Uz. Dr. Sevilay Zorlu

İlişkilerimizdeki İletişim Kalıpları (1)

Uz. Dr. Sevilay Zorlu

Şimdi insanların genellikle kullandıkları evrensel kalıplara yakından bakalım. Bir tehdit hisseden kişi, zayıflıklarını açığa çıkarmamak için şu yöntemlere başvurabilir: 
1. Yalvar; böylece karşı taraf öfkelenmesin.
2.Suçla; böylece karşı taraf kimin güçlü olduğunu anlasın( karşı taraf uzaklaşırsa, bu onun hatası demektir; kişinin kendisinin değil).
3.Hesapla; böylece tehdide zararsız gözle yaklaşabilir, özdeğerini büyük kelimelerin ve zihinsel kavramların arkasına gizleyebilirsin.
 4.Dağınık ol; ilgisiz şeylerden bahset, böylece tehdit orada değilmiş gibi yaparak aldırmayabilirsin ( belki kişi bunu yeterince uzun süre yaparsa, gerçekten işe yarayabilir.
Farkında olalım ya da olmayalım, beden dilimiz özdeğer duygularımızı yansıtır. Özdeğerimiz sorgulanıyorsa, bedenlerimiz bunu fiziksel olarak dışa vurur.Bunu düşünerek, insanların iletişim anlarında karşı tarafın rahatlıkla gözlemlediği ama kendisinin farkına varamadığı bazı belli bedensel duruşları vardır. 
YALVARICI 
Kelimeler ONAYLAYICI ''Sen nasıl istersen öyle olsun. Ben sadece seni mutlu etmek için buradayım''
Beden YATIŞTIRICI ''Çaresizim" ( bir kurban gibi durur.)
İçeride '' ben bir hiçim ; sen olmadan bir ölüyüm. Değersizim.''
Yalvarıcı, karşısındakinin gözüne girmeye, ona kendini beğendirmeye çalışarak konuşur. Ne olursa olsun karşısındakini memnun etmeye çalışır, özür diler, asla karşı çıkmaz. Bu '' evet efendimci'' kendisi için bir şey yapmıyormuş gibi konuşur; daima birisinin onayını almak zorunda olduğunu hisseder. Bu rolü beş dakika oynadığınızda, midenizin bulandığını, hatta kusacakmış gibi olduğunuzu hissedebilirsiniz.
İyi bir yalvarıcı olmanın en iyi yolu, gerçekten de değersiz olduğunuzu düşünmektir. Yemenize izin verildiği için şanslısınızdır. Herkese minnet borcunuz vardır ve ters giden her şeyden siz sorumlusunuzdur. Aklınızı kullansaydınız, yağan yağmuru durdurabilirdiniz ama yok ki. Size gelen bütün eleştirileri haklı bulursunuz. Ne yada nasıl söylerse söylesinler, sizinle konuştukları için şanslısınızdır. Kendiniz için hiçbir şey istemezsiniz. Dahası, siz kimsiniz ki, isteyesiniz? Bunun yanı sıra, yeterince iyi olmayı becerirseniz, size zaten hak ettiğiniz düşünülen şeyler verilecektir.
Olabileceğiniz en fedakar, en tatlı, en alttan alan, en pabuç yalayıcı insan olmalısınız. Kendinizi bir diziniz üzerine çökmüş, hafifçe titreyerek, bir elinizi yalvarırcasına uzatmış halde düşünsenize. Böyle kolunuz havada dururken boynunuz acır, gözleriniz kararır ve hiç zaman geçmeden başınız ağrımaya başlar. Bu pozisyonda konuştuğunuzda, sesiniz ağlamaklı ve inler gibi çıkar, çünkü yeterince ses çıkaracak şekilde hava alamazsınız. Düşündükleriniz yada hissettikleriniz ne olursa olsun, her şeye evet dersiniz. Bedenin yatıştırıcı pozisyonu, yatıştırıcı tepkiyle uyumludur. 
SUÇLAYICI 
Kelimeler KARŞI ÇIKAN '' hiçbir şeyi doğru yapamazsın zaten. Derdin ne senin?''
Beden SALDIRGAN '' burada patron benim'' 
İçeride '' yalnızım ve başarısızım''
Suçlayıcı, bir hata bulucu, diktatör, üstün davranmayan çalışan patrondur ve şöyle der: '' sen olmasaydın, her şey yolunda giderdi'' içte kaslar yada organlar kasılır. Bu arada kan basıncı yükselir. Ses sert, gergin, genellikle soğuk ve yüksektir.
İyi suçlama, olabildiğince yüksek sesli ve diktatörce davranmanızı gerektirir. Her şeyi ve herkesi kırıp dökerseniz. Parmağınızı suçlayıcı bir tavırla uzatarak şunları söylediğinizi düşünün: ''bunu asla yapmazsın'', '' hep şunu yaparsın'', neden hep şunu…'', ''neden asla bunu…''vs. Cevap almakla ilgilenmezsin; bu önemsizdir. Suçlayıcı, gerçekten bir şey bulmak yerine suçu çevresindekilere atmakla ilgilenir.
 
Suçlarken genellikle biraz püskürür gibi nefes alır ya da nefesinizi tamamen tutar, boyun kaslarınızı gerersiniz. Gözleri dışa fırlamış, boyun kasları gerilmiş, burun delikleri genişlemiş, yüzü kızarmış ve sesi kömür küreyen biri gibi çıkan gerçek bir birinci sınıf suçlayıcı hiç gördünüz mü? Kendinizi bir eliniz kalçanızda, diğer kolunuz işaret parmağınız açılmış halde öne doğru uzanırken düşünün. Yüzünüz asık, dudaklarınız kıvrık, bağırırken burun delikleriniz irileşmiş, hakaretler yağdırıyorsunuz ve dünyada ki her şeyi eleştiriyorsunuz. Suçlayıcı durumunuz şöyledir: 
Kendinizi değerli hissetmediğiniz için birinin size boyun eğmesini sağlayarak bir fark yarattığınızı görmek istersiniz. Sizce boyun eğildiğini gördüğünüzde, etkili olduğunuzu hissedersiniz.

Yazarın Diğer Yazıları