Yunus Türkoğlu

Peygamberimiz İnsanlığa Ne Öğretti…

Yunus Türkoğlu

Kâinatın Efendisi-Sallalahü aleyhi ve sellam- öyle eşsiz, öyle mükemmel, öyle muazzam bir muallim ki: Rabbül-Alemin’den başkasından ders görmedi, eğitim almadı. O’nu Allah Teâlâ terbiye etti ve ne güzel terbiye etti.

Onun talim buyurduğu eğitimi tahsil etmek, cehennemden kurtulup cennet-i ala’ya kavuşmaktır.

Önce kelime-i şahadeti, hakkıyla iman etmeyi ve biz kullara yegâne yaratıcıyı öğretti.

Kuran, iman, ibadet ve kulluğu öğretti. 

“Gözümün nuru-  Dinin direği- Müminin miracı”” dediği namazı öğretti.

Her yıl hayatlarımıza misafir olan “Ramazan ve Bayramları” öğretti  

Düşman gönüllere, Allah için dost olup kenetlenmiş kardeşler olmayı öğretti.

Milletlere ve ümmetlere ebedi kurtuluş yolunu öğretti.

Bütün insanlığa ölüm ve ötesini öğretti.

Ezelden gelip ebede giden yolculara, onları bekleyen kıyamet, mahşer meydanı ve hesabı öğretti.

İnsanlık için ameline göre kaçınılmaz duraklar olan cennet ve cehennemi öğretti.

Her bir anını bu yüksek vazifeye feda ederek öğretti. Hiç yorulmadan, hiç bıkmadan, hiç darılmadan, hiç kırılmadan, hiç vazgeçmeden…

13 yıl Mekke’de, 10 yıl Medine’de toplam 23 yıllık peygamberliği süresince eşsiz bir Kuran kültürünü tüm dünyaya duyurdu.

Bedir’de aldığı esirlerle Medine’ye dönerken onların yorgunluğunu ve takatsizliğini fark etti. Derhal develerinden kendileri indi, esirleri bindirdi. Dünyanın o güne kadar görmediği ve dahi hayal bile edemeyeceği bir merhamet ve insanlığı öğretti!

Can çekişmekte olan nice belde ve şehirler hidayete erdi. Tevhit inancıyla ihya olup kurtuluşa erdiler. 

 “Tarihin şahit olduğu en ideal toplum” olan Asr-ı Saadet Toplumunu inşa etti. Ashabı Kiram’ın zirvesi olan dört seçkin dostu Hulefa-i Raşid’ini yetiştirdi.  Sonrasında gelen dört mezhebin imamlarına dolaylı muallim oldu.

Şefkati öğretti;

Allah Resülü’nün bize en büyük örnekliklerinden birisi de çocuklara olan şefkatidir. Namazda iken sırtına çıkan torunu rahatsız olmasın diye secdedeki süresini artıran bir şefkati öğretti...

Dua etmeyi öğretti;

“Dua ibadetin özüdür!”buyurdu

 “Allahım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et!”

“Ey kalpleri halden hale çeviren (Allahım!)Kalbimi dini üzere sabit eyle! Gibi muhteşem duaları öğretti… 

Zikretmeyi öğretti;

 “…Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla mutmain olur (huzura kavuşur) -Rad Süresi-28-

 “Süphanallahi ve bihamdihi süphanallahilazim” gibi En güzel zikirleri öğretti.

Şükretmeyi öğretti;

 “Ya sus ya da hayır söyle” ”Dedikodu ve gıybeti yasaklamakla” dilin şükrünü öğretti.

Gözlerinizi haramlardan ve şeytani görüntülerden koruyun.”Buyurmakla gözün şükrünü öğretti.          

Allah’ın verdiği güç ve kuvveti, Allah yolunda kullanmakla bedenin şükrünü öğretti.

Bahşettiği nimetleri tefekkür etmekle kalbin şükrünü öğretti.

Dosdoğru olmayı öğretti;

“Şu dağın arkasından bir ordu geliyor desem bana inanır mısınız? Diye sordu

Herkes;

 “-Senin yalan söylediğini hiç görmedik!” dediler…

Haccı öğretti;

Haccın ancak helal kazanç ile makbul olacağını beyan etti.

Kâinatın Efendisi-Sallallahü aleyhi ve sellam- insanlığa hak ve hukuku öğretti;

Veda Hutbesi, en mükemmel ve müstesna ”İnsan Hakları Beyannamesi” oldu vesselam…

Bilal-i Habeşi (ra) siyahî idi. Ebu Zerr (ra) ona bir kızgınlık anında;

 “-Ey kara kadının oğlu” diye hitap etti.

Bu sebeple Peygamber Efendimiz, -Sallalahü aleyhi ve sellam- Ebu Zerr’e,

“-Sen, kendisinde cahilliye huyu bulunan bir kimsesin” diyerek kızdı.

Ebu Zer (ra) çok pişman oldu. Bilal-i Habeşi’den helallik istemek için gidip başını kapısının eşiğine koydu…

İnsanlığa merhameti öğretti;

Annesinin yüreğinden kopararak kızını diri diri gömmeye götüren vahşi babalar; İslam’dan sonra gözyaşı ile boyun eğen ve karıncayı bile incitmekten imtina eden şefkat insanlarına döndüler.

Sen gelince Efendim; İnsanlar, köleler, hayvanlar, nebatat ve bütün kâinat huzur buldu.

Sana -Sallalahü aleyhi ve selam- ümmet olmak en büyük mutluluktur.

 Sağlık ve sıhhatiniz daim olsun, hoşça kalınız.

Yazarın Diğer Yazıları