Uz. Dr. Sevilay Zorlu

ZİHİN İKİ PARÇADIR...

Uz. Dr. Sevilay Zorlu

Bir kişi kendini düşündüğü zaman bilinçli aklını düşünür. Farkında olduğu bilinçli aklıdır. Eylemleri yöneten, kararları veren akıl. Ama esas farkında olunmayan büyük parça bilinçaltıdır. Bilincin bir çok eylemi bilinçaltı tarafından yönetilir. Gerçek "ben" odur. Onu anlamadan kendinizi anlayamazsınız.  
Birçok kişi kendini bulmak için dünyayı gezer. Ama o aranan "ben" geziyle bulunmaz. Ne yatağın altındadır. Ne de kapının arkasında. Dışarıda değil içerdedir. 
Teorik olarak özgür irademiz vardır. İstediğimiz her türlü kararı alma gücümüz vardır. Bu kararları uygulama potansiyelimiz vardır. Ama bilinçaltının gücü ve arzuları bunların çoğuna izin vermez. İstesek de yapamayız. Sabah hava yağmurlu ve soğuksa canımız yatakta kalıp işe gitmemeyi ister. Ama bilinçaltı işi kaybetmekten korkuyorsa hemen kalkar, giyinir ve gider. 
Alkolik içkiyi bırakmayı arzu eder. Karısının ona iğrenerek bakması, yaşamının her gün aşağı doğru gitmesinden üzgündür. Ama tüm bilinçli arzusuna rağmen içmeye devam eder. Şişman zayıflamayı ister. Zayıflayınca kendini çok daha iyi hissedeceğini bilir. Ama bir türlü yemesini kontrol edemez. 
İnsanlar bilinçleriyle bir çok kararlar verirler. Ama bilinçaltı kabul etmez. İçerisi itiraz eder ve izin vermez. Bilinç bir çok şeye karar verebilir. Mantık yürütür. Nedenlerini bulur. Plan yapar. En yararlısının ne olduğunu bilir. Ama bilinçaltı rıza göstermezse eli ayağı bağlı kalır. Güç bilinçaltındadır. Enerji bilinçaltındadır. En güçlü irade bile onu yenemez. Tabii ki bir iki gece alkolik ayık kalabilir. Şişman 3-5 gün diyet yapabilir. Bilinçaltı anlayışlı anne-baba gibi çocuğuna 3-4 gün müsamaha gösterir.Ama bilinçaltının kendi değişmedikçe alışkanlıklar sürmeye devam eder. İrade sadece yüzeye bir çentik atabilir. 
Bilinçaltı nasıl programlanmışsa öyle çalışır. Bir bilgisayar gibi. Hangi programı yüklerseniz o programın sınırları içinde çalışabilirsiniz. Bu programlar biz farkında değilken yerleşir. Biz doğruyla yanlışı ayırt etme gücüne sahip olamadan önce yerleştirilir. Örneğin sinirli bir anne çocuğuna bağırır. " Sen zaten hiçbir şeyi doğru yapamazsın". "Senin her şeyin yanlış". Bu çocuk büyüdüğünde de başarısızlığa programlanmıştır. Çünkü annesinin bağırdığı yaşlarda henüz bilinçli aklı gelişmemiştir. Bu olumsuz telkinleri sansür edemez. Bilinçaltı hepsini gerçek olarak kabul eder. Ve bu inancı yerleştirir.
"Ben hiçbir şeyi doğru yapamam". Bilinçaltının değerlendirme yeteneği yoktur. Her fikri doğru olarak kabul eder. Bir bilgisayar gibi. Yüklenen programları ret etme gücü yoktur. Bilinçaltına yerleşen her fikir inanç olur. Davranışa yansır. Eğer çocukken bu program yerleşmemiş olsa erişkin olduğu zaman  böyle bir sözü ret edecektir. İnancı haline getirmeyecektir. 
Bilinçaltı bilincin izin verdiği telkinleri kabul eder. Bilincin inandığı telkini kabul eder. Ama sonradan bilinç kararını değiştirmek ister. Ama ilk fikir bilinçaltına  kazınmışsa değişmez. Yani zihnin iki parçası ayrılmaya başlar. Bilinçaltı fikirler hakim olur. Bundan sonra bilinç ne isterse istesin bilinçaltının kontrolü altındadır.
Bilinç ne yapar? Her yeni fikri inceler. Daha önce kabul edilmiş fikirlerle mukayese eder. Bilinçaltına yerleştirmeden önce doğruluğunu kontrol eder. Bir kez bilinçaltına geçerse artık kalıcı olur. Gerçek doğru olur. Artık bu yerleşen fikir sonradan gelen yeni fikirleri kontrol eden fikir olur. Ama bu önceden kabul edilmiş fikirler yanlışsa. Ki çoğu yanlıştır. O kişinin gerçeğiyle uyuşmaz. Ama bilinçaltı bunu bilemez. Ona göre orada yerleşik fikir onun doğrusudur. Gerçekte doğru olan bir fikir bu nedenle bilinçaltı için yanlış kabul edilecektir. Yarı doğrularla dolu karmaşık bir çöplük. Yanlış korkular. Mantıksız öfkeler. Önyargılar. Hepsi bu bilinçaltının oluşum yıllarında birikir. 
10 yaşına gelene kadar bu yanlış programlanma tamamlanır. Yanlış inançlar, itikatlar, yobaz fikirler, yanlış algılar, saplantılı fikirler etraftan satın alınır ve bilinçaltına yerleşir. Tüm buradan anlaşılan nedir? Değişmek istiyorsak bilinçaltını değiştirmemiz gerekir. Bunu başarınca bilinçli enerjimizi kullanmaya başlayabiliriz. Arzu ve hedeflerimize bilinçli gücümüzle ulaşırız. Sağlık, mutluluk ve kaliteli yaşam. Hepsi bilinçli tercihlerimizle oluşur. Ama hangi bilinçli tercihle? Bilinçaltının karışmadığı bilinçli tercihle. 
ZIHNINIZI DEĞIŞTIRIRSENIZ MUTLU YAŞARSINIZ.
HIPNOZ BILINÇALTINA ULAŞMA ARACIDIR
Bilinçaltı ne isterse onu yaparız. Bilinçaltı söylenen her şeye inanır. O halde yeniden programlanma şansı vardır. Bilinçli aklı atlayarak bilinçaltına ulaşma şansımız vardır. Yeni fikirleri oraya yerleştirme şansımız vardır. Yerleştikten sonra onları sürekli besleyerek ve güçlendirerek değişmez hale getirebiliriz. 
Bilinç farkındayken bilinçaltını değiştirmek boşunadır. Bir lise öğrencisini düşünelim. Çalışkan. Bu nedenle okulun bilgi yarışma ekibine seçilir. Buna sevinir, gurur duyar. Ama bir sorunu vardır. Kalabalıklar önünde konuşmaya korkmaktadır. Bilinçli aklı bunu saçma bulur. Ondan daha az yetenekliler bile rahat rahat konuşmaktadır. Ama tam bu aşamada bilinci bilinçaltından mesajları alır. Bilgiler orada depolanmıştır. Duygular orada depolanmıştır. Hem geçmiş bilgi, hem de bu bilginin oluşturduğu duygu bilincin mantığını yener.
 "En son konuştuğun durumu unuttun mu? Sesin titredi. Ellerin o kadar titredi ki notlarını bile tutamadın. Yüzün kıpkırmızı oldu. Tam bir aptal durumuna düştün. Bu yine olacak ve bunun olacağını biliyorsun."
Korku ve utanç. Bu iki duyguyu bilincin mantıklı düşünceleri aşamaz. Bilinç ve bilinçaltı çatıştığı zaman kazanan bilinçaltıdır. Topluluk önünde konuşma çabaları hep başarısızlıkla sonuçlanır. 
Eğer bu gencin bilinçaltı topluluk önünde konuşma konusunda yanlış bir bilgiye sahip olduğuna ikna olursa, bilincin mantığının geçicide olsa işleme şansı vardır. Bilinçaltı yanlıştır. Herkes topluluk önünde rahatlıkla konuşur. Yeter ki bilinçaltı farklı inanmasın. 
Bilinçaltı neye inanırsa onu yaparız. Bu nedenle bilinçaltına doğru bilgiyi göndermek için bilinç geçici olarak kenara çekilmelidir. Bu ancak hipnozla sağlanır. 
Hipnozda bilinç devre dışıdır. Bastırılmıştır. Karışmaz. Eleştirmez. Değerlendirmez. Yorumlamaz. Analiz etmez. Bilgilerin doğrudan bilinçaltına gitmesine izin verir. Bu iki farklı zihin parçasının ilişkisini anlarsanız hem hipnoz olmanız, hem hipnoz yapmanız hem de hipnozda değişiklik yaratmanız çok kolaylaşır. 
BILINÇALTININ ALTI IŞLEVI
Bilinçaltı bir hizmetkar olarak tasarlanmıştır. Emirleri alır ve uygular. Emirlerin kaynağı bilinçtir. Hizmetkar olduğuna göre yönetme kabiliyeti yoktur. Ama bir çok insan bu hizmetkarın yaşamlarını yönetmesine izin verir. Bilinçaltı arzu, heves ve duyguları içinde tutar. Bunları tatmin edecek enerjide oradadır. Ama sizi bu arzularınıza göre yönetimi bilincinin istediği bir yönetim değildir. Ama bilinçaltına göre öyledir. Bilinçaltının inançları başarı ile başarısızlığın arasındaki farkı belirler. 
Bilinçaltının altı işlevi
Bilinçaltı bir hizmetkar olarak tasarlanmıştır. Emirleri alır ve uygular. Emirlerin kaynağı bilinçtir. Hizmetkar olduğuna göre yönetme kabiliyeti yoktur. Ama bir çok insan bu hizmetkarın yaşamlarını yönetmesine izin verir. Bilinçaltı arzu, heves ve duyguları içinde tutar. Bunları tatmin edecek enerjide oradadır. Ama sizi bu arzularınıza göre yönetimi bilincinin istediği bir yönetim değildir. Ama bilinçaltına göre öyledir. Bilinçaltının inançları başarı ile başarısızlığın arasındaki farkı belirler.

Yazarın Diğer Yazıları