Yunus Türkoğlu

Van'ın unutulmayan üç esnaf portresi

Yunus Türkoğlu

Ne mutlu; Arkalarındaki bu boş kubbede hoş bir seda, bırakanlara!

Arkalarından Rahmet okutanlara!

Güzel ahlak, şefkat ve merhamet sahibi olan esnafa!

Güvenilir esnafa ve dürüst müşteriye!

Bir zamanlar kredi kartlarının olmadığı, marketler ile büyük alışveriş merkezlerinin de esamisinin dahi okunmadığı ve peşin para veya hiç para vermeden dahi alış veriş yaptığımız günlerdi! Van'da esnafların çoğunu tanır tabi onlarda bizleri tanırlardı. Ayakkabıya ihtiyacım olunca gider İş Bankasının ara sokakta Ayakkabıcı Turgut Ağabeyden ayakkabı alırdım.Bunun parası büyükler tarafından sonradan ödenirdi.  Et kıyma ihtiyacı olunca Kasap Necdet Eres ağabey'den alır akşam babam gider parasını öderdi. Annem,teyzemler ve komşular Özvan ile Rekor'dan alışveriş yapar haftalık olabilir veya bir dahaki gidişte öderlerdi. Güzel bir adet vardı daha müşteri ağzını açmadan o güzel esnaflarımız"- Tamam tamam git sonra verirsin." Derlerdi. Hem de Van'ın tüm esnafı bu sözü bütün samimiyetleriyle söylerdi.

Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Sayın İkram KALİ'nin çok güzel bir yazı dizisi var "İşinin Erbabı" Ellerine ve emeğine sağlık büyük bir zevkle okuyorum. Burada tanıdığımız bazı değerli ağabeyleri görünce Van sevdam zirve yapıyor. Geçenlerde Turan Haydaroğlu ile yaptığı röportajı okuyunca aklıma yıllar önce onlardan yaptığım bir alışveriş aklıma geldi,akabinde bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Nasip olursa Van'da geçmiş yıllarda unutulmayan üç esnaf ağabeyimizle yaşadığım anıları anlatmaya çalışacağım. Kronolojik sırayla gitmeyi düşünüyorum. Bunlar Kahveci Muhtar İhsan Aktuğ,  Rahmetli Erdal Çiçeksay ve Turan Haydaroğlu ile daha çok oğlu Selim Bey'i anlatmaya gayret edeceğim.

Kazım Karabekir Ortaokulundayım hemen hemen her gün babamın yanına alışveriş yapmaya giderdim."Hamal Arabası" yazımda hatırlarsanız anlatmıştım, genellikle öğlenci olmam hasebiyle sabahları gider gelirdim.Arada okul dönüşü yani saat üç dört gibi çarşıya gider babamla beraber erzakları alır eve dönerdik. Okul dönüşü biraz bir şeyler atıştırır karnımı doyurduktan sonra, annem;  "- Hadi oğlum babanın yanına git, siparişleri alın gelin" derdi. Tekrardan çarşıya doğru yola koyulurdum. Bu saatlerde Rahmetli babam ve arkadaşları ikindi namazlarını genellikle Küçük yani Sobacı Osman Camiinde arada Eski Büyük Camiinde kılarlardı. Sonrasında Muhtar İhsan amca'nın kahvesinde oturur günün kritiğini yapar, buna bağlı olarak ta yorgunluk çaylarını yudumlarlardı.

Cumhuriyet Caddesi'nden yürüyorum, Belediye binasını geçtim, inşaat halindeki Merkez Bankası'nı da geçiyorum kütüphane derken, Şehir Sineması'na giden ara sokağı dikey kesip, petrol ve Güven Taksi'nin aradan Çarşı Karakolu'na giden Sokağı geçip, Şen Kırtasiye'nin vitrinindeki kitaplara ve gazetelere biraz bakıyorum. Sol tarafta su fotoğrafçısı Mustafa Amca olurdu tabii bu saatte burada olmaz ihtimal oda kahvededir. Yine solda pineci Yusuf Ali amcanın dükkânı, Terzi Şamil ağabeyler derken kahvehanenin önündeyim. Bazen de düz gider Yahudi Moşi'nin dükkânının köşeden dönerdim. Sol tarafta ise Ali Çakmakçı'nın kebap salonu vardı.  Buranın iki kapısı vardı, ben Fırının olduğu taraftaki kapıdan girdim. Bu fırın yıllarca sıra bekleyip burcu burcu kokusu çarşıya yayılan ve tadına doyamadığımız ünlü İbrahim Talay'ın tırnak ekmeği Van çöreği yapan fırını. Hemen yola doğru kalın duvarlardan oluşan pencerenin içinde sırtım duvara dayalı vaziyette yarım otururdum. Yani ayaklarımı içeri doğru salar vücudum ve başım dışarıya doğru uzatır gelen geçenleri izlerdim. Tam bu vakitlerde hava soğumaya ve hafifçe pencerenin camları buğulanmaya başlardı. Oturduğum yerden hem karakoldan inen sokağı hem de Cumhuriyet Caddesi'ni seyrederdim. Akşama yakın havada soğuyunca insanlar artık günü bitirip evlerine doğru gitmeye başlıyorlardı. Merhaba, hoş geldin faslından sonra, İhsan amca anlayışlı insan evden gelmişim ellerim üşümüş bu durumda bir demli çay çok iyi gelir. Daha babam çay söylemeye fırsat bulamadan, hemen yüzümdeki ifadeden, benim çay istediğimi anlardı, anında bana tadına doyamadığım kırk, kırkbeş yıldır kendisini hep dua ile andığım bu insan, her defasında tavşankanı renginde nefis kokulu bir çay gönderirdi. O yaşlarda dışarıda yenilen yemek, içilen bir çay haliyle bize çok değişik gelirdi. Babam hesabı öderken çoğu zaman benim içtiğim çayın parasını da almazdı.

"Tamamdır Hoca"derdi.

Şimdi sormak lazım, bir kahvenin kırk yıl hatırı varda bir kaç çayın yok mu?  Evet, var hem de benim nezdimde kırk beş yıldır var. İhsan amcaya Rabbim cennet çayları içmek nasip olsun İnşallah. Âmin…

90' lı yılların ikinci yarısındayız, Mehmetçik Selen İlköğretim Okulu'nda görev yapıyorum.Okulumuz İpek Yolu Kurşunluoğlu Petrol'un arka tarafında, o zamanlar yoldan gözüküyordu şimdi arkalarda kaldı pek görünmüyor.Evimizde okulun çaprazında Sevimli Halı Saha ile karşı karşıyayız. O yıllarda tam okulumuzun karşısına büyük bir inşaat yapılmaya başladı. İnşaat tamamlanınca Ford Plaza oldu nihayetinde Akköprülü Otomotiv güzel açılışla İskele Caddesinden buraya göç etti. Gıcır gıcır Focuslar,fiestalar ve fusı onlar  okula gidip gelirken dikkatimi çekiyordu. Bizde de bir Brodvay var, bunu verelim başka bir araba alalım diye düşünüyoruz. Bir cumartesi günü saat on gibi hanıma dedim hadi biraz gezelim hem de Akköprülü Plaza'ya uğrayıp geliriz. Gücümüz yeterse İnşallah arabamızı da yenileriz. Kapıdan girdik kibar elemanlar hoş geldiniz deyip hemen bizimle ilgilendiler. Biz arabalara bakarken, Erdal Ağabey odasından bizi görmüş yanımıza geldi ve hoş geldiniz dedikten sonra bana ;

"- Doğan usta'nın neyi oluyorsun?"

Kendisi dayımdır deyince! Bu samimi insan, bir kardeşini görmüş gibi hemen bizi odasına aldı çay söyledi. Dayımla olan dostluklarını, arkadaşlıklarını anlattı. Tanıştıktan sonra sohbet ve muhabbettin akabinde küçük mahdumu Ali Beyi çağırdı. Bu benim çok sevdiğim arkadaşımın yeğeni ve hanımı gereken kolaylığı sağla diye talimat verdi. Burada Rahmetli Dayımı da anmadan geçmek istemem. Uzun yıllar YSE Müdürlüğü'nde görev yaptıktan sonra emekli oldu. Sanayi Çarşı'sında oto tamirciliği mesleğini bir süre daha sürdürdü. Daha sonra MHP ilçe başkanlığı görevinde bulundu. Hacı Doğan Yaşar dayım Van'da tanınan ve çok sevilen tatlı dilli güler yüzlü bir insandı. 1999 yılında Hakkın Rahmetine kavuştu. Mekânı cennet olsun.

Ali beyle arabalara baktık epeyce bir indirim yapmıştı. Sonradan bir indirimde Rahmetli Erdal ağabey yapmıştı. İlerleyen zamanlarda yine ford almıştık, fakat o gün gücümüz yetmemişti belki de nasip olmamıştı. Bu kıymetli ağabey ve oğlu Ali Bey ile tanışmak beni çok mutlu etmişti. Böyle insanlar kaldı mı? Rabbim, cennette size Burak'a binmeyi nasip etsin İnşallah Erdal Ağabey. Âmin…

Birkaç yıl sonra tayinim Edremit Hilmi Irak İlköğretim Okulu'na bilahare Halk Eğitim Merkezine çıkınca bu ilçeye taşındık. Halk Eğitim Merkezi Müdürüm daha sonra Ünseli Belediye Başkanı olan İshak Polat ile İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Macit Mumcuoğlu'na selam ve sevgilerimi sunuyorum. Edremit'teki evimize kalorifer sistemi çekmeyi düşündük ve doğruca Turan Haydaroğlu'nun dükkânına gittik. Tabi bizimle oğlu Selim Bey ilgilendi sağolsun. Keşiften sonra bize uygun makine ve petekleri verdi, pazarlıklarımızı yaptık. Bu kardeşimiz kurulumu yapacak bir ustada buldu bize. Malzemeyi evimize kadar getirip teslim ettiler. Peşinat olarak yarısını ödemiştim sonra iş bitince Selim Beyin yanına gittim. O ara yeni ev almıştım biraz sıkışıklığım vardı. Biraz daha ödeme yaptım bugünkü parayla dört bin TL kadar borcum kaldı ve en kısa sürede toptan ödeyeceğim dedim, tamam dedi. Söylemiştim ya o zamanlar kredi kartı çok yaygın değildi. Öyleyse senet imzalayayım dedim, Selim Bey"- Senin Salih ağabeyin kardeşin olman yeter, tamam ödersin! En kısa sürede ödedim ama bu insanlığı da unutamadım. Bu dostluğa bak, dünyada kaldı mı artık böyle insanlar? Bir iki kelamda ağabeyimden ettikten sonra bitireyim isterseniz. Ağabeyim Salih Türkoğlu yıllarca terzilik ve akabinde Van Yün İplik Fabrikasında bölüm şefliği ve müdürlük yaptıktan sonra emekli oldu. Yayınlanmış kitabı var, eski şair ve yazarlardandır.

Turan ve Selim Haydaroğlu sizler dünyada insanlara kolaylık sağladınız, meleklerde mizan'ın başında sizlere kolaylık sağlasın.

Hoşcakalınız.

Yazarın Diğer Yazıları