Veysel Selen

Ermeni ayaklanması ve Van'ın kurtuluşu

Veysel Selen

Merhaba ile başlamıştım, VAN HAFIZASI'na yapacağım katkıları yazacağım "Bizim Eller" köşesine.

Olayları bir düzen içinde anlatmayı planlıyorum. Bu doğrultuda öncelikle 1. Dünya Savaşı, Ermeni Ayaklanması ve Van'ın Kurtuluşundan başlamak en iyisi. Bu döneme ilişkin kaynakların neredeyse tümü sözlü anlatılara dayanıyor. Var olan yazılı kaynakları çoğu Van'ın yakılması ve yıkılması sırasında yok olmuş.Araştırmacılar, Üniversiteler ise bu konuya fazla girmemişler. Ben de Babamın gözünden bu dönemi anlatacağım. Babam 1. Dünya Savaş'ı başladığında İran'ın Urumiye vilayetinin Kuluncu köyünde yaşıyor. 23 yaşlarında. Aile Osmanlı hayranlığıyla, doğan erkek çocuklara; Sultan Aziz, Sultan Mecit, Sultan Hamit, Sultan Reşat, Sultan Murat adını koymuş. Cumhuriyet döneminde kayıt yapılırken Sultansız Hamit olarak kaydolmuş. Bu köye aile Yavuz Sultan Selim döneminde Karaman ve Akşehir yöresinden gelip yerleşmiş. Çevrede onlarca Türkmen, Azeri köyü var, gene onlarca Ermeni, Kürt köyü. Bu yöre Küresünni diye anılıyor.

1905-1915 bölge bir alt- üst oluş içindedir. Ermeniler ve Nasturi'ler ayaklanmış ayırım yapmadan Müslümanları kırıyor, Müslümanlar da Ermeni ve Nasturileri, Kürtlerse her iki tarafı. 1915 başlarında bölge Osmanlı işgalinde. Bölgede Van Valisi Cevdet Paşa 10.000 askerle, Çerkez Ethem 4000 kişilik Çerkez milislerle, Kürt Şekak aşireti lideri Simko (İsmail Ağa) 12.000 kişilik Kürt süvarileriyle  ayrıca Laz taburları, Kazım bey (Özalp) komutasında Van Jandarma birlikleri ve çok sayıda başıbozukla bir hercümerc yaşanıyor. Bu alt-üst oluş sosyal ve siyasal dengeleri bozduğu gibi en çok zararı burada yaşayan Türklere veriyor. Babamın 2 ağabeyi ve 9 akrabası aileleriyle birlikte Ermenilerce öldürülüyor. İngilizlerin Ermenilere verdiği ( yörede 5 açılan olarak anılan) mavzerin insanlar peş peşe dizilerek öndekinin göğsüne dayayarak merminin kaç kişiden geçtiği test edilirken ölüyor ki kavga eden 2 Mandayı boynuzlarından ayıracak kadar yiğittir ağabeyi. Hayatta kalabilme adına sağ kalan kendinden 5 yaş küçük kardeşini yanına alarak bir kaç kişiyle birlikte herkes için o günlerde en güvenli ve yaşanılacak yer olarak bilinen "VAN"a doğru Saray ve Özalp yoluyla geliyorlar. Van'a doğru yaklaşırken Memedik Boğazı civarında askerler önlerini keserek babamları TOPRAKKALE Kışlası'na getiriyor. Öğreniyorlar ki Van'da da Ermeniler isyan etmiştir Aynı kıyam ve kırım burada da var. Van Valisi Cevdet Paşa kuvvetleriyle İran'da oyalanırken Toprakkale Kışlasında, Hacıbekir Kışlasında ve Aziziye Kışlasındaki askerlerin gücü isyanları önleyememiş. Güçlü olan Ermeniler Van halkına büyük zarar vermiştir. Babamlar da milis yazarak birer hurda martini,25-30 fişek bir de ısınan namluyu soğutmak için büyükçe bir soğan verilmiş. Gününü çok net hatırlıyor 10 Mayıs 1915 Cevdet paşa Van'a gelmiş ve aynı gün Van'ın Müslüman ahalisine "HİCRET"emri verilmiş. Ahali kitleler halinde bulabildikleri her araçla; gemiyle, At Arabasıyla, kağnıyla veya yaya başlarına ne geleceğini bilmeden bütün ağırlıklarını geride bırakarak güveli yerlere ulaşmak için   muhacırlığa başlamıştır.

TOPRAKKALE KIŞLASI'ndan Van Kalesi ve çevresindeki yangını ve insanların kaçışını yaşlı gözlerle sadece seyrediyorlardı, hüzün içinde...

Hikmet Ilgaz'ın 2 ciltlik ŞARK YILDIZI ve İbrahim Arvasi'nin hatıratı olan Tarihi Hakikatler kitapları okunabilir.)

Yazarın Diğer Yazıları