Veysel Selen

Başkanlık

Veysel Selen

AKP ile hayatımıza giren "uçmak" sözcüğü ile öyle iç içe olduk ki gündem de uçuyor. Yakalayabilene aşkolsun. Şaşırdık adeta, önümüzdeki onlarca yılımızı etkileyecek anayasa değişikliğini- başkanlığı mı tartışalım, bir geceyarısı araya sokuşturulmaya çalışılan "tecavüzcülere af" sayılacak yasa önerisini mi konuşalım yoksa Cumhurbaşkanının Özbekistan dönüşü dile getirdiği Avrupa Birliği ve NATO alternatifi gördüğü Şangay Beşlisi grubuna girmeyi mi tartışalım?

14 yıldır Mecliste çoğunlukla temsil edilen AKP ve onun lideri Recep Tayyip Erdoğan,önce 7 Haziran seçimleri çalışması sırasında, 400 milletvekili verin bu iş bitsin, ülkeyi uçuşa geçirelim dedi.

Kendi partisinden kimse sormadı, "14 yıldır çoğunlukla iktidarsın neden uçurmadın"? 2002'ye kadar her türlü zorluğa rağmen ortalama %5.5 ve üstünde büyüyen ülke, AKP'nin 14 yılında her türlü olumlu koşula rağmen, ancak ortalama %4 büyümüş.

Görece demokrat olan ülkenin, demokrasisi gerilemiş, tüm zamanların en çok sayıda gazetecisi tutuklanmış, hukuk yerle yeksan olmuş, bu bile sorulmadı.

Şimdi de MHP desteği ile başkanlık gelirse, ülke uçuşa geçecek deniyor.

Doğru, başkanlık resmileşmeden DOLAR uçuşa geçti. Tutabilirsen tut.

Doların uçuşuyla dış borçlar (kamu-özel), uçuşa geçti.

Ergenekon- Balyoz- Askeri Casusluk davalarıyla alan temizliği yapılıp "ORDUNUN" yıkımı, uçuşa geçirildi.

PKK terörü, uçuşa geçti.

IŞİD terörü, uçuşa geçti.

Avrpa Birliği ile ilşkilerin bozulması uçuşa geçti.

Ekonominin gizlense de bozulması, uçuşa geçti.

Yerle bir olan ahlaksızlık üzerine tüy dikercesine, "Tecavüzcülere af" denebilecek öneriyle uçuşa geçiyor.

Cumhuriyetin yıkılıp, yerine "Yeni Türkiye" kurulması, uçuşa geçecek.

Başbakanlığın sıfırlanması, uçuşa geçecek.

MHP'nin kendi genel başkanı eliyle yok ediliş süreci, uçuşa geçecek.

Bu uçuş denemeleriyle ya biz kendi kanatlarımızla uçmayı öğreneceğiz ya da uçuşa geçemeyip hep birlikte uçuruma düşeceğiz.

TECAVÜZCÜLERE AF YASA TASARISI

Türk Ceza Kanununda Çocuklara cinsel istismarda istismara uğrayanla evlenilmesi halinde verilecek cezaları düzenleyen 103. maddede değişiklik önerisi gece yarısı araya sıkıştırılarak yasallaştırılmak istendi.

Bu ahlaksız, vicdansız rezillik, başta mecliste ve anında, geceyarısı olmasına rağmen, ülkede infiale yol açtı.

Ertelemek zorunda kaldılar, Salı gününe kadar, Başbakan muhalefetle görüşün dedi.

E niye daha önce görüşmediniz muhalefetle, bacak arası göl mü atmayı hedefliyordunuz.?

Hele bu teklifi kaçak göçek getiren AKP'li 6 vekil yüzsüzce tekliflerinin arkasında olduklarını söylüyorlar, utanç duyacaklarına...

Kadını bu kadar yok sayan, adeta 1400 yıl öncesine döndürmeyi amaçlayan bu zihniyet, toplumsal barışı da gerçekleştiremez, ekonomik kalkınmayı da başaramaz. Bu kafayla daha çok FETÖ tipi siyasal islamcı terör örgütü yaratır.

Baştan beri kadını eve hapsetmek için 3-5 çocuk doğurun dediler, istediğiniz kadar izin  dediler, çalışan kadını hafiflikle suçladılar, hamile kadının sokağa çıkmasını ayıpladılar. Şimdi de, belediye otobüslerinin kadınları evlerine en yakın sokakta indirmesini, güya onlara kolaylık diye sunup, sokakların onlar için ne kadar tehlikeli olduğunu kafalara sokuyorlar.

Çekin elinizi kadınların üstünden. Çekin.

İlla bir şeyler yapacaksanız, aleyhteki yasaları evrensel hale getirip, alanı eşitleyin. Gerisini kadınlar halleder.

ŞANGAY BEŞLİSİ'NE GİRMEK

Cumhurbaşkanı, Batıya tepki duydukça ne olduğu hala belli olmayan Şangay Beşlisi içine girmeyi özellikle Putin'e hatırlatıyor.

Bir Avrupa Birliği ve NATO bağımlılığından kurtulup bir başka örgüt bağımlılığı altına girilecek.

Bu kadar düşman olmasanız ATATÜRK'e, onun Cumhuriyeti kurduktan sonra izlediği bağımsız, bağlantısız politikayı benimseseniz, kendi ayaklarınızın üstünde dik dururdunuz. Boynunuz kalın olurdu.

Ne yapmıştı Atatürk, kendi silahını üretmeye başlamıştı, kendi mühimmatını, top mermisini üretmişti.

Kendi uçağını yapmaya başlamış, kendi gemilerini yapmak için tersaneler kurmuş, denizaltı bile yapmıştı.

Ülkenin her yerine ulaşmak için, işletme imtiyazı İngilizde, Fransızda, Almanda olan demiryollarını millileştirmiş, üstüne 3970 k.m demiryolu daha eklemişti.

Şeker bile üretemeyen Osmanlının durumuna düşmemek için onlarca şeker fabrikası kurmuştu.

Kefen bezi bile üretemezken bez dokuma fabrikalarını bir okul kapsamında hayata geçirmişti.

600 yılda %4 olan okur yazarlığı kısa sürede %35 lere çıkarmıştı.

Ve daha yüzlerce fabrika, tesis, işletme kuruluş kurmuştu. Hani sata sata bitiremediğiniz...

Özelleştirme adı altında üç otuz paraya elden çıkardığınız vergilerimizle yapılan değerlerimiz.

Siz ne yaptınız sırf Atatürk'ü silmek için, Cumhuriyete inat için milyonlarca çocuğumuzun çalıştığı bu değerleri sıfırladınız.

Tarımı, hayvancılığı bitirdiniz, saman dahil, nohut, buğday, fasülye. mercimek, ceviz v.s, v.s yüzlerce kalem malı dışarıdan aldınız. Et, lüks tüketim malı oldu.

Şimdi Şangay Beşlisi, her boyayı layıkıyla boyadınız bi fıstıki yeşil eksikti...

SİİRT ŞİRVAN KAZASI

İçim el vermedi bu konuda bir şey söylemeden geçmeye. Allah'tan rahmet diliyorum ölenlere, ailelerine sabır...

Ancak şunu da söylemem gerek, bu vahşi, yerli kapitalistlerin daha fazla kazanç hevesleri ve hükümetin denetleme eksikliği, hatta desteği sürdükçe, maden sahipleriyle, siyasilerin samimiyeti bitmedikçe, biz bu tür kazaları çok yaşarız daha.

İşsizlikten, çaresizlikten ölmeye kendini mecbur hisseden, o kadar çok insanımız var ki, madenlerde, dağlarda adına şehit deyip rahmet okumaktan yorulduğumuz.

Farkında mısınız artık Allah rahmet etsin, başınız sağ olsun, vatan sağ olsun cümleleri ne kadar anlamsız kaçıyor? Daha etkili, sarsıcı cümlelere gerek var. Akılların başa gelmesi için.

Yazarın Diğer Yazıları