Uz. Dr. Sevilay Zorlu

Depresyonla ilgili düşünceler

Uz. Dr. Sevilay Zorlu

 

Depresyonla ilgili düşünceler bilişsel konularına göre ayrılacak olursa;

ÇÖZÜMSÜZLÜK, ÇARESİZLİK

“Baş edemem”

“Üstesinden gelemem “

“Başa çıkamam”

“Altından kalkamam”

UMUTSUZLUK

“Hep acı çekecekmişim gibi geliyor”

“Hiçbir zaman daha iyi olamayacağım”

“Geleceğim karanlık görünüyor”

DEĞERSİZLİK

“Yetersiz biriyim, hiç bir şeyi doğru yapamam”

“Çıkış yolu bulamıyorum”

“Olanı biteni hiç değerlendiremiyorum”

SUÇLAMA

“Hepsi benim yanlışımdan kaynaklanıyor”

“Hiç böyle bir yanlış yapmamalıydım, hiç kabul edilebilir değil…”

“En iyisini yapmalıyım, her şey mükemmel olmalıydı yoksa ben değersizim”

DEPRESYONU SIKLIĞI NE KADARDIR?

            Genel olarak major depresyon yaygınlığı % 3-5.8 kadardır.

            Hayat boyu risk erkekler için % 3-12, kadınlar için % 10-26'dır.              Epidemiyolojik veriler herhangi bir yılda kadınların % 13'ü, erkeklerin % 8'inin depresyonda olduğunu göstermektedir.

            Türkiye Ruh Sağlığı Profili Çalışması’nda 12 aylık depresif nöbet yaygınlığı kadınlarda % 5.4, erkeklerde % 2.3, tüm nüfusta % 4.0 olarak verilmektedir. Görüldüğü gibi kadınlarda iki kat daha fazladır.

            Yineleyici depresyonlar kadınlarda daha sıktır.

            Akut atak geçirenlerin % 15 kadarında depresyon süregenleşme eğilimi gösterir.

DEPRESYON IÇIN RISK ETKENLERI NELERDIR?

Erken ebeveyn kaybı

Madde ve alkol kötüye kullanımı

Anksiyete (Bunaltı)bozuklukları

Kadın olmak

Düşük sosyoekonomik düzey

Ayrı yaşama, boşanmış olma

İşsizlik: İşsizlik depresyonda risk etkeni olması yanında işte verimliliği azalmasının önemli nedenlerindendir.

Daha önce depresyon geçirmiş olma

Yakın zamanda önemli yaşam olayları, stres etkenleri 

Kişilik yapısı

Çocukluk döneminde cinsel veya fiziksel kötü davranılma öyküsü

Bazı ilaçlar

Tıbbi hastalıklar

Hormonal değişiklikler. 

DEPRESYONDA CINSIYET FARKLILIĞI NASIL AÇIKLANABILIR?

            Kadınlarda depresyonun erkeklere göre iki kat fazla olması erkeklerin belirtilerini, alkol kullanımı, değişik eyleme vurum davranışları şeklinde ifade etmesi, kadınların bu olanakları kullanamamaları, aynı stres etkeni karşısında daha yoğun belirtiler göstermesi biçiminde açıklanmaktadır. Diğer önemli bir açıklama da hormonal nedenler ve geleneksel kadın rolü ile ilgilidir. Ayrıca kadınlarda gebelik, doğum, premenstrüel dönem gibi biyolojik ve psikolojik olarak depresyona yatkınlık yaratan ek özellikler vardır. Cinsel ve fiziksel istismar da kadınları daha çok etkilemektedir.

            Kadın ve ekeklerde depresyon sıklığı

Ayrı yaşayan ve boşanmış erkek (en sık)

Bekar, dul, boşanmış erkek

Bekar veya dul kadın

Evli kadın

Evli erkek (en az)

DEPRESYONUN KLINIK BELIRTILERI NELERDIR?

En az 2 hafta devam eden

Hoş olmayan duygudurum,

Hayattan zevk alamama, umutsuzluk ve karamsarlıktır.

Bu belirtilerin yanısıra

Iştahsızlık ya da aşırı yeme isteği ile oluşan kilo değişiklikleri

Uykusuzluk ya da aşırı uyku hali

Psikomotor etkinlik düzeyi değişiklikleri

Enerji düzeyinde azalma

Değersizlik ve suçluluk duyguları

Düşünmede odaklanmada ve karar vermede güçlük çekme

Yineleyen ölüm düşünceleri ya da intihar düşünceleri tasarıları, girişimleri

 

Olgular derin bir üzüntü yaşarlar. Gelecekleri ve yaşadıkları ile ilgili olarak hep kötümser düşünürler. Hastada depresif duygudurum ile birlikte değişik etkinlik ve sorumluluklara karşı ilgi kaybı izlenir. Olağan etkinliklerden zevk alamaz. İş, özel zevkler, bireysel ilişkiler, cinsel aktivite de dahil olmak üzere hiçbir şeyden zevk alamazlar.

 Bazı olgularda önde gelen belirti bunaltı olabilir. Anksiyete (bunaltı, kaygı) düzeyi çok artabilir, ajitasyon (huzursuzluk) gösterebilirler. Genel olarak ilgileri azalır. Umutsuzluk ve çaresizlik duyguları o kadar yoğun olabilir ki düştükleri bu durumdan hiçbir şekilde kurtulamayacaklarını düşünebilirler. Depresif hastalar basit günlük aktiviteleri bile yapmakta güçlük çekerler. İş, aile, para ve kendi sağlıkları ile aşırı biçimde kafaları meşgul olur. Enerji düzeyi azalır. Bazı olgularda önde gelen belirti somatik belirtiler olabilir. Tepkisel davranırlar.

Umutsuzluk, kötümserlik, benlik saygısında düşme ve suçluluk duyguları intihar düşünce ve eylemlerini uyarır. Düşünce içeriğinde geçmiş olaylar önemli bir yer tutar. Yoğun anksiyete (bunaltı, kaygı) belirtilerinin depresyon olgularında intihar girişimleri için belirleyici bir etken olduğu ileri sürülmektedir. İntihar düşünceleri ve girişimleri depresyonun önemli belirtilerindendir.    Depresif olguların çoğunda duygudurum değişiklikleri ile birlikte iştah ve kilo kaybı bulunur.

Uyku bozukluğu depresyonun çok sık karşılaşılan bir belirtisidir. Dalgınlık, unutkanlık olabilir. Bazen ağır olgularda aklından geçenlerle dış dünyada olanlar birbirine karıştırılabilir. 

                                               DEPRESYON TANISI NASIL KONUR?

Depresyon tanısı koyabilmek için anlatılan belirtilerin tamamının bulunması gerekmez. Yukardaki belirtilerden bir küme işlevselliği bozacak kadar ağır ise ve başka nedenlere bağlanamıyorsa tanı konur.  

ÇOCUKLARDA DEPRESYON GÖRÜLÜR MÜ?

Evet. Çocukluk döneminde de depresyon görülebilir. Tedavi edilmemesi halinde uzayabilir ve erişkinlikte de sürebilir.

Çocuklarda depresyon belirtileri bazen erişkinliktekinden ayrılabilir. Okul reddi, hastalık uydurma, ebeveynlerini kaybetme kaygısı, okul sorunları biçiminde kendini gösterebilir.

 

Yazarın Diğer Yazıları