Uzm. Ecz. Afşar Çelik

Uzun Sokağın Öksüz Evleri

Uzm. Ecz. Afşar Çelik

Birinin dalları armut yüklüydü, diğerinin elma. İkisi de olgun ağaçlardı ve serin.

Yeni adı nedir bilmem, "Uzun Sokak"tır hâlâ benim için. Belki evler bahçelerin koynunda uyur ve uyanırken pek uzun ve şen görünmüştür gözlerimize.

Hâlâ ama hâlâ bir iki bahçeli ev var, Uzun Sokak'ta.

Ama biz görmeden gelip geçiyoruz yanlarından. Neden derseniz onların sayesinde hâlâ güneşli, mütevazı ve neşeliyiz. Korkarım çok geçmeden onlar da beton deliliğinin ayakları altında kalacaklar ve yok edilecekler.

Evet…  Uzun Sokak'ta iki ev var. Eski Cezaevi Sokakla el ele tutuştuğu yere pek yakın.

Bir de tek katlı mavi badanalı ev geçtim inceden bir hüzünle.

Elma dedim armut dedim… Ürkek ve kimsesiz gövdeleri yeşil yaprakların ve müşfik dalların altına sığınmış iki ev dedim.

Ne zaman "Artık söylenecek bir şey kalmadı…" deyip umutsuzluğa düşsem; Van beni utandırır. Çünkü ihanet, en yabancı dillerle en hain hırıltılarla en kalleş bakışlarla ne zaman tarihimize ve anılarımıza saldırsa Van, türküleriyle, kabirleriyle, kaleleriyle ve bütün çamurlu açgözlülüğümüzle yok etmeğe çalıştığımız canım evleriyle hep bana incecik gülümser.

Van evleri çok mu haşmetli? Elbette haşmetli değiller. Üstlerinde selatinden şuratanlar mı taşırlar? Elbette hayır…

Ama hangi köşede ölmemiş, yıkılmamış bir Van evi görsem; o canım ev bana, Akdeniz'e uzanmış bu kutsal yarımadadan kökü kazınmak istenip de yepyeni bir devletle ayağa kalkan öksüz Türk çocuklarını hatırlatır.

İşte böyle düşüne düşüne yürürken Uzun Sokak'ta…

Pencerelerine güngörmüş güneşlerin düştüğü, odaları ikindi ışıklarıyla sırmalanmış iki ev gördüm. Belki gün akşama dönerken kendilerine dualarla dinleme izni veren ninelerin pencerelerini gördüm.

Gölgeleri koyu da olsa başları güneşli ve fevkalâde göklü ve öksüz bahçeler gördüm.

Ben bugün sanki ilk defa Uzun Sokak'ta yürüdüm.

Ben bugün iki öksüz Van evi, iki öksüz bahçe gördüm.

Ben bugün armutlu, elmalı, türkülü şarkılı… Hüzünleri haza radyolu ve ajanslı…

Ben bugün "yurttan sesler" gibi yorgun ve hülyalı iki Van evi gördüm.

Yazarın Diğer Yazıları