Yunus Türkoğlu

Hatıralarda Eski Van Evleri

Yunus Türkoğlu

Her insanın doğup büyüdüğü ve çocukluğunu geçirdiği ev, alelade bir yer, alelade bir mekân değildir. Buralarda hem his hem de şuurla mana kazanan bir hatıralar mevhumu mevzu bahistir. Ev denince: kişinin doğduğu, ailesiyle beraber yerleştiği, barındığı, yaşadığı ve hayatın paylaşıldığı en güzel, en güzide hatıraların olduğu  yuva akla gelir. Bundan dolayıdır ki insanın doğup büyüdüğü ve gençliğini geçirdiği evdeki hatıralarını unutması zor, belki de imkânsızdır!

Her insanın, her evin bir hayat hikâyesi vardır ve hiç biri diğerine benzemeyen…

Van, zengin ve köklü kültürün yaşatıldığı tarihi kerpiç evleriyle canlı bir kent kültürüne sahip şehirdi. Kentin temel dokusunu oluşturan değerleri muhafaza etmeyi başaramadık. Tarihi yapılarını günümüze kadar getiremedik. Eski kerpiç evleri yıkıp yerine apartman yaptık. Bu kültürü korumanın betondan daha önemli ve tarihi evlerin korunarak gelecek nesillere aktarılacak önemli bir miras olduğunun farkına varamadık! O güzelim evleri yıkıp harmahozan ettik! Yalnız evleri yok etmekle kalmadık, hatıraları da yok ettik! Belli bir bölümü veya sokağı koruma altına alıp bu kültürü yaşatabilirdik!

Van evleri kent dokusuna son derece uyumluydu.

Van’ın kerpiç evlerindeki yapılaşmadaki etkenler çeşitliydi. Bu etkenler arasında tabiat ve çevre şartları, yeryüzü şekilleri, zemin yapısı, ekonomik şartlar, aile yapısı direk veya dolaylı olarak etkili olmuştur. Bahçelerin yola bakan tarafına ev yapma tarzı benimsenmiştir. Giriş kapısı yola bakarken arka kapı avluya açılırdı. Kapı üzerlerinde çok çeşitli tokmaklar olurdu. Komşuya ve yeşile son derece önem verilirdi. Binalar komşunun rüzgârını, güneşini veya ışığını kesecek şekilde yapılmamıştır. Bahçelerde çeşit çeşit meyveler yetiştirilirdi. Evlerin yüzü güneye bakar, sokağa ve kanala yakın yapılırdı. Kanal, burada su sesi ve görüntüsü için önemliydi! Bu konuda manzara da önemli olmuştur.

.

Tarihi Van evleri son derece zarif yapılardı…

Bizimki bir devrin battığı yerdir. Çocukluğumuzu geçirdiğimiz evlerimiz yok artık. Mekânlar tamamen hercümerç oldu. Ve bir rüzgâr esti sildi gönlümüzün kıyısındaki izlerini. Bu sebeple acı-tatlı hatıralar yaşadığımız mahallemizi, komşularımızı, sokağımızı, bahçemizi ve evimizi daha fazla özlüyoruz. Dahası mahalle kültürünü özlüyoruz!

Tarihi Van Evi;

Yaşadığın günleri-geceleri, yazları-kışları bizlere de anlatsana…

Mimari açıdan Van evleri tek veya iki katlı olup, taş, kerpiç ve ahşap yapılıdır. Temeli taş, duvarlar kerpiçten ve geri kalanları ise ahşaptan yapılmış olan evler, duvarlar samanlı çamurdan sıvalı, damı topraktı. Bu evlerin yazları serin, kışları sıcak olurdu. Ön cephe ve arka tarafta karşılıklı şoratanlar olurdu. İki katlı olanların içeride yukarı kata çıkan tırabzanlı tahta merdiveni ve cumbalı olanları vardı. Evlerimizin ekserisi tek katlıydı.

Sen baharda kardelen, yazlarda ise gelincikler kadar güzeldin…

1970’lerin Van’ının sosyal ve kültürel şartlarını hatırlayabilenler azaldı. Son kırk yılda değişim çok fazla oldu ve hızla devam ediyor! Van’da yaygın mesken tipi bahçeli evdi. Van insanı apartmana alışamadı. Özleminde hep bahçeli ev var. İmkânlar dâhilinde bahçeli ve dubleks evde oturmayı hep ön planda tutmuştur...

Van’ın yaz akşamlarının o tatlı ve ılık havasında, Şeref Yurtsever’in Cevdet Paşa Mahallesi’ndeki evinin cumbasında oturup bir bardak çay içmek vardı…

Van evlerinin not defterinden geri kalanlar;

Çiçekli ve kadife perdeler, duvar halıları, etaminli, kanaviçeli kırlentlerle örtüler, kömürlü ütüler, bakır siniler, mangallar, bahçelerde yapılan kavurma, Kireç kokusu, kuzine sobanın sıcaklığı, kavurga ve hediğin tadı, kışın pencere içlerinde oturup kar yağışını izlemek, zemin tahtalarının gıcırtısı, yapılan nişan törenlerinde Aslan ağabeyin çaldığı cümbüşün sesi unutulmazdı…

Hatıralarda kalan eski Van evlerinde yaşayanlar:

Ahlaklı, hayâ sahibi, iffetli ve müşfik insanlardı…

Dünyanın en lezzetli kaynak sularını içerlerdi. Gerçek bir Vanlı bir yudum aldığı suyun hangi kaynaktan olduğunu hemen anlardı! Zernebat, bulak veya kehriz suyu mu?

Bahar gelip evlere badana vuruldu mu, ilk bir hafta kireç kokusu içinde mükemmel uykular uyunurdu…

Damda diz boyu biriken karları mecrefeyle aşağıya dökmenin zevkini yaşardı...

Geceleri ışığı söndürüp, pencere içinde “Arkası Yarın” dinlerdi…

Bahçesinde yetiştirdiği ayvaları astığı tavandan indirip kışın yerdi...

Kanaldan akan suyun şırıltısına meftun olurdu…

Evlerinizden saadet ve mutluluk eksik olmasın…

Hoşça kalınız.

Yazarın Diğer Yazıları