından önce başlayıp, bazen gün boyu süren, Akköprü Deresindeki "Hıdırellez" etkinliklerini.

Efsane Öğretmenlerimizi…Fevzi Levent, M.Emin- Mustafa Göral, Vecihe İnci, Macide-Cevdet Atilla, Hayrettin Perihanoğlu, Ayten Güner,(Hüsrev Paşa İ.O. Öğretmenim) Serpil Çilingir, Ahmet Berberoğlu, Güngör Töre, Erdal Şahin ve Ahmet Oto..

Kazanlarda kavrulup tenekelere doldurulan kavurmaları

Birdirbir, uzuneşek ve güvercin taklası, melikan, dıngılepişto,aşıg,bilya ve milav kazıp fındık oynadığımız  günleri

Bahçelerde yanan semaverlerin dumanının kuzine sobaların üstünde pişen, hedikleri, kavurgaları, çedeneleri…

Peynirlerin küplere basıldıktan sonra, bahçelerde toprağa gömülmesini. Kışın, soğukta bir metreyi aşan karın altından çıkarılmasını.

 

Kar yağdıktan sonra mecrafe ve sekavülle damları süpürdükten sonra yerde biriken karların üzerine takla atarak düşmeyi.

Hadanoğlu, Kartal, Saraçoğlu, Yüzbaşıoğlu, Adıgüzel, Ertoş, Ezberci, Perihanoğlu, Yörük, Türkmen, Türkmenoğlu, Kurtoğlu, Kaptanoğlu, Çakaloğlu, Şahin, Türkoğlu, Kasapoğlu ve Kırmızıtaş, Çavuşoğlu gibi aileleri

Vali Tepesi, Memi Tepesi ve Mekelek Tepesi'nde kızakla kaymayı…

Sonbaharda, çatlayan damlara toprak tozu döküp lağla bastırmayı. Şoratan'ların tamir ve bakımını yapmayı…..

Cümbüşçü Aslan, Davulcu Tosun ve Halay Başı Fazıl Tuncil ağabeyleri

Şile, Kayganak, Cılbır, bulgur aşı,turş aşı, Asude, Sengeser ve Ekşili'yi.

Üstü açık kasa kamyonlarla, pikniğe gittiğimiz günleri…

 

İskele'deki siloların önünde, denize girdiğimiz günleri.

Ne kehriz kaldı, ne kehriz başı

Ne öküz kaldı, ne öküz arabası,

Ne camuş kaldı, ne camuş yoğurdu,

Ne nahır kaldı, ne nahırcı

Ne davar kaldı, ne hodah. Ne taya kaldı, ne şene…                           

Ne tarla kaldı; ne yemlik, benice, çatlan kuş, kazayağı, boğa yaprağı, evelikne dekuş pepesi…

UNUTAMADIK…

Hoşcakalınız.

Yorumlar 1
Fethi Yıldız 17 Mart 2021 16:13

Harika bir yazı, aynı duygularla Van'ı seviyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları