Veysel Selen

2018 Van'ın Ermeni Çetecilerinden Kurtarılışının 100 Yılı

Veysel Selen

İnsan için uzun olan seneler dünya zamanı açısından andır. O alt üst oluşun ardından 100 yılı 2 yıl sonra geride bırakacağız. Dönüp baktığımızda ilk dönemin heyecanıyla ayağa kalkmak için yaptıklarımızı da depremler ama en çok da biz Vanlılar yok ettik. Şimdi 100 yılın bir muhasebesini yapalım diye bir öneri geldi sn. İkram Kali'den.

Evet ne yapabiliriz, kendi adıma bu konum ve yaşta düşünmek ve düşündüğünü yazılı veya sözlü ifadeden başka elimden bir şey gelmediğini biliyorum. Önerim de bu yönde olacak. Şimdiden başlarsak 2018'de hayata geçecek bir öneri.

Ben bir "VAN ANSİKLOPEDİSİ" öneriyorum. Biraz açayım;

Şimdiye kadar Van'la ilgili, ya Valiliğin belli önemli yıllarda yayımladığı yıllıklar var kentle ilgili genel bilgileri veren ki bunlar da yayımlandıkları yıl ve öncesini içerir. Bazı bilgiler dönemine göre günceldir, öteki bilgiler alıntıdır. Yeniden kaç yıl sonra yayımlanacak bilinmediği için kısa sürede hükmü kalmaz.

Şimdiye kadar kaç adet yıllık yayımlandı bilemediğim gibi yayımlanmış olanların tamamı da birilerinde var mı bilemiyorum? Varsa da müzelik olmuştur.

Bir de Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin 1992'de yayımladığı "VAN KÜTÜĞÜ" var.

Kaç senede bir güncellendi, yoksa hala ilk basıldığı halde mi kaldı o konuda da fikrim yok.

Bir de aylık ya da yıllık yayımlanan dergiler var.

Vikipedia benzeri, Vansesi Gazetesi'nin bir alt başlığı olarak ortaya konacak bir Ansiklopedi. Programlama özelliğine göre sürekli kendini birilerinin de katkısıyla yenileyecek, geliştirecek yeni, bizim bilmediğimiz katkılara da açık bir ansiklopedi.

Van'la ilgili bilgi almak isteyen herkes için bir baş vuru kaynağı.

Ancak tek başına yapılacak bir iş değil, bir ekip işi. Benim bilgisayar bilgim yetersiz, gençlerimiz var fırtına gibi onlar el atarsa ben ne düşündüğümü, nasıl hayal ettiğimin bilgisini veririm, ona göre şekillenir.

%60-70 konu başlıklarını hazırlama da katkım olur bu arada herkes hazırlanacak program çerçevesinde önce konu başlıklarını önerirler, genel kabulün ardından, öneriyi getirenler ya da talip olanlar konuları yazar.

Belirttiğim gibi bu ansiklopedi bir kitap gibi bir kez basılıp eskimeye bırakılmayacak, sürekli kendini yenileyecek, eksiklerini tamamlayacak, yeni katkılara, konulara açık olacak ve herkes için Van ile ilgili baş vuru kaynağı olacak.

Bu öneriyi ilgilenecek herkesin bilgisine sunuyorum.

BU NE ŞİDDET BU NE CELAL

Polis, Jandarma kolluk gücü olarak halkın güvenliğini sağlar.

Öyle biliriz hepimiz.

Ancak son 7 yılda İl İdareleri kanunu gereği yetkilerin Valilere, kaymakamlara geçmesiyle valiler ve kaymakamlar başarısız görünmemek adına her şeyi sanki biraz abartıyorlar.

Artvin Cerattepe'de doğasına, kentine sahip çıkmak isteyen tamamen barışçıl bir eylemde halk kitlelerine polisin ardından Jandarmanın nasıl şiddet içeren orantısız güç kullandığı hatıralarımızda.

Dün de Zonguldak Kilimli'de 6 aydır ücretlerini alamadıkları için kendilerini çalıştıkları ocağın bir galerisine kapatan ve açlık grevi başlatan işçilerle ilgili haberler nedeniyle Zonguldak Valisinin söylediği iddia edilen sözler güne damgasını vurdu.

İçeride haklarını almak, çoluk çocuklarının sefaletini gidermek için açlığa yatmış işçilere ki bu işçiler bizim vatandaşımız, dindaşımız olmasına rağmen Vali, içeriye su girişini, meyve suyu girişini, şeker girişini yasaklamış.

Su, şeker, meyve suyu açlık grevlerinde temel besindir tıbbi sonuç doğmaması için.

Bir Vali nasıl bu kadar gaddar olabiliyor ve bir emniyet müdürü böylesi bir kanunsuz emre nasıl uyuyor.

Son 7 yılda polis ve jandarma halka tomalarla tazyikli su sıkan, gaz atan, plastik mermi sıkan joplayan bir güç haline geldi.

Her yerde, her koşulda, her barışçıl eylemde, her hak arama eyleminde, çevre savunmasında, suyuna sahip çıkma isteğinde, doğasının yok olmasını önlemek istediğinde, tacize uğrayan çocuklarını anmak istediğinde, kadına şiddeti lanetlediğinde; polis ve jandarma tüm gaddarlığı, tüm şiddeti, tüm gücüyle, elindeki her imkanla halka yükleniyor.

Halkın yanında yer alıp, gösteri sırasında dışarıdan gelecek müdahalelere karşı gösteri yapanları koruması gereken polis ya da jandarma, devlete karşı yapılmış düşmanca bir hareketi önler gibi davranıyor.

Özellikle öğrenci ya da muhalif kesimse, dol ise şiddet dahada artıyor.

İktidar karşıtlığı gibi görüyorlar, hükümete darbe olarak algılıyorlar ya da onlara öyle söyleniyor.

 Hele içinde Cumhurbaşkanının adı geçen bir söylem varsa hiç afları yok.

Ancak dinci kesim, AKP li kesim gösteri yaparsa işte o zaman polis koruma kollama yapıyor. 

İş yerlerinin, iş adamlarının, şirket sahiplerinin özel güvenliklerini anlarım, çünkü onların maaşını veren onlar. Polis ve jandarma halkın vergilerinden maaşlarını alıyor çoklukla şirket sahiplerinin, iş adamlarını ve şirketlerin koruyuculuğunu üstlenmiş durumdalar veya öyle görünüyor.

Zonguldak'ta da polis ailelerin, muhalif millet vekillerini açlık grevi yapanların yanına yaklaştırmıyor. Kurduğu barikatla işçileri değil de iş yerini korur gibi.

Polis ve jandarma yakında işi bir adım ileriye götürmezler umarım.

Artık iktidar karşıtları, tek adam rejimine karşı çıkanlar, cumhuriyet ve cumhuriyet kazanımlarından yana olanlar bu görünümdeki polis ve jandarmaya güvenmiyorlar. Umut hukuk ve mahkemeler...

Yazarın Diğer Yazıları