Yeni Müzemizi Karşılarken
Uzm. Ecz. Afşar Çelik
Eski müzemizi uğurlarken içim bir buruktu.
Yeni müzemizi karşılarken de farklı duygular taşıyordum. Acaba cam cepheli bir mimari neden tercih edilmişti mesela? Sonrasında kalemizin mavi göğümüzle birlikte cephesinde yansıdığını görünce seçimin bir sebebi olduğunu anladım.
Modern müze tarzını ilk kez Çanakkale gezisi ırasında Truva Müzesi'nde görmüştüm. Truva Müzesi, mimarisiyle etkileşimli sergileriyle son derece ilginçti.
Aynı tarzın, yeni müzemizde de uygulandığını görmekten mutlu oldum. Yeniden yapılandırılmış mezar odası, tapınak gibi yapı ve anıtlar müzeyi basit bir sergi salonundan çok daha öteye taşımış.
Hoşuma giden şeylerden biri de duvarlardaki açıklayıcı panolardı. Daha müzeye girer girmez böyle bir pano size Anadolu'nun tarihi özetini size sunuyor. Ayrıca girişteki etkileşimli Van haritasından sadece çocuklar yararlanmıyor. Daha girişte adını bilmediğimiz pek çok ören yerinin nefis bir etkileşimli ekranla ziyaretçilere sunulduğunu görüyoruz.
Ayanis Tapınağı'nın yenilendirilmesine, Meher Kapı'nın modeline, bir oda mezarın yenilenmesine bakarak sergilenen eserlerin bağlamı çok daha iyi anlaşılıyor.
Canlandırmalar/dioramalar da eşyaların tarihi kullanımlarını ve yerlerini tam olarak anlamamızı sağlıyor. Böylece mesela Urartu kadınlarının ne yiyip ne içtikleri ne giydikleri ya da Urartu savaşçılarının giyimleri ve donanımları bugüne başarıyla aktarılıyor.
Yeni müzemizdeki bir eksiklik, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti Türk tarihlerine yeterli yer verilmemesi. Van Urartu'dan ibaret değil en nihayetinde. Ve Van gibi Türk kültür coğrafyasının önemli şehir merkezlerinden birinin günlük hayatına ait herhalde çok daha fazla eser bulunmuş olmalıydı. Ayrıca meselâ Van'daki tarihi eserlerin maketleri sergilenecekse Akdamar Kilisesi maketinin yanı sıra Halime Hatun ya da Emir Bayındır kümbetlerinin de müzede yer alması gerekmez miydi? Ve yine ayrıca Ermeni mezar taşlarının tercümelerine yer verilmişken Türk mezar taşlarının günümüz Türkçesine aktarımları da sergilenemez miydi?
Elbette hiçbir eser kötü değildir. Bizim muradımız, aklımızın erdiği, dilimizin döndüğünce eserlerin gelişmesi için konuşmaktır.
Van Müzesi, Van Kalesi ile yan yana oturmuş Van Denizi'ni seyrederken bize de onu gezmek, güzel bir yolda kısa bir yürüyüş yaptıktan sonra Türk Yurdu'nun eşsiz incilerinden Van Kalesi'nin gölgesinde balıklı çay içip güzel sohbetler etmek düşüyor.
Yeni müzemiz vatanımıza ve milletimize hayırlı, uğurlu olsun.
Hoş geldin yeni Van Müzesi!
