Veysel Selen

Van'ın önce Rus ardından Ermeni İşgalinden Kurtuluşunun 100 Yılı

Veysel Selen

Van'da Ermeni ayaklanması ve Ermeni işgalinden kurtulmasını irdeleyen yaklaşık 6-7 makale yazmışım, Vansesi gazetesinde. İzlediğim kadarıyla bu minvalde yüzlerce makale ve yazı yayınlanmıştır. Bu kez farklı bir yazı kaleme almayı tasarladım.

Birinci Dünya Savaşı'nın başladığı 1914'de, Van'da il genelinde 179.380 Müslüman, 67.792 Gayri Müslim yaşıyordu. Van merkezdeyse toplam 67.792 kişi vardı. Bunun 30-35 bini Müslümandı.

28 Şubat'ta Çatak, Gevaş, Havasor ve Timar civarında başlayan Ermeni ayaklanması, 7 Nisan 1915'de Van'a sıçradı, Ermeniler tüm imkanlarıyla ve on yılların hıncıyla Müslüman mahallelerine saldırdı. Yıllar öncesinden hazırlandıkları belliydi. 8-10 kişinin yan yana yürüyebileceği genişlikte tüneller aracılığıyla, aniden Müslüman mahallerinde ortaya çıkıp ortalığı terörize edip yakıp yıkarak, öldürerek, aniden ortadan kayboluyorlardı. Bu Tünellerden birini, bir çökme sonucu eski Karakol ile Büyük Cami arasında ortaya çıkınca, ben de hatırlarım.

23 gün süren saldırı sonucu Kale ve Müslüman mahalleleri Ermenilerce ele geçirildi. Mahalleler, dükkanlar, evler, ibadethaneler yakılıp yıkılmıştı. Vali Cevdet Bey elindeki kuvvetlerle halkı koruyamayacağını anlayınca halkı göç ettirmek için telgrafla izin istedi ve ilk iç göç Türklere (Müslümanlara) uygulandı.

Ahali kara yoluyla, Ermeni gemi kaptanlarının kullandığı teknelerle iç bölgelere göç etmeye muhacerata başladı. Teknelerle gidenlerin büyük çoğunluğu katliama uğradı. Toplamda 25-30 bin Vanlı Müslümanın katledildiği sanılmaktadır.

Ancak biz Türkler acılarını büyütmeyen, derinlere gömen huyu nedeniyle çektiğimiz acıları, çileleri, katliamları pek anlatmayız.  Maalesef şiirlere, romanlara da konu edemedik bu büyük acıları. Bildiğim, Şark Yıldızı adlı 2 ciltlik bir roman ve İbrahim Arvasi'nin  Hatıratları var. Son dönemlerde 2-3 roman daha yazıldı. Ancak kitleleri etkileme açısından bu sayılar yetersiz. Örneğin, Vanlı girişimcilerin en azından Şark Yıldızı adlı 2 ciltlik romanı, bastırıp dağıtıma sunmaları, 100. Yılın sürprizi bu olmalı.

1960'lı yıllar sonunda Ermenilerin her yerde soykırımı dillendirmeleri üzerine, yaşayan 10-12 Vanlı ile yaşadıkları ve özellikle Zeve katliamı sırasında, neler yaşadıkları sorulup kayda alınmış ki çok yetersiz bir çaba... Ayrıca çok kişi de bilir ki mahallesinde, evinde komşusu, Anneannesi ya da Babaannesi Müslümanlaşmış Ermenidir, belkide onları yaralamak istemez. Buna karşın dünyanın muhtelif yerlerdeki Ermenilerin yaptıkları anı çalışmaları, yüzlerle ifade edilebilir.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, öteki sivil toplum kuruluşları, Van'dan göç edip başka memleketlere yerleşen Vanlıları yaşayan çocuklarına, torunlarına ulaşıp babalarının, annelerinin, dedelerinin, ninelerinin muhacırlık ve muhacırlıkta yaşadıklarını anlatan hikayelerini, 1-2 sayfa halinde de olsa anlatmalarını sağlamalı. Eminim ki çok sayıya ulaşılır.

Bunlar sağlanırsa yani çok sayıda Müslüman anısı ve hiç aşağılık duygusuna kapılmadan Ermenilerin de anılarını içeren yazılar oluşturulacak Van Kent Müzesinde sergilenmeli.

Van'ı işgal eden Ermeniler il kez Ağustos 1915'de Halil Kut Paşa (o zaman yarbaydı)  fırkasının Van'a girmesiyle, çetelerle Ermeni ahali, İran'a doğru kaçmaya başlar ve Ermenistan'a gider, bir kısmı da İran'da kalır. Rusların çabasıyla Van yeniden Ermeni çetelerince işgal edilir. Ta ki 2 Nisan 1918'de Ali İhsan (Sabis) Paşa komutasındaki kolordu harekatıyla, Van kesin olarak kurtulur.

Kurtulur kurtulmasına da, tüm geçmişi 1000 yıllık, 1500 yıllık birikimi, hafızası, değerleri, birikimleri, mimari yapıları, artık, bir enkazdır. Ermeniler sadece kendilerine değil Vanlılara da en büyük ihaneti yapmışlardır. Aklı başında, sağduyu sahibi olanlar ne kadar yanlış yaptıklarını daha o zaman anlamıştı ama iş işten geçmişti.

1918 sonrası Van, sıfırdan her şeye  başlayan bir Van'dır. Hafızası, Ermenilerin yakıp yıkmadığı sayıları yüzü bile bulmayan bağ evleri, geri dönenlerin yaşamak için yaptıkları tek ya da 2 katlı evler ve devlet dairesi olarak yapılan Hükümet Konağı, Halkevi binası, Belediyedir. Hoyratlık ve depremler her şeyi sıfırlayınca Van'da tarih ve hafıza adına çok az şey kalmamış oldu elde.

2 Nisan 1918 sonrası günlerde yıkıntılar arasında yaşayan 200-300 kişi ve  Van'ın kurtulduğunu öğrenen az sayıdaki Vanlı  geri döndü. 1919'da sayı 1000, 1921'de ancak 3000'dir.

Van'ın acil iskan edilmesi gerekir. Tam 1921-1922'de İran'da Kürt Simko (İsmail Ağa) ve Ermeni Marmişo ve Emerhan,  İran'ın Urmiye, Hoy, Salmas kentleri ve 47 köyünde yaşayan uyruğu belirsiz Küresünni Türkmenlerine baskı, zulüm ve katliam uyguluyordu. Bu büyük topluluk İran sınırını geçince bu büyük kitle 24 Eylül 1925'te çıkarılan Şark İslahat kanunu ile Ermenilerin gitmesiyle boşalan 20'ye yakın köy,  başta Van merkez, Özalp, Başkale, Saray gibi köy irisi yerleşim yerlerine iskan edilir. Van esnaflığı, sanatı, kültürü, yaşam biçimi gene aynı kanunla iskan edilen Kafkasya'dan gelen Burukanlı Kürtlerle birlikte oluşturulur.

Günümüzde kent, tam kozmopolit bir yapıyı içeriyor. Bir yanda kentine sahip çıkıp elde kalanlarla bir hafıza oluşturmaya çalışanlar, öte yandan kente has bilinen kültürü yaşatmaya dönük iyi niyetli gönüllü girişimler... Alabildiğine işsizlik, genç nüfus, hala çarpık kentleşme, çevreye saygısızlık... Bir tek fabrikası, iş alanı olmayan ve bunu talep etmeyen, hayvancılığına bile sahip çıkmayan kaderine razı, bir büyük kent köy.

Yazarın Diğer Yazıları