Vedat Yazıcı

Kaderizm

Vedat Yazıcı

“Madem ki sen beni azdırdın, madem ki sen beni saptırdın, benim sapmama imkân hazırladın, öyleyse ben de senin beni saptırmana karşılık, senin dosdoğru yolunun üzerinde kendileri sebebiyle saptırıldığım kullarına karşılık duracağım”

“Ben kendime kötülük ettim,hatamı kabul ettim”

Yukarıdaki ilk ifadeler şeytana, ikinci ifade ise Hz.Adem’e ait.

Hz. Âdem sapmayı tercih etti,cennetten kovuldu.Tercih ettikten sonra saptı,saptıktan sonra ise hatasını kabul etti.Tercihinin sorumluluğunu üstlendi.İnsan olmanın yani Âdem olmanın sorumluluğunu… Birincisinde Allaha iftira sözkonusu iken, ikinci söylemde yani Hz.Âdem’in söyleminde iftira yok.Hatasını anlama,kavrama var.Allah’a iftira yok.Âdem ile şeytan işte bu çizgide ayrıldı.Birincisi kendi miskinliğinin suçunu Allah’a atfederek şeytanlaştı.Diğeri ise hatasını kabul edip iftiradan vaz geçince Adem’leşti…

Yaşam içinde bütün aymazlıklarımız,olumsuzluklarımız,miskinliğimiz tamda bu çizgide bizde anlam bulmaktadır.Kadercilik bataklığına saparak suçu Allaha atıp miskin yapımıza formül aramaktan başka bir şey yapmıyoruzdur diye düşünüyorum.

İnsan sorumluluğunu üstlenmezse kendi suçunu Allaha atarsa bunu bana Allah yazdı derse o zaman imtihanın sırrı kalkacak.O zaman hesap günü anlamsız olacak.Eğer bütün senaryoyu Allah belirlemiş, rolleri yazmış ise sır ortadan kalkar.İrade nerede kalır.Hayat içindeki anlamımız kaybolur.İrade sıfırlanırsa o zaman Âdem’ lik ten çıkar,bir çeşit hayvanileşiriz.Yani makineleşir,içgüdüleri ile hareket eden bir canlı formunda oluruz.

Allah rolleri tanıtmış bize,bu yol şöyle bu yol böyle diye.Sadece göstermiş, tanıtmış.Rol seçmemiş.Firavunuda,Musa’yıda tanıtan o.Yol bize kalıyor.Yola girmek bizde saklı.Musa’nın yolunda olmak tamamen hür irademizde aklımızda saklı.Firavunun da. Musa olmak lazım, Firavun değil…

Peki, aynı Kaderizm bataklığında olan kişiler acaba başına bir kaza geldi mi, malına,mülküne yada canına kast edilenler olduğunda aynı kader anlayışı olacakmı diye sormak lazım.

İradeli ve bilinçli varlık hesap verir.İradeli bir varlık iradesiz olamaz. Tercihler sadece ve sadece bize ait. Aklımıza bağlıdır.

Peki, Kader nedir? Kader, bizzat evrenin işleyişidir.Formülize edilmiş halidir.O formül içerisinde yapacaklarımızda yapamayacaklarımızda o dairenin içinde saklıdır…

Bütün şeyler kader ile yaratılmış.Ölçü ile yaratılmıştır.Dilimizde kullanılan ne kadar ne ölçüde ifadesi birim ölçünün göstergesidir.Yani düzenin göstergesidir.Plansız programsız düzensizlik değil.Herşeyin ilkesi,kuralı düzeni vardır. Evren bir düzen içinde devam eder. Yani bir formül üzerinde. O formülü yerine getirdiğinizde, ya da kaideye uyduğunda Âdem olarak yapılan fiiller ona göre şekillenir…

Buradan sorumluluk bilincimizi çıkarabiliriz.Keyfiyet yoktur.Ölçülü yaratılmışlık var. Ölçü, Allah’ın ölçüsüdür.Sünnetullahtır. Nedir Sünnetullah? Belirli bir nizam ile ölçü ile evrenin döngüsüdür.Formülize edilmiş halidir. Bunun içinde Bilim de sanatta aklımıza gelen herşey bunun içindedir.Bilimin,bilginin özüde burada gizlidir. Bilimin kaidesi de evrenin düzeninde saklıdır.

Miskinlerin tembellerin işidir bütün yapılanları kadere atfetmek.

Âdem olmak lazım. Şeytan değil. Âdem olmanın yolu Akılla hareket edendir. Âdem olmak.Akılla gidendir. Çok büyük bir hazinedir akıl. Hazineyi sandıktan çıkarmak lazım. Sandığın kilidini kırmak lazım. Aşk ile kalın ey dostlar…

Yazarın Diğer Yazıları