Nimetullah Arvas

Dünya ve Ahiret Efendimizin Mevlidi Şerifi

Nimetullah Arvas

Mevlitler ayı olan Rebiülevvel ayındayız. Önümüzdeki Pazar günü Mevlid gecesidir. Yani Rebiülevvel ayının 12. Gecesidir. Eskiden büyüklerimiz Rebiülevvel ayı girince Peygamber Efendimize duydukları muhabbetten dolayı ayın tümünde durumu müsait olan her evde mevlidi şerif okutulurdu. Bütün İslam dünyasında ve Müslümanların bulunduğu her yerde mutlaka Peygamber Efendimizin Mevlidi (Naat-ı Şerif) okunmaktadır. Zikir meclisleri kurulur, önce Kuran-ı Kerim’de özellikle Peygamber Efendimizden bahseden ayetler okunur, daha sonra Peygamber Efendimize hitaben Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Rasulallah! Salavat-ı Şerife’leri dile getirilir onun güzel sıfatlarını, methiyelerini ihtiva eden ‘’Mevlid’’ adlı eser okunur. Yeryüzünde bulunan tüm Müslümanlar kendi dillerinde mevlid yazmışlardır. Yazılan bu methiye ve naatları ihtiva eden mevlid kitapları vardır. Anadolumuzda meşhur mevlid kitabı Merhum Süleyman Çelebi’ye ait Vesîletü'n-necâttır. Vesîletü'n-necât, kurtuluş vesilesi demektir. Yöremizde Molla Hüseyin el Batevi’nin yazdığı Mevlidün Nebi kitabı da kıymetli bir eser olup, meşhurdur. Her iki mevlidin ‘’Merhaba’’ bölümü birbirine çok yakındır.

Mevlid okumak İslam dünyasında yaygındır. Birçok kimsenin dini duygularını, bu edebi metinlerle muhafaza ettiğine dair bir anekdotu paylaşmak istiyorum. Bir mevlid haftası münasebetiyle Bulgaristan’da oradaki Müslüman kardeşlerimizle sohbet etmek, Peygamber Efendimiz’in üstün ahlakını hatırlatmak amacıyla görevlendirilmiştim. Eski Cuma şehrinde usulüne uygun Mevlidi Şerif okundu. Salatu selamlardan sonra dua yapıldı ve cemaatten birkaç kişi bana ‘’ Hocam, mevlid okumak günah mıdır?’’ diye sordu. Bende  ‘’Hayır, bir zikir meclisidir. Zikir meclisine melekler bile gıpta ederler.  Peygamber Efendimiz ‘’Benim ümmetim dalalet(sapıklık) üzere birleşmez’’ buyurmuştur. Yeryüzünde büyük mekanlarda, camilerde Müslümanların coşkulu bir şekilde buraları doldurduğunu müşahede etmekteyiz. Mevlidin bidat olmadığı bizim kaynaklarımızda mevcuttur’’ diye cevap verdikten sonra içlerinden bir tanesi ‘’Hocam, komünist rejim döneminde ibadetlerimiz yasaklandı, camilerimiz yıkıldı, hatta Sofya’da bulunan 81 camiden bir tanesinin dışında hepsi yıkıldı. O da müze olarak kullanılmaktadır. Biz inancımızı düğün ve sünnet merasimlerinde okuduğumuz mevlitle ancak koruyabildik’’ dedi.

Allahü Teala insanlara merhametinden onlara peygamberler göndermiştir. Hazreti Muhammed ilk ve son peygamberdir. Çünkü hiçbir varlık yaratılmadan önce Hazreti Muhammed aleyhissalatu vesselam, Allahü Teala’nın katında kudretinin ve azametinin bir eseri olarak Peygamber Efendimiz’i seçmişti. Bu hakikatle ilgili Peygamber Efendimiz ‘’Adem su ve toprak halinde iken, ben peygamber idim’’ buyurmuştur. Allahü Teala mana aleminde O’nun peygamberliğini tasdik etmek üzere peygamberlerden söz almıştır.

 

‘’Hani, Allah peygamberlerden, “Andolsun, size vereceğim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan bir peygamber geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz” diye söz almış ve, “Bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi?” demişti. Onlar, “Kabul ettik” demişlerdi. Allah da, “Öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım” demişti.’’ (Al-i İmran 81)

Kelime-i şehadetteki  ‘’ve eşhedü enne Muhammeden Resulullah’’ ifadesinin kaynağı bu ayete dayanmaktadır.

 

Hazreti Ömer radıyallahu anh’ dan rivayet edildiğine göre sahabeden bir zat ‘’Pazartesi günü orucu hakkında ne buyurursunuz ?’’ diye sorar. Peygamber Efendimiz ‘’Ben Pazartesi günü dünyaya geldim. O gün bana nübüvvet verildi’’ buyurmuştur. Bu hadis-i şerifte Allah’ın Resulü aleyhisselam, doğumundan dolayı Pazartesi günü orucu ile Allah’a şükrettiği anlaşılıyor.  

‘’Andolsun, Allah, mü’minlere kendi içlerinden; onlara âyetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir LÜTUFTA bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.’’ (Al-i İmran 164)

Resullulah sallallahu aleyhi ve sellem, halka halinde oturmuş sahabelerden bir topluluğun yanından geçti ve onlara ‘’Niçin burada oturuyorsunuz’’ buyurdu. Onlarda ‘’Biz oturmuş Allah’a dua ediyoruz ve bizi dinine hidayet ettirdiği için İslam’la şereflendirdiği için ve senden dolayı bize LÜTUFTA bulunduğu için hamd ediyoruz’’ dediler. Efendimiz ‘’Allah için siz bundan dolayı mı oturdunuz?’’ diye sordu. ‘’Allah’a kasem ederiz ki biz bunun için halka halinde oturuyoruz’’ dediler. Efendimiz ‘’Ben sizi töhmet altında bırakmak için yemin ettirmedim. Ancak Cebrail aleyhisselam geldi ve bana Allah Teâlâ’nın meleklere sizinle iftihar ettiğini haber verdi de onun için böyle söyledim’’ dedi. (Müslim)

Bu hadis-i şerifte zikir halkasında bulunanların Peygamber Efendimiz’den de bahsettiği bildirilmektedir.

Mevlid Kandiliniz mübarek olsun.

Devam edecek.

Yorumlar 4
Ekrem Koçyiğit-İstanbul 14 Ekim 2021 15:34

Nimetullah Hocam müstefid olduk. Allah sizlerden ve yazılarınızın yayınlamasına vesile olanlardan Razı olsun. Selam ve hürmet ederiz

Ekrem Koçyiğit-İstanbul 14 Ekim 2021 15:34

Nimetullah Hocam müstefid olduk. Allah sizlerden ve yazılarınızın yayınlamasına vesile olanlardan Razı olsun. Selam ve hürmet ederiz

Emre Çelik-Sakarya 14 Ekim 2021 15:28

Kıymetli hocam yazılarınızı her hafta kaçırmadan okuyorum ve kendi adıma çok istifade ediyorum. Keşke günlük yayınlasa da günlük takip edebilsek. Kaleminize ve yüreğinize sağlık.

Emre Çelik-Sakarya 14 Ekim 2021 15:28

Kıymetli hocam yazılarınızı her hafta kaçırmadan okuyorum ve kendi adıma çok istifade ediyorum. Keşke günlük yayınlasa da günlük takip edebilsek. Kaleminize ve yüreğinize sağlık.

Yazarın Diğer Yazıları