Uz. Dr. Sevilay Zorlu

Ülkemizde Cinsel Eğitim

Uz. Dr. Sevilay Zorlu

Ülkemiz çok hızlı bir toplumsal değişim süreci yaşamaktadır. 1950'li yıllarda başlayan kentlere göç, önemli toplumsal sorunları da beraberinde getirmiştir. Bireylerin göçle birlikte yaşam biçimleri, beklentileri, kendilerini toplum içinde algılama biçimleri değişmiştir. Kısaca, kırsal alandaki kültürel değerler göçle birlikte geçerliliklerini yitirmiştir. Medyanın etkisiyle ve hızlı tüketim toplumu olmanın sonucunda da, sadece kırsal alanlardan göç edenler arasında değil, önceden beri kentli olan kesimde de gençler, güvenilir bilgi edinebilme olanağından ve sağlıklı davranabilme becerisinden yoksundurlar.

Bu koşullar altında cinsellik, üzerinde en az konuşulan ve yazılan ancak en çok düşünülen ve endişe duyulan bir konu olarak kalmıştır.

Türkiye'de cinsel sağlık eğitimi kapsamına giren konulardan bazıları ilköğretim ve ortaöğretimdeki değişik derslerin programında birbirinden bağımsız olarak yer almaktadır. Bu derslerin müfredata alınmasındaki amaç sadece gençlere bilgi vermektir ve herhangi bir cinsel tutum ve değer geliştirmek açıkça amaçlanmamıştır. Ayrıca bu dersleri işlemekle görevli öğretmenler konu ile ilgili güncel bilgilerden yoksun olabildikleri için ergenlik dönemi sağlık konularını sunmada kendilerini yetersiz hissederek bu konularda yüzeysel bilgiler sunmayı tercih edebilmektedir.

Gençlerin cinsel konulardaki tutum ve davranışlarını biçimlendirmeye yönelik planlı bir cinsel sağlık eğitim programı ülkenin gündeminde olmasına karşın, henüz okullarda cinsel sağlık eğitimi verilmemektedir. Milli Eğitim Bakanlığı ve sivil toplum kuruluşları tarafından bölgesel boyutta yürütülen ve sürekliliği olmayan eğitim çalışmalarının ulaşabildiği genç sayısı azdır.

Cinsellikle ilgili akademik bilgilerin eksikliği, ülkemizdeki bireylerin ve toplumun cinselliği genellikle üreme işi ve organlarıyla ilgili biyolojik bir eylem olarak dar bir odaktan görmelerine ve cinsel eğitimden korkmalarına neden olmaktadır.

Diğer taraftan, her düzeydeki sağlık bilgileri ve sonrası eğitimlerinde cinsel sağlık bilgileri ve HIV/AIDS eğitiminin yer alması önerilmektedir. Bu öneriler doğrultusunda Temmuz 2001'de “Ergenlerin Sağlık Bilincinin Geliştirilmesi Projesi” başlatılmıştır. Bu proje, Milli Eğitim Bakanlığı ve İnsan Kaynaklarını Geliştirme Vakfı tarafından yürütülmüştür. Proje kapsamında eğitici insan gücü yetiştirmek amacıyla geleceğin öğretmenleri olan eğitim fakülteleri öğrencilerine örnek bir cinsel sağlık bilgileri ders programı oluşturulmuştur.

Dünyada HIV/AIDS'li hasta sayısının hızla artması ülkemizde de gençlere yönelik cinsel sağlık bilgisi eğitimi konusunun gündeme getirilmesinde önemli bir neden olmuştur. Milli Eğitim Bakanlığında, 2000 yılında başlamış ergenlik döneminde değişimlerle ilgili olarak önce kızlar için başlayan, daha sonra erkeklere de sunulan yaygın bir bilgilendirme etkinliği (ERDEP) yürütülmüştür. Ders dışı etkinlik olarak tasarlanan bu proje daha çok fiziksel değişim ve öz bakım konularını içeren kısa süreli, kız ve erkek öğrencilerin ayrı katıldığı bir kez ve 40 dakikalık bir program olarak 6.-7.-8. sınıf ilköğretim öğrencilerine gezici eğitim ekipleri tarafından yapılmıştır. Çalışmanın değerlendirilmesinde tüm öğrenciler eğitimin gerekli ve yararlı olduğunu belirtmişler ancak yeterli olmadığını vurgulamışlardır. Bu program özel sektörün desteği ile sürdürülmüştür.

Örgün eğitim, Cinsel Sağlık Bilgileri Eğitimi için önemli bir fırsattır. Bu konuda yapılan girişimlerin başlangıçta dikkatleri çekmesi doğaldır. Toplumun önemli bir kesimi cinsel sağlık bilgileri eğitiminin gençleri, cinsellik konusunda henüz zamanı gelmeden uyardığını düşünecektir. Konunun önemi ve ivediliği hakkında bilinçli olan eğitimcilerin bu konuda hazırlıklı, donanımlı ve kararlı olmaları gereklidir. Eğitim sanıldığı gibi, gençleri yanlış cinsel ilişkilere özendirici değil, tam tersine başka ülkelerde olduğu gibi daha sorumlu ve doğru davranışlara yönlendirici bir rol oynayacaktır. Yarının anne babaları olan gençlerin bilgilenmesi gelecekte çocukları için de değerli bir kaynak olacaktır. Cinsel sağlık bilincini geliştirme etkinliklerinin istenilen doğrultuda düzenlenebilmesi için ilgili kuruluşların kısa ve uzun vadede işbirliği yaparak gerçekleştirebileceği adımlar;

Örgün eğitimde ders programlarının içeriklerinin geliştirilmesi, geliştirilen programların yürütülebilmesi için öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının geliştirilmesi,

 Bu adımlar tüm sistemde yaygınlaşana değin halen eğitimi yürüten ilgili branş öğretmenlerinin kısa süreli kurslarla hazırlanarak ve dışardan sağlanan uzman/program destekleri ile öğrencilerin sağlık bilincini geliştirmek amacıyla eğitim etkinliklerinin düzenlenmesidir.

CİNSEL EĞİTİME BAKIŞIMIZ

Cinsel konularda eğitim konusunda Türk halkı;

yaklaşık üçte iki okullarda kesinlikle cinsel eğitimden yana

%17’ tercihe bağlı olarak eğitim imkanından yana

Yaş gençleştikçe, eğitim düzeyi arttıkça cinsel eğitimin gerekliliğine inanma oranı artmaktadır.

Cinselliği eşlerinden öğrenen kadınlarda erkeklerden çok daha yüksek bir oranda okullarda cinsel eğitimden yanadır.

Okullarda cinsel eğitimi( zorunlu ya da tercihe bağlı) destekleyen kesimdeki yaygın görüş, eğitimlerin kız ve erkeklere ayrı ayrı verilmesi gerektiğidir.

Üniversite mezunu ve metropollerde yetişmiş kesimlerin yaklaşık yarısı karma eğitimden yarısı ayrı eğitimden yanadır .

Çocuklar büyüdükçe sosyal çevre içindeki ilişkileri de giderek gelişmektedir. Ergenlerin büyüme ve gelişme süreçleri boyunca cinsellikle ilgili olumlu mesajlar almaları ve cinselliğe yönelik olumlu bir bakış açısı kazanmaları önemlidir.

Ailesinin dışında öğretmen, arkadaşlar, televizyon, müzik, kitaplar, reklamlar ve oyuncaklar gibi bir çok kaynaktan cinsellikle ilgili uygun davranış ve değerler hakkında mesajlar almaya ve bilgiler öğrenmeye devam ederler. Ancak bu tür kaynaklardan alınan mesajlar cinsellikle ilgili tam ve doğru bilgileri içermeyebilir.

Aynı zamanda, bu tür kaynaklarda cinsellik bir şaka ya da alay konusu yapılabilir ya da cinselliğe küçültücü bir olay olarak bakılabilir.

Aile içinde başlayan cinsel eğitim çabalarının, çocuk okula başladığı andan itibaren, okul bünyesinde geliştirilecek planlı öğrenme aktiviteleri ile desteklenmesi gerekmektedir. Okul, bazı çocuklar için ailede öğrendikleri bilgilerin pekiştiği bir ortam olurken, bazıları için de cinsellikle ilgili ilk ve önemli bir bilgi kaynağı olabilir. Aynı zamanda okullar çocukların ve gençlerin büyük bir çoğunluğuna toplu olarak ulaşma fırsatı vermektedir.

Özellikle cinsel konuların tabu olduğu toplumlarda, okullardaki cinsel eğitim etkinliklerinin önemi artmaktadır;

Kendilerinde meydana gelen fiziksel ve duygusal gelişimleri anlama ve kabullenmek,

Bedeni hakkında olumlu duygular taşıma, bireysel farklılıkları kabullenmek,

Şu andaki ve gelecekte yaşamlarında cinsel davranışlarıyla ilgili bilinçli ve sorumlu kararlar alabilmek,

Kadın ya da erkek olarak kendi cinsiyeti hakkında olumlu duygular taşımak

Cinsel konular hakkında rahat bir şekilde konuşma ve ifade edebilme becerisi,

Uygun ve uygun olmayan cinsel davranışları anlayabilmek,

Cinsel taciz ve istismara karşı kendini koruyabilmek,

Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan ve istenmeyen gebeliklerden korunmayı başarmak.

Çocuklara ve gençlere yönelik planlanan cinsel sağlık eğitimlerinin en genel amacı cinsel sağlığın geliştirilmesi;bireylerin, cinsel davranışların pozitif sonuçlarına ulaşmaları ve negatif sonuçlarından uzak olmalarını sağlamaktır.

 CİNSEL DAVRANIŞLARIN OLUMSUZ SONUÇLARI;

istenmeyen gebelik,

cinsel baskılar,

cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar / AIDS

cinsel işlev bozuklukları gibi durumları ifade etmektedir.

CİNSEL DAVRANIŞLARIN OLUMLU SONUÇLARI

özgüven,

kendine ve başkalarına saygı duyma,

cinsel baskılar ve zorlamalardan uzak olma,

cinsel yaşamdan hoşnut olma 

planlanmış anne ya da baba olma gibi durumlardır.

Kapsamlı cinsel eğitim programlarını dört temel üzerine oturtmak mümkündür.

Gençlere;

insan üremesi,büyüme-gelişme,anatomi,fizyoloji, mastürbasyon,

aile yaşamı, gebelik, doğum,ebeveynlik, aile planlaması, düşük,

cinsel tepki, cinsel eğitim,cinsel istismar,

cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve AIDS dahil insan cinselliği hakkında doğru bilgi sağlamak.

 

CİNSELLİKLE İLGİLİ BİLGİ KAYNAKLARI

Kentsel kesimde yapılan araştırmalarda lise öğrencilerinin cinsellik ile ilgili bilgi kaynakları şu şekildedir:

1-Arkadaş,

2-gazete-dergi, televizyon

3-kitap.

Erkeklerin bilgileri daha sınırlı olup, daha çok arkadaşlarından,

Kızlar annenin eğitim düzeyi yükseldikçe  annelerinden yararlanmaktadır.

Üniversite öğrencilerinde ve yüksek sosyoekonomik düzeydeki gençlerde bilgi kaynakları bir miktar daha farklıdır, arkadaş, anne ve baba daha arka planlarda kalmakta ve yazılı materyal daha ön sıralara geçmektedir.

(CETAD (Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği) Araştırma verileri)

Yazarın Diğer Yazıları