Uz. Dr. Sevilay Zorlu

MS' DA DEPRESYON

Uz. Dr. Sevilay Zorlu

MS'li hastalarda depresyon oranı normal popülasyondan, değişik medikal ve nörolojik hastalıklardan daha sık görülür. Diğer kronik hastalıklara göre 3 kat daha fazla görülür. Depresyon hastalık süreci sırasında ya da başlangıç bulgusu olarak ortaya çıkabileceği gibi uygulanan tedavilerin yan etkisi olarak gelişebilir. 
Günümüzde bu hastalarda izlenen depresyonun hastalığın hem psikolojik hem de organik etkenlerinin bileşiminden kaynaklanabileceği kabul görmektedir.        
BELİRTİLER
Depresyon kadın hastalarda daha sık görülür. MS 'da depresyon orta şiddettedir. Kızgınlık, irrİtabilite, endişe ve huzursuzluk belirtileri baskındır. Daha düşük oranda konsantrasyonda zayıflama, bedeniyle aşırı ilgilenme, kendini suçlama, sosyal geri çekilme, kendini olumsuz değerlendirme ve ilgi kaybı izlenir. 
MS' da yorgunluk sıcaklık artışı ile alevlenir, genellikle uyku ile hafifler ve depresyonda olduğu kadar uzun süreli olmayıp birkaç saat içinde geçebilir. Günlük rutin işleriyle başa çıkacak enerjiyi bulamadıklarından yakınırlar.
MS hayatın en aktif ve işlevsel olduğu, yaşam amaçlarının ve etkinliklerinin dorukta olduğu genç yaşlarda ortaya çıkan kronik ve ilerleyici bir hastalıktır. Hastalığın yıkım şeklinde algılanması ve ortaya çıkan yeti yitimleri psikolojik tepkilere yol açacaktır. 
MS' un hastalar ve hasta yakınlarının yaşamlarında belirgin etkisi vardır. MS hastaların günlük aktivitelerini, aile ilişkilerini, iş ve sosyal yaşamlarını, duygusal durumlarını ve yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Benzer sorunlar bu hastaların yakınlarında da görülür. Hastalığın getirdiği bu psikososyal yükün hastalığın yol açtığı engellenmenin şiddetiyle belirgin olarak ilişkili olduğu gösterilmiştir. Hastalığın ilk yıllarında anksiyetenin daha sık olduğu, ilerleyen dönemlerde ise hastalığın getirdiği engellenmeye bağlı olarak depresyonun ön plana çıktığı gözlenmektedir. Depresyon MS hastalarında yaşam kalitesinin daha da bozulmasına yol açmaktadır. 
MS 'li hastalarda iyi bir psikiyatrik değerlendirmenin yapılması, depresyon ve anksiyetenin tanınarak tedavi edilmesi bu hastalarda intihar riskini azaltabiIir, yaşam kalitesini olumlu yönde etkileyebilir. 
MS İLE DEPRESYON VE ANKSİYETE İLİŞKİSİ
MS'da yüksek oranda görülen psikiyatrik sorunlardan biri de anksiyetedir. Tek başına görülebileceği gibi depresyonla birlikte de görülebilir. Anksiyetenin genel olarak nedenleri arasında, içgörüsü olan hastaların kendilerindeki bilişsel, mental ve fonksiyonel kayıpları fark etmeleri, çevreden gelen uyaranların yeterli değerlendirilememesi, olayların üstesinden gelememe, sosyal kayıplar, yalnız kalma, depresyon yada demansa eşlik eden fıziksel hastalıklara bağlı sıkıntılar yer alabilir. Stres ve depresyon immunolojik bozukluğa katkıda bulunarak MS' in prognozunu olumsuz bir şekilde etkileyebilir.
Hastalarda emosyonel durumlarının dışavurumunu kontrol edemedikleri zaman hiperaktivite, aşırı neşe, rahatlık, basınçlı konuşma izlenebilir. 
MS'DE YORGUNLUK
 Sık görülen bir belirtidir .%75-90 MS'li hasta bitkinliği olduğunu, %50-60 hasta ise bunun en kötü şikayetleri olduğunu tanımlamıştır. Bu kalıcı yorgunluk olarak gözlenebilir. Ve fiziksel aktivite ya da mental egzersize bağlı kolay yorulma olur. Yorgunluk yaşa bağlı değildir. Çünkü otuz yaş altı ve elli yaş üstünde aynı sıklıkta bildirilmiştir. Ayrıca fiziksel yetersizliği de bağlı değildir. Çünkü erken MS de %50 den fazla olguda bildirilmiştir. Bitkinlik açık bir şekilde hastaların yaşam kalitesini düşürmekte ve çalışmamanın da major sebebini oluşturmaktadır. MS'de ki anormal bitkinlik seviyelerinin altında yatan mekanizmalar tam olarak anlaşılamamıştır. Bitkinliğin primer sebebi santral sinir sistemi ile ilgili olabilir.

Yazarın Diğer Yazıları