Uz. Dr. Sevilay Zorlu

Bedensel Hastalıkla Başa Çıkma

Uz. Dr. Sevilay Zorlu

 Bir hastalık tanısının kabulünde kişinin yaşadığı bir dizi dönem vardır. Bu dönemleri bazı kişiler birkaç saat yaşayıp diğer dönemlere geçebilmekte, kimisi birkaç hafta kimisi ise yıllarca bir dönemde takılmakta ve hastalığı kabul aşamasına gelememektedir. Bir kişinin hastalığı kabul aşamasına gelinceye kadar geçirdiği dönemler şöyledir:1. Şok Dönemi 2. İnkar Dönemi 4. Pazarlık Dönemi 5. Depresyon Dönemi 6. Kabullenme dönemi
Hastalıkla baş etme yöntemleri çevreden gelen talep ve değişikliklere uyum sağlamak için kişinin bilinçli ve bilinç dışı ortaya koyduğu davranışlardır. Bu kapsamda savunma düzeneği ise kişiyi bilinç dışı dürtü ve duygulanımların yarattığı tehlikeden koruyan ruhsal süreçlerdir. Baş etme yöntemleri, savunma düzeneklerini de içerir ve ondan etkilenir, ancak sadece ondan ibaret değildir.
Fiziksel hastalığın getirdiği zorlanma ile baş etme bir ego işlevidir. Uyumsal savunmalar, dinamik dengeyi yeniden kurma ve uyuma dönüktür. Uyumsal olmayan başetme yöntemleri ise, hastanın gücünü - direncini azaltır. Çözmek durumunda olduğu sorunun çözümünü güçleştirir, kısır döngüye neden olur.
Başaçıkma süreci, hastanın sağlık sorununa bir anlam verme ve yaşamına getirdiklerinin bilişsel değerlendirilmesi ile başlar. Bu değerlendirme çeşitli başaçıkma becerilerinin ve uyumsal davranımların kullanımı ile sürer. 
Hastalığa yaklaşım sürecinde, gerek aile gerekse hasta kişi tarafından başa çıkma becerilerini zorlayan çeşitli stratejiler kullanılmaktadır. Bunlardan biri, inkar yada gözardı etmektir. Bu yaklaşım, hastalığın başlangıç evresinde hastalara yardımcıdır. Hastalar bu durumuyla aşırı uğraşmak yerine duygulardan uzaklaşarak geçici yarar sağlarlar. Böylece acı veren yaşantılarla aşırı uğraş sonucu bir çıkmaza girmek yerine diğer başetme kaynaklarının kullanımı için zaman kazanırlar. 
Hastaların kullandığı diğer stratejiler hastalık ve tıbbi işlemler konusunda bilgi almak ve kendi tıbbi bakımını öğrenmektir. Fakat burada önemli olan hasta bireyin ve ailesinin hastalığın kendisi, tedavisi ve yaşam şekli ile ilgili bilgiyi nereden öğrendiğidir. Çünkü insanlar hastalık ve bedensel hasar konusunda doğrudan edindikleri deneyimlerin yanı sıra, çevreden edindikleri bilgilerden bazı inançlar geliştirirler. Genellikle bu inançlar doğruyu yansıtmaktan uzaktırlar. Bu nedenle bireylerin geliştirdiği bu inançlar hastalığın getirdiği zorlu yaşantıların daha da stresli yaşanmasına yol açar. En sık gözlenen durum; sağlık personeli tarafından tedavide yapmaları gereken ve hastalığın seyri ile ilgili konularda bilgilendirilmelerine rağmen hasta ve yakınlarının, diğer hasta bireylerin veya hasta yakınlarının yaptığı önerileri daha üstün tutmalarıdır. Diğer hastaların ne yaşadıklarını ve bunlarla nasıl başa çıktıklarını öğrenmek özellikle yeni tanı almış kişilerde çok yararlıdır. Bu yarar nedeniyle "etkileşim grubu" adı altında grup psikoterapileri de uygulanmaktadır. Fakat burada önemli olan diğer hasta ve yakını tarafından "yaşantıların" paylaşılmasının haricinde "yanlış bilgilerin" de aktarılmasıdır. Hasta ve ailelerinin unuttuğu bir konu olmaktadır. Kişiler aynı tanıyı alsa bile yapılan tedavi biçimleri her bireye göre farklı olabilmektedir. Her iki hastanın da şeker hastası olması ya da her iki hastanın da diyaliz tedavisi gören kişiler olması tedavi biçimlerinin aynı olacağı, diyet düzenlerinin aynı olacağı anlamını taşımamaktadır. Kulaktan dolma bilgilerin uygulanması kişinin sağlığını bozucu bir faktör olabilmekte ya da  sıkıntısın arttırabilmektedir. 
Bir başka başa çıkma stratejisi ise hastaların durumları üzerinde kontrolleri olduğu duygusunu güçlendiren ve kişisel etkinliklerini sürdürmeye yarayan kendi tıbbi bakımlarını yapabilmeleridir. Hastalığa bağlı gelişen kriz üzerinde bir egemenlik sağlamak ise uyumsal davranımları, rutinleri sürdürmek ve somut ya da sınırlı hedefler edinmekle gerçekleşir. Sosyal ortamlara girmek hastanın geleceğine umutla bakmasına yardımcı olur. Ayrıca kendine anlamlı gelen hedeflere ulaşmak için de bir fırsattır.
 NE ZAMAN PSİKİYATRİK YARDIM ALINMALI?
 oKendinize veya yakınınıza bir hastalık tanısı kondu ve kabul edemiyorsanız,
 oUzun süredir kronik bir hastalığınız var ve uyum sağlayamadıysanız,
 oBir uzvunuzu kaybettiniz ya da şekil bozukluğu meydana geldi ve bu durumla başa çıkamıyorsanız, 
oHasta bakımı veren bir kişiyseniz ve tükendiğinizi hissediyorsanız,
 oÖlüme yakın bir hastanız var ve bu durumla başa çıkamıyorsanız,
 oStresiniz ve öfkeniz günlük yaşamınızı olumsuz olarak etkilemeye başladıysa
 oStrese bağlı bir hastalığınız var ve stresinizi kontrol altına alamadığınız için hastalığınızın önüne geçemiyorsanız 
oStrese bağlı olarak bedensel hastalığınız, sağlığınız bozuluyorsa
 oİlaçlarınızı düzenli içmenize, diyetinizi düzenli yapmanıza, doktor kontrollerine düzenli gitmenize rağmen kan şeker düzeyiniz ya da tansiyonlarınız kontrol altına alınamıyorsa;
 oKalp hastalığınız var ve siz olaylara aşırı tepki verdiğiniz, çok çabuk öfkelendiğiniz, bu durumları da çok sık yaşadığınız için kalp krizi geçirme ihtimaliniz artıyorsa,
 oSağlığınıza zararlı olduğunu bile bile hangi nedenlerle sigara içme, beslenme alışkanlıklarınızı değiştirememe (şişmanlık, aşırı zayıflık..) gibi davranışlarınızın nedenlerini incelemek istiyorsanız,
Uzun süredir stresinizi kontrol altına alamıyor, kendinizi sürekli gergin ve mutsuz hissediyor ve bunun yanında kötü alışkanlıklarınızı bırakamıyorsanız ruhsal faktörlere bağlı pek çok bedensel hastalığa (şeker, koroner arter hastalığı, tansiyon, kanser, saç kıran, deri döküntüleri....) yakalanma ihtimaliniz son derece yüksektir. Bedensel hastalığınız var ise de şu andaki durum daha da kötüye gidecektir. Sağlığınızı korumak için mutlaka ruhsal hizmet alın.
 Unutmayın, hastalığınızın ya da aile üyenizden birisinin hasta olması sonucunda yaşadığınız tüm duygular normal değildir. Eğer yaşadığınız duygular sizin normal yaşantınızı sürdürmenizi, sizin günlük işlerinizi yapmanıza engel olacak düzeydeyse bir psikiyatriste  başvurabilirsiniz.
HASTALIĞIN KABULU
Tehlikelerin karşısında sığınmak için değil,
Onlarla yüzleşmede korkusuz olmak için dua edebileyim.
Ağrımın dinmesi için değil,
Onu yenecek cesareti bulmak için yakarayım.
Yaşam savaşında yandaşlara değil,
Kendi gücüme dayanayım.
Kurtarılmak için endişeli bir korkuyla yakarmadan 
Özgürlüğümü kazanma sabrını umut edeyim.
Rahmetini sadece başarımda gören bir korkak olmamı sağla
Ve başarısızlığımda eline uzanacak inancı bahşet."
Rabindranat Tagore; Meyve Hasadı

Yazarın Diğer Yazıları