Ümran Öztürk

Yeni umutlara selam olsun

Ümran Öztürk

Yeni yıla sayılı günler kala, eski pazarların, çarşıların hareketliliğini arar oldu gözlerim. Her yılbaşı alışverişinde çocukluğuma gider o günleri özlemle anarım.

Biriktirdiğimiz harçlıklarla öncelikle  aile bireylerine, şayet paramız kalırsa da en yakın arkadaşımıza bir armağan alırdık. Okulda yaptığımız çekilişler de ayrı bir heyecandı. Herkes bir isim çeker kim kime çıktıysa o kişiye hediye alınırdı. Böylelikle sınıfta herkesin yeni yıla girerken bir armağanı olurdu. En değişmez armağanımız hikaye kitaplarımızdı.

O yüzden kitaplar bana hep yılbaşı armağanlarını  çağrıştırır. Bu yılda İzmir I.Menemen Kitap Fuarında biribirinden değerli yazar arkadaşlarımın imzaladığı kitaplarla eve dönerken aynı coşkuyu içimde htim.

Yeni yılda tebrik kartı göndereceklerimizin listesini  on,onbeş gün önceden yapar, kimsenin unutulmaması için özen gösterirdik. Kartpostal seçimi ayrı bir seronomiydi. Yakınlık , yaş hatta statü de önemliydi kart seçiminde. Çeşit çeşit kartların yanı sıra,üst kademedeki bürokratların kullandığı kartvizitler vardı. Her yılbaşı en az on,onbeş adet kartvizitli yılbaşı tebriği gelirdi babama.

Tebrik kartı seçimi için arkadaşlar sözleşir belirlediğimiz kırtasiyecide buluşurduk. O yaşların verdiği coşkudan olsa gerek her işimize bir heyecan katmak kaçınılmaz olurdu. Hele o kar manzaralı, simli ,sade kartpostalların seçimi, en heyecanlı en özel anlardı. Gelişi güzel kartpostal alamazdık. Öğretmenimize göndereceğimiz yılbaşı kartıyla arkadaşımıza göndereceğimiz kart aynı olamazdı. Çok özel kartlar ise simliydi ışıl ışıl parlarlardı.Daha sonraları piyasaya çıkan kokulu ve müzikli kartpostallar da yılbaşına ayrı bir renk ayrı bir ahenk  katıyordu. Onları yazmak ayrı bir çaba gerektirirdi. Kesinlikle el yazımızla dolmakalemle hatasız yazmalıydık. Hitabımızda, kartı yazdığımız kişide çok önemliydi. Kendimizden büyüklere saygıda kusur etmeden, akranlarımıza ve çok yakın olduğumuz arkadaşlarımıza sıcak ve samimi kelimeler seçerdik. Tebrik kartlarımız gurbetteki yakınlarımızagidecekse daha duygulu kelimeler  kullanırdık. Sevgililerin üslubu ise daha vurucu ve bol betimlemeli  şiirsel anlatımlı kartlardı. Bu yılbaşı tebrikleri  sevgilerin özlemlerin kartlara yansımasıydı.Gönderene de alana da ayrı bir lezzet yaşatırdı.

Yılbaşı gecesinin en büyük heyecanı büyük ikramiyeli milli piyango biletleriydi. Bu çekiliş heyecanı gecenin  olmazsa olmazıydı. Çıkmama ihtimalinin ,çıkma ihtimalinden kat be kat yüksek olduğu bu bileti babam her çekilişte mutlaka alırdı.Hatta İstanbul'dan Ankara'dan getirtirdi.Gürpınar'da bulunduğumuz dönemlerde ise babam ve arkadaşlarının hususi Van'a bilet almaya gittiklerine şahit olmuşluğum vardır. Yeni yıl yeni umutlar vadediyordu. Bunun kimseye zararı yoktu  bilakis yararını görüyorduk. Gözlerde ışıltılar ve kurulan güzel düşler. Güzel beklentiler içinde olmanın nersi kötü ki?

O yıllarda yılbaşını dışarıda kutlama modası pek yaygın değildi. Herkes evinde televizyon karşısında olmayı yeğlerdi. En yakın komşu ya da arkadaşımızla programımızı yapardık. Herkes birşeyler hazırlar yılbaşı masasına koyardı. Bu özel gece için  hazırlanan yemekler, yapılan tatlılar da özeldi. Bol çeşitli meyvelerle patlamış mısır ve kestane eşliğinde misafirlerinde  katılımı ile oynanan tombala ayrı bir heyecandı.Birinci çinko,ikinci çinko derken tombala. Kaybedenler kazananı alkışlardı.O yıllar ne kadar da centinmendik.

O gecenin hatırına TRT;  yüzünü çok da göremediğimiz yasaklı şarkıcılar, türkücülerle bize gazino programlarını aratmayacak tarzda program yapardı.Saat tam 24:00 de dansöz beklerdik. Yılbaşı gecesine özel yılda bir kere bu iyliğimizide unutmayın der gibi birkaç dakikalığına da olsa elinde bastonuyla Nesrin Topkapı çıkardı ekrana. Adeta nefeslerimizi tutardık izlerken. Sayılı dakikalar çabuk geçerdi. Ardından Yasaklılar kervanı dizilirdi.Bu gecenin hatrına onlarda affedilmiş hatta TRT ekranlarına çıkartılarak ödüllendirilmişlerdi. Herşeye rağmen  pijama ,terlik,televizyonumuzla (ptt) mutlu evlerimizde güzel bir yılbaşı gecesi geçirmenin coşkusunu yaşardık  gözlerimiz uykuya yenik düşmediyse eğer.

Şimdi hiç bir şey eskisi gibi değil.Heyecanlar, coşkular bile kabuğuna çekilmiş. En yakınlarınız bile birkaç gün önceden randevu alarak evinize ziyarete geliyorlar.Arkadaşlıklar,dostluklar anılarımızda kaldı.Bir milli piyango çekilişindeki coşkuyu, heyecanı  yeniden yakalamak umuduyla; Nice mutlu,sağlıklı ve aydınlık yıllara diyerek yazıma son veriyorum.

Haftaya buluşuncaya dek şiiri gülüşünüzde, türküleri yüreğinizde saklayın.

Yazarın Diğer Yazıları