Uz. Dr. Sevilay Zorlu

Saldırganlıkta öneriler

Uz. Dr. Sevilay Zorlu

 Anne-baba çocuğa saldırgan davranışlar konusunda model olmamalıdır. Anne-babanın saldırgan ya da saldırgan diye nitelendirilebilecek davranışlarını gözden geçirmesi ve bunları kontrol altına alması gerekir. Saldırganlık deyince sadece fiziksel değil, sözlü saldırganlığın da önlenmesi gerekir. Çocuğa hakaret etmenin, bağırıp çağırmanın da bir tür saldırganlık olduğu unutulmamalıdır.
Ev ve okul şartları; çocukların saldırganlık davranışını, destekleyici zeminler olmamalıdır.
Saldırgan davranışlara tolerans gösterilmemelidir. Çocuğun istekleri  bu tip davranışlar yapılınca yerine getiriliyorsa, çocuk isteklerini yaptırmada saldırganlığı araç olarak görmeye başlar.
 Saldırgan davranışlar ödüllendirilmemeli ve çocuğun bu davranışının, istenmeyen bir davranış olduğu hemen gösterilmelidir.
Saldırgan davranışlar kesinlikle dayakla cezalandırılmamalıdır. Anne-babanın ilgisi, sevgisi azaldığında ve fiziksel cezalar uzun süre devam ettiğinde, çocukta saldırgan ve sorumsuz davranışlar gelişir. Saldırgan davranışlar ortaya çıktığında, yetişkinler sakin davranmaya çalışmalı, anormal duygusal tepkiler yerine ben dilini kullanmalıdır (" yine arkadaşının kolunu morartmışsın, bıktım artık eve şikayet gelmesinden!.." yerine "seninle ilgili şikayet duyduğum zaman kendimi çok kötü hissediyorum" gibi). Dayak saldırgan davranışın hemen bitiminde uygulandığı zaman, davranışın o an için sönmesini sağlayabilir ancak, çocukta düşmanca duyguların gelişmesine neden olur.
Çocuk gergin ve sinirliyken onunla tartışmamalı, sakinleşmesini beklemeli ve daha sonra davranışı ile ilgili konuşulmalıdır.
Çocuğa sosyal olgunluğuna uygun çeşitli sorumluluklar verilmelidir. Çocukla işbirliği yapılmalı, evde görev ve sorumluluk alması sağlanmalıdır.Örneğin;özellikle zarar verdiği şeylerin korunmasının sorumluluğu ona verilebilir.
Çocuğa saldırgan davranışlarının  dezavantajları gösterilmelidir.Saldırgan davranışları ile isteklerini elde edemeyecekleri anlatılmalı, üstelik elde ettiklerini de kaybedebilecekleri  vurgulanmalıdır.
Anne-baba ve diğer yetişkinler çocuğun olumlu davranışlarını görüp, olumsuz davranışlarını görmezlikten gelmelidir. Çocuk saldırgan davranışlarda bulunmadığında sözel olarak ödüllendirilmelidir. 
Çocuk başka çocuklarla kıyaslanmamalı ve yarıştırılmamalıdır.
Çocuğun dışarıda oynamasına izin verilmelidir. Bu, çocuğun geriliminin azalmasına ve enerjisini boşaltmasına imkanı sağlayacaktır.
Saldırgan davranış diğer çocukların güvenliğini ciddi bir şekilde tehdit etmedikçe, bu davranışın üstünde durmamak gerekir.
Çocuk oldukça dürtüsel davranıyorsa ve bu yönünü kontrol etmede güçlük yaşıyorsa; çocuğa başkalarına vuracağı zaman, kendi kendini engelleyici cümleler söylemesi öğretilmelidir. Örneğin; "10'na kadar say ve ona vurma " gibi.
Kızgınlıktan kurtulmak için alternatifler bulunabilir. Yumruklanabilen kil, çakılabilen çiviler, resim çizme, boyama çocuğun kızgınlık duygularını kontrol altına almayı sağlayabilir. Ayrıca futbol, basketbol gibi sporlarda alternatifler arasındadır.
Çocuk saldırgan modellerle karşı karşıya getirilmemelidir. TV. deki şiddet içeren programları seyretmesi engellenmelidir. Eğer kesinlikle engel olunamıyorsa, anne-baba çocukla birlikte seyrederek şiddetin sonuçlarını tartışabilirler. Ayrıca bu şiddet filmlerinin gerçek yaşamın modeli değil, " kurmaca " olduğu çocuğa anlatılmalıdır.
Anne-babalar saldırgan davranışlar gösteren çocuklarının grup etkinliklerine katılmasını sağlamalıdır. Çünkü bu çocuklara grup içinde "liderlik" rolünün verilmesi, iyileştirici bir faktör oluşturmaktadır.
Her yaş ve dönemde çocuğun temel ihtiyaçları zamanında yerine getirilmelidir.
Anne-babalar, saldırgan davranışların sonuçlarını, çocukların anlayabileceği bir dille anlatmalı ve çocuğa kendini koruması ve haklarını savunması öğretilirken, başkalarına da zarar vermemesi gerektiği hatırlatılmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları