Veysel Selen

Güvercin tedirginliği...

Veysel Selen

Uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden, Agos Gazetesi genel yayın yönetmeni, Hrant Dink'in yazın dünyamıza kazandırdığı, "Ruh halimin güvercin tedirginliği" satırları, bu günlerde hep aklıma takılıyor.

Ne diyordu o yazısında Hrant Dink, "tıpkı bir güvercin gibiyim. Onun kadar sağıma, soluma, önüme, arkama göz takmış durumdayım. Başım onunki kadar hareketli ve anında dönecek kadar da süratli". Gelen tehditlerle, kendi ülkesinde azınlık olmanın ruh halini yansıtıyordu bu satırlar.

FETÖ'nün 15 Temmuz kalkışması sonucu, Cumhurbaşkanının en yakınındaki yaverleri hain çıktı.

Genelkurmay Başkanı'ın özel kalemi, yaveri hain çıktı..

Kuvvet komutanları yaverleri tarafından rehin alındı.

Bu kadar yakına sokulmuş hainin olduğu yerde, Cumhurbaşkanının, Genelkurmay başkanının, kuvvet komutanlarının tedirginlik duymaması imkansız.

Hissettirmeseler de bu tedirginlik görülüyor.

Kendi uçağımızın, TBMM'yi bombalaması, akla dahi gelmezdi ya da kendi askerimizin halkın üzerine ateş açması...

Televizyon tartışmalarında uzmanların, FETÖ'den kopan itirafçıların, anlattıklarından çıkan, bunların örgütlenme ve her yerde büyük yüzdelerle bulunma ihtimali bu tedirginliği haklı kılıyor şüphesiz.

Cumhurbaşkanı şimdi kimseye tam güven içinde olamaz. Genelkurmay başkanı da, kuvvet komutanları da.

Yanlarında, arkalarında, önlerinde olanların, örgütten olma ihtimali ya da sonradan devşirilme ihtimali, akıllarının bir köşesinde hep olacak.

Yediklerinden, içtiklerinden bile kuşku duyar haldeler.

Nitekim dün, Rusya'ya gidişte uçaktakiler, uçak kalkar kalkmaz tedirginlikle uçak penceresinden çevrelerinde bir F-16 olup olmadığını ya da bir helikopterin havadaki varlığını, bir füzeyle vurulma, tedirginliğini duyumsamışlar. Bu tedirginlikle havayı kontrol ettiklerini, bu gün sabah, CNN'de Parametre programında Hakan Çelik dile getirdi.

Rus hava sahasına girdiklerinde derin bir "oh" çektiklerini de söyledi.

17-25 aralık olayından sonra, dinlemelerden ve sonrasında bir Twitter fenomeni olan Fuat Avni'nin, sanki Cumhurbaşkanının yanındaymış gibi çok mahrem sızıntılar yapması bir rahatsızlık yaratıyordu. Bu yetmezmiş gibi yaver olayı, MİT başkanının, kendisine 15 Temmuz kalkışmasını haber vermemesi bu tedirginliği artırıyor.

Şu an Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanı, Genelkurmay başkanı ve devletin tüm yetkilileri tam bir "güvercin tedirginliği" yaşıyor.

Bir çok kişi de, FETÖ ile, öyle ya da böyle bir ilişkim ortaya çıkar mı korkusunda. ?

Özellikle AKP li çok politikacının yolu, bir şekilde Fethullah Gülen'le kesişmiş, en azından övgüler düzmüş durumdalar, bu hal başlarına bir iş açar mı tedirginliğindeler?

Yandaş ya da havuz medyasından yüzlerce kişi Fethullah Gülen'i ziyaret etmiş. Ya Fethullah, o ziyaret kasetlerini yayınlarsa... Seyreyleyin gümbürtüyü..

Hele iş adamları, ödedikleri himmet paralarının ayaklarına dolanması tedirginliğindeler,  gerçi artık himmetten kurtuldular, kazançları bu oldu, tabi eğer geçmişte yaptıkları, tehdit olup önlerine konmazsa...

Kendini bir şekilde gizlemiş FETÖ'cüler de, her an açığa çıkma tedirginliğindeler.

Ne "güvercin tedirginliği" imiş gördünüz mü? Etme bulma dünyası. Sevdiğiniz terimle, "men dakka dukka"

ERDOĞAN'IN YANLIŞ SEÇİMİ.

Bu kadar büyük çoğunlukla hükümet ol, 14 yıl ülkeyi adeta tek parti gibi yönet, sözünün üstüne söz söylenmesin ve bu gün bu halde ol. Hayret..

Kabahat senin be Cumhurbaşkanım. Ülkenin yetişmiş, Atatürkçü, Kemalist, sosyal demokrat, solcu ya da hiç bir taraftan olmayan tüm kadrolarını Fethullahçılara güvenerek elinin tersiyle ittin.

Kimisine monşer deyip alay ettin, kimisine Alevi deyip aşağıladın, kimisini rakip siyasi partinin elemanı görüp harcadın. Kala kala hainlerle 4. sınıf, yönetimden anlamayan, tek yetenekleri cumhuriyet ve Atatürk karşıtı olan kifayetsizlere kaldın.

Alnın secdeye gelmesi, dudağının kıpırdaması, cebinde takkesinin olmasının yetmediğini, eminim ki bu 14 yıl sana göstermiştir.

Bakanlar kuruluna aldığın bakanlarına bir dön bak; kimisi milli eğitimi hem milli olmaktan, hem eğitim olmaktan çıkardı, aldırmadın, Kuran kursuna gitsinler, İmam- Hatipli olsunlar yeter, dedin

Kimisi,  halkın alın teriyle vergisiyle kurduğu, yüz binlerce insanın geçim kaynağı olan tesisleri, özelleştirme adı altında, içindekilerle birlikte"babalar gibi sattı", aldırmadın.

Kimisi köylünün, çiftçinin gelir kapısı olan tarımı, hayvancılığı bitirdi, kimse tarlasını ekmez oldu, görmedin.

Kimisi "devletten bir lira çıkmıyor" deyip yap işlet devret garabetiyle yapana maliyetin 10- 20 misli para kazandırdı aldırmadın.

Kimisi, senin sevdan olan İstanbul'u, ranta kurban etti, küsmekle kaldın.

Kimisi, bu gün senin düşmanın olan FETÖ'ye Ankara'yı parsel parsel sattı, sessiz kaldın.

Kimisi "sağlık reformu" adı altında, 4 milyar dolar olan ilaç alımını, 34 milyar dolara çıkardı aldırış etmedin.

Kimisi, 3 haftaya Emevi Camisi'nde namaz kılacağız deyip, tüm dış politikayı berbat edip,  ülkeye yüz milyarlarca dolar zarara uğrattı görmedin, bir de tutup başbakan yaptın.

Kimisi, İsrail'i özür diler hale getirirken, kimisi Rusya'dan özür dilemene neden oldu, 8 ayı heba ettin.

Kimisi vatansever askerleri kumpasa getirip, tutuklatıp, seni savcılığa soyundururken, feryatları, uyarıları duymadın bile.

Ülkede o kadar değerli, yetişmiş, dünyayı bilen, ülkesin seven, ülkesinin çıkarını düşünen insanı, ideolojik körlükle itip böyle 4. snııf insanlarla çalışırsan, kusura bakma sn. Cumhurbaşkanım, kabahat senin.

Sana yağ çeken, çok insana göre yetersiz danışmanlarının arasında, sana doğruları söyleyecek bir iki,"şeytanın avukatı" olsaydı keşke. Belki farklı olurdu çok şey.

Kadro kuramadın, ya aldatıldın, ya aldandın. Şimdi çoğu hain oldu, kalanlarsa yetersiz.

15 Temmuz'un bu bağlamda da, "milat" olmasını herkes umut ediyor.

Ya tam ve eksiksiz demokrasi, ifade ve düşünce özgürlüğü, eşit yurttaşlık, hukukun üstünlüğü, laik, sosyal bir devlet olarak bu açmazlardan kurtulacağız, ya da yeniden sizin kafanızın ardındakileri gerçekleştirme, gerginliğini yaşayacağız.

Hakkımızda hayırlısı olsun.

Yazarın Diğer Yazıları