Ümran Öztürk

Her değişim yüze yansıyan bir ışıktır

Ümran Öztürk

Bir kentin ışığının bir insana yansıması olağanüstü bir enerjidir. O yüzden sevdiğimiz kentlerde yaşamak isteriz hep. Ama buraları bize sevdiren ortak değerlerimiz, paylaşımlarımız ve birlikte yol aldığımız insanlardır.

 

Memleketimiz de geçmişte birlikte yaşadıklarımızla ortak bir payda oluşturur yaşanan onca değişime karşın. Çünkü her değişim yüze yansıyan bir ışık gibidir. Ve bu da bizi değişen zaman dilimlerindeki bir ana, bir ize getirir götürür bir saat sarkacı gibi. Bazen bir iğde, ıhlamur, ya da gül kokusu unuttuğumuz anlara konuk eder. Badem çiçekleri, dalından koparıp yediğimiz çağlaların damağımızda bıraktığı tadını anımsatır.

'Bir zamanlar…' diye başlarız bağından, bahçesinden, ikliminden bahsederken ve o  yeniden yaşarız o şehri tüm özlemlerimizle. ' Bir zamanlar kehrizin suları…' diye başlar anlatmaya büyüklerimiz. Ve gölünde çamaşır yıkayan kara gözlü kızlarından dem vurur şairler ve Van balığının anavatanını Van Denizi diye tanımlar öykücüler. Ve halk dilinde de en özgünce yer almıştır  'Van Denizi' yakıştırması. İpeksi dokunuşlarla kıyıyı okşayan ahenkli bir balerin gibi ritmik ve nazlı. Ne kadar anlatsak eksik kaldığını düşünürüz maviden turkuaza, turkuazdan laciverte an be an dönen pırıl pırıl eşsiz sularda çığlık çığlığa martıların sesini. Çünkü duyguların o sihirli sözcüklerde yoğunluk kazanamadığını sanırız. Oysa içtenlikle seçtiğimiz sözcükler duygularımızın gerçek tercümanıdır.

Güneşle denizin buluşması olağanüstü bir manzaradır. Sevinç ışıltıları denizin üzerinde bir pırlantadır ve öylesine insanı içine çekercesine parlar. Tüm gün boyunca deniz ve güneşin raksı büyüler duyguda buluşan kalem tutan elleri, yazarı çizeri. Hele vakit bir de akşamsa o güneşin batışında ayrılıkların, kopmaların hüznü iner denizin üstüne. Sular renk değiştirir, çözer saçlarının bağını salınarak.

 

Güneş artık kızıl bir portakal gibidir son demlerinde bile ışığını esirgemez içli bir şarkıyla mendil sallar kıyıya.

 

Uzun bir seremoni ile gün batımı öper denizi alnından ve sabahla yine buluşmak üzere kızıllıklarını da alarak gider. Artık geride bir ay kalmıştır bir de şair ve şiirleri. Şimdi ayın şavkı vurur denizde ışıktan yollar oluşur, kıyı dalgalarla oynaşır durur. Ay'ın olmadığı günlerde de denize yakamoz yakışır. Rüzgâr sessiz ninni söyler, yanar gece, deniz coşar mehtap gökte sallanır. Denizin bağrını yırtarcasına balıkçılar teknelerle kol gezer. O ise hep cömertçe davranır ağ atan, dalış yapan balıkçıya. Sabahı bekleyerek dalar uykuya güneşin ayakuçlarından süzülerek yüreğine dokunmasıyla uyanır yeni bir güne.

Yazarın Diğer Yazıları