Uz. Dr. Sevilay Zorlu

Çift İlişkisinde 'Doyum ve İstikrar'

Uz. Dr. Sevilay Zorlu

Evlilik ya da çift gibi yakın ilişkilerle yapılan çalışmalarda mutluluk, doyum ve ilişkinin istikrarlı olması sıklıkla kullanılan kavramlardır. Çift ya da evlilik ilişkisine yapılan terapötik girişimlerin geliştirilmesi ve etkinlik değerlendirilmesi sırasında ölçüt olarak alınan bu öznel kavramların yeterliliği konusunda da tartışmalar sürmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalarda çiftlerin kendilerini istikrarlı olarak tanımladığı, fakat evlilik doyumunun eşlik ettiği ve etmediği farklı evlilik tipolojileri saptanmıştır. Yine bağlanmanın değişken olarak alındığı çalışmalarda da doyum ve istikrarın ilişkili olmadığı belirtilmektedir.
Evlilikler, farklı nedenlerle istikrarlı kalabilmektedirler. Evliliğin sürdürülmesiyle ilgili kültürel zorunluluklar, ekonomik, dini yasal nedenler sayılabilir. Örneğin ailenin büyükleri tarafından ayarlanmış evliliklerde, çiftin ilişkiden memnuniyetinin istikrara katkısı oldukça azdır. Batı kültüründe ise evlilik doyumu, zorunluluktan çok, ilişkinin kabulüne dayanmaktadır. İlkinde başarı, istenen rollerin( çocuk doğrulması, cinse özgü rollerin benimsenmesi) karşılanmasına bağlıdır. İkincisinde ise, eşler birbirlerini aşkla ilgili romantik görüşlere göre seçer ve başarı, kültürel beklentilerden daha çok, bireysel mutluluğa bağlıdır. Başarısızlık ise, ya kişinin beklentilerinin artık karşılanmadığı ya da yanlış kişi seçimi nedeniyle aşkın bitmiş olması anlamına gelmektedir. Bu noktada bazı araştırmacılar bir kişinin kendi bildirimi olan öznel "doyum'' kavramı yerine, bilimsel açıdan daha objektif, dolayısıyla daha kabul edilebilir olan "istikrar'' kavramını ölçüt olarak önermektedirler. Diğer yandan, araştırılan konuya göre, örneğin evlilik sorunları ve önlenmesi konusunda yapılan çalışmalarda, doyum kavramının çalışması oldukça önemli sonuçlara yol açmıştır. Doyum kavramı çalışırken ilişkide uyumun veya ilişkinin niteliğinin hedeflenmesine göre sorular farklılaşır. Örneğin ilkinde ev işleri paylaşımı, ortak yapılan görevler alınırken; nitelik söz konusu olduğunda '' eşimle mutluyum, iyi bir ilişkimiz var'' gibi maddeler ölçeklerde yer almaktadırlar. 
Evlilik doyumuyla ilgili inanç sistemleri ve etkileşim örüntülerine bakıldığında daha olumlu etkileşimin varlığını gösteren etkenler arasında, ilişki kopmalarının daha çabuk onarılması, yakınlık ve güç gereksinimlerinin karşılanması, belirli konulardaki çatışmalara odaklanma, olumlu davranışları mizaç özelliği olarak yorumlama, kabul ve saygı sayılabilir. İyi uyum gösteren çiftlerde, eşlerin davranışlarının duruma özgü olmaktan çok olumlu mizaç örneği olarak yorumlama göze çarpmaktadır. Örneğin, "eşim çok saygılı bir insandır, anneme çok yardımcı oldu ''bu çiftlerde görüş ayrılığı olsa bile, anlaşmanın, daha çabuk sağlandığı, tartışmanın konuya sınırlı kaldığı, genel eleştiri ve eşi incitmekten kaçınıldığı, tartışmalar sonrası ilişkiyi daha çabuk onardıkları, araya uzun suskunluk dönemlerinin girmesine, somurtma veya duvar örme gibi davranışlara izin vermedikleri gözlenmektedir.
Evlikte doyum üzerinde yapılan çalışmalarda, yüksek eğitim düzeyi, yüksek sosyoekonomik durum,eşlerin ilgi, akıl ve kişilik açısından benzeşmeleri,cinsel açıdan uyum ya da aile yaşam döngüsünün başlangıç ve son aşamalarında olmaları gibi olumlu etkenler saptanmakla birlikte, evlilik doyumunu açıklayan mekanizma tam olarak bilinmemektedir. Kültürel olarak zıtların uyumu konusunda bir inanış olsa da, kişilerin benzer olmalarının çift uyumunu arttırdığı bilinmektedir. Kişiye özgü bilişsel etkenler de evlilik doyumu, uyum ya da ilişki sıkıntısı gibi kavramların öznelliğini arttırmaktadır. Bir öykü görüşmesi çalışması sonuçlarına göre, mutlu evlilikleri olan kadınlar, eşlerinin öfkesini, mutsuz olduğunu bildirenlere göre daha nötr olarak algılamaktadırlar. Sosyal biliş üzerine yapılan çalışmalar "olumlu eş davranışları '' nın önemini tartışılır duruma getirmiştir.

Yazarın Diğer Yazıları