Uzm. Ecz. Afşar Çelik

Anıt binalarımız anılarımız

Uzm. Ecz. Afşar Çelik

Ben dördünü de çok sevmiştim, şu anda sadece biri ayakta.

Bunlardan biri eski Ziraat Bankası binasıydı, yanılmıyorsam Zerbank Sokağı'ndaydı ve 2005 veya 2006 civarında yıkıldı Keşke o zamanlar tek bir fotoğrafını çekmeyi akıl edebilseydim. Çünkü rahmetli küçük dayım tabelacıydı ve Adana'da yıkılan T.C.Ziraat Bankası'nın hemen yanında dükkânı vardı. T.C.Ziraat Bankası'nın milli mimari dönemi binaları, Atatürk devrinin büyük Türk uygarlığı atılımının anıtlarıydı aslında…. Gene yanılmıyorsam şu anda o güzelim binanın yeri otopark olarak kullanılıyor.  Silik bir anısı bile kalmadı.

İkincisi, Gümrük Binasıydı. Ağaçların kadim gölgeleri altında kalmış şirin bir devlet binasıydı.  Yüksek binaların kibrine karşın fakir bir ulusun, kendi toprağına kendi devletiyle kök saldığını gösteren mütevazı ve huzurlu bir binaydı. Sedat Bekiroğlu hocamız Van'dan ayrılmadan önce binanın koruma kuruluna tescil ettirildiğini söylemişti. Yıkıldıktan sonra yeri en azından başka bir estetik ve işlevsel şekle büründü yeri fakat gene de yıkılmayıp da bir galeri-kafe veya kafe-müze şeklinde kullanılamaz mıydı diye çok düşündüm.

Bir cumhuriyet binası olarak gümrük binası, içinde Türk cumhuriyetinin kazanımlarının, Van'ın tarihinin çeşitli görsellerle sergilendiği bir kültür-yaşam merkezi yapılamaz mıydı mesela?

Gümrük binasının eski yerinde yapılan turizm danışma bürosu başlangıçta gözümü çok rahatsız etmişti ama modern mimaride nispeten eli yüzü düzgün bir yapıyla bu boşluk dolduruldu.

Şu anda hâlâ nasıl olup da ayakta kalabildiğine şaştığımız eski TEKEL binası, şehre nefes aldırmağa devam ediyor. TEKEL Müdürlüğü, gözlerimize güzelliğin eski günlerinden bir medeniyet anısı sunmağa devam edebilen tek bina. Bir kez içinde bir karma resim sergisi düzenlenmesi dışında etkin ve verimli kullanıldığını maalesef göremedik. Oysa malzemesiyle yapısıyla içe dönük mahcup gözler gibi açık pencereleriyle TEKEL binası, bana kalırsa Van güneşini en güzel alan ve özümseyen bina.  TEKEL binası, taşın bir yığıntı malzemesi olmasının ötesinde, tarihi de sırtlayan ve estetikle bizi köklerimize bağlayan bir miras olduğunu gösteren nefis bir anıt.

Bu bağlamda, yıkılan vali konağını da yâd etmek isterim. Vali Sokağı'na adını veren o güzelim konak, ağaçlı, ferah bahçesiyle şehre Gümrük Müdürlüğü gibi nefes aldıran başka bir anıt binaydı. Ticarî bir açgözlülükle dahi korunup kebapçı olarak bile faaliyete sokulsa; şehirde bambaşka bir tarihi çevresel güzellik mirası olarak hizmet verebilecek bu güzel bina, yerle bir edildi. Yerine dikilen AVM herhalde pek çok kişiye iş imkânı sağlar ama Cumhuriyet Caddesi'nin Beşyol'dan başlayıp İki Nisan'a uzanan estetik ve tarihi mirası acımasızca yok edilmiş oldu.

Hiç olmazsa TEKEL binası korunarak meselâ turizmin hizmetine sokulamaz mı? Ermeni isyanında taş taş üstünde kalmamış, derler. Kendi tarihi mirasına bu denli acımasız davranan bir toplumun başka bir düşmana ihtiyacı var mı acaba?

Yazarın Diğer Yazıları