Yavuz Donat

Van izlenimleri

Yavuz Donat

Kan durmadıkça

İpekyolu Caddesi... İskele Caddesi... Peynirciler Çarşısı...
Ticaret Odası... Otobüs terminali... Vansesi Gazetesi...
Salı günü geldik... Van'da "manzara" şu: 
1. Şehir toparlanıyor... Hayat normale dönüyor. 
2. Ama yüzler asık... Halk tedirgin... Herkes Dağlıca Taburu'na yapılan saldırıyı, 8 şehidi konuşuyor.

3. Biri diyor ki: Olan yine fakirin çocuğuna oluyor...
Öteki diyor ki: Bu işleri, terörün devamından çıkarı olanlar yapıyor. 

***

Erdoğan-Kılıçdaroğlu buluşması... Ortak çözüm arayışları...
Leyla Zana'nın Hürriyet'teki söyleşisi...
Başbakan'ın BDP'ye karşı -Vanlı'nın deyimiyle- "açık kapı" siyaseti izlemesi...
İnsanları heyecanlandırmış... Umutlandırmış.
Ama Dağlıca'dan şehit haberleri gelince...
BDP'nin milletvekili çıkardığı, Belediye seçimini kazandığı Van'da "sokak" tepkili, "çarşı" öfkeli.
Dillerde hep aynı sözler:
- Bıktık artık... Yorulduk... Akan kan dursun.

Geri dönüş... Tam gaz

Nereden mi belli?.. Van'a gelen uçaklar "dolu."
Okullar tatile girdi... Depremden sonra "başka illere" gidenler, Van'a geri geliyorlar.
Bir diğer gösterge... Van, şehirlerarası otobüs terminali.
Metro... Vangölü Seyahat... Best Van... Van-Erciş İtimat... Erciş Sema... Öz Diyarbakır... Star Diyarbakır...
İstanbul'dan, Ankara'dan, İzmir'den, Antalya'dan, Mersin'den... Daha pek çok ilden "gidenleri, geri getiriyorlar."
Terminal "ana baba günü.
***

Dönenler "Van'a kavuşmaktan" memnunlar.
Ama "yazmamızı istedikleri bir şikâyetleri" var. 
- Otobüs firması, bagajımız için ayrıca para aldı.
"Bagaja" bakıyoruz... Maşallahı var... Yolcu başına "beş altı bavul... Yanındaki torbalar hariç... Yorgan döşek de.
"Otobüsçü" bagaj için para almayıp ne yapsın?.. Sorduk... "Fazla bir para" da alınmamış.

 

Şehitler giderken

Hakkâri-Dağlıca şehitlerinin cenazeleri "Van'dan gönderildi."
Samsun'a... İzmir'e... Konya'ya... Trabzon'a...
Mersin'e... Giresun'a... Diğer illere.
Vanlı üzgün... Vanlı mahcup... Vanlı "yaz abi, yaz" dedi:
- Deprem oldu, o şehirler sevgisini, vefasını gösterdi... Yardım gönderdi... Ekmeğini bölüştü... Biz ise onlara, şehit cenazeleri yolluyoruz... İçimiz yanıyor... Yaz abi bunları.

Derin sessizlik

Belediye Başkanı Bekir Kaya "görevden alındı... KCK'dan tutuklu."
Belediyeye, caddeye "pankartlar" asılmış. "İrademize müdahale olmasın" diye.
Ya da... "operasyonlara son verilsin" pankartı.
Ancak... 
"Yürüyüş... Gösteri... Molotof... Polise taş atma... Slogan... Kepenk kapatma" yok.
Vanlı "terör yorgunu... Deprem yorgunu."
Vanlı "işinde gücünde... Ekmek derdinde."
Vanlı huzura susamış.

VANSESİ Gazetesi bizi "manşet" yapmış.
"Van'a en sık gelen gazeteci" diye. 
Teşekkürler... Vazifemiz. 
"Van notlarına" devam edeceğiz.

Uzaktan kumanda

Kahvede... Kahvaltı salonunda...
Sokakta... Terminalde... Kiminle konuşsanız, sanki sözleşmiş gibi "aynı sözleri" dinliyorsunuz: 
Asker de ölmesin, dağdaki de. 
Kan duracak fakat... Kanın durmasını istemeyenler bu işi kaşıyıp duruyorlar. 
Terörün arka planında dış güçler var... Terör, dışarıdan kumandalı.

Güzellik yarışması

Yarışma gelecek hafta... 26 Haziran Salı. Aslında Van'a "yarışma günü" gelecektik... "Jüri üyesi" olacaktık.
Ama 26 Haziran'da "İstanbul'da bulunmamız" gerekiyor... O nedenle, "aylık olağan Van ziyaretimizi" erkene aldık.
Öncelikle Van halkının bir "mesajını" iletelim.
Mesaj, depremden sonra Van'a gelen, "yüreğini Van'da bırakıp dönen" Sezen Aksu'ya: 
- Sezen Hanım, yarışmada jüri üyesi olur musunuz?

***

Yarışmaya emeği geçen "kurum ve kişileri" kutluyoruz.
Valiliği... Üniversiteyi.
İl Kültür Müdürü Muzaffer Aktuğ'u, üniversite hocası Murat Oto'yu, Van Kedisi Araştırma Merkezi Müdürü Mehmet Karaca'yı...
Gazeteci dostları. 

***


Çam sakızı, çoban armağanı... Ödüller "mütevazı."
Birincilik ödülü "3 bin lira." İkinciye 2 bin lira... Üçüncüye de bin.
Yarışma "Van Kedisi Güzellik Yarışması."
Yarışmaya katılacak kediler birbirinden güzel. 
Fildişi-beyaz renkli... Tilki kuyruklu... Uzun ve dalgalı, sık tüylü.Kedi var bir gözü mavi, diğer gözü sarı.
Kedi var bir gözü mavi, diğer gözü yeşil. Allahım... Bu ne güzellik böyle...
Al koynuna yat. 

***


Vanlı, kediye "pişik" der.
Çok kişi yolda bizi çevirip dedi ki:
- Jüride olacaksınız değil mi?.. Benim pişik de yarışacak. Ah keşke "yarışma günü"
Van'da olabilseydik.
(Not: Eğer gelebilirse... Sezen Aksu'nun hediyesi hazır... Sevimli bir pişik.)

Dün... Ve bugün

Depremde evi yıkılan, çadırda çileli günler geçiren, sonra konteynıra taşınan Vanlı, daha önceki gelişlerimizde bize şöyle derdi: 
- Ne olur, başımızı sokacak bir ev... TOKİ'nin evi... 
TOKİ, "tarih yazdı", kısa zamanda evleri yaptı.
Ama... Bu gelişte Vanlı'dan "farklı istekler" dinledik: 
Dağa değil Van Gölü'ne bakan ev istiyorum. 
TOKİ bize, komşumuzu seçme hakkı tanısın... Yıkılan apartmandaki komşumla, şimdi yine komşu olabilsem. 
Evler çok güzel... Beş katlı... Ama asansörü yok...
Apartmanlara asansör de yapılsaydı olmaz mıydı? 
İnsanoğlunu memnun edebilmek o kadar zor ki...

Heykel

Van kedisi, Van'ın simgesi. Şehirde büyük bir "kedi heykeli" vardı...
Havaalanı yolunda.
İpekyolu Caddesi ile 2 Nisan Caddesi'nin kesiştiği kavşakta.
Şimdi kavşağa "alt-üst geçit" yapılıyor.
"Kedi heykeli" kaldırılmış.
Kalabalığın arasına girdik... Halkın isteği şu: 
- 23 Ekim, depremin yıldönümü...
O gün, kentin uygun bir yerine kedi anıtı dikilsin.
VANSESİ Gazetesi
'nin Genel Yayın Yönetmeni İkram Kali dostumuz "doğru" dedi ve ekledi: 
Bir heykel daha dikilsin... Kardeşlik ve dostluk heykeli. 
Depremde her ilden, her ülkeden Van'a yardım yağdı... Bu dostluk ve kardeşliği anlatan bir vefa anıtı yapılsın.

Yazarın Diğer Yazıları