Ümran Öztürk

Mahallemizin kadınları sinema yapıyor

Ümran Öztürk

Güneşli güzel bir gün düşünün. İyot ve yosun kokusunu içinize çekebilecek kadar yakınsınız denize. Arnavut kaldırımlı sokaklara bitişik nizamda dizilmiş cumbalı tahta panjurlu evleri,  aydın insanları,  çalışkan kadınlarıyla sanat sokağını andıran kendinizi bir film setinin içindeymişsiniz gibi hissedebileceğiniz sokakları ile Türkiye'nin ilk Citta Slow'u yani "Sakin Şehrindeyiz. Burası zamanın en yavaş işlediği yer… Seferihisar'ın şirin beldesi Sığacık.

 

2009 yılında İtalya'dan bir komite tarafından aldığı bu unvanı yıllarca şehirleşme ve küreselleşme karşısında kültür ve mimarisini bozulmadan koruyan bu beldede mavi ve yeşilin sarıp sarmaladığı bir mekânda; Teos Yazarlar Evi Uygulama ve Sanat Merkezinin konferans salonundayız.

Sığacık'ın her zaman baş aktörleri kadınlardır. Özellikle kale içindeki pazarda en ön safta yer alırlar. Becerikli oldukları kadar yaratıcılıkları da her zaman övgüye değer bulunmuştur. Zengin ot yemeği çeşitleri yanı sıra geleneksel şerbetleriyle de adından söz ettirir sığacık.

 

İlk atölye dersimiz başlamadan önce Seferinar Kadın ve Sanat Derneği üyelerinin ürettikleri el sanatı ürünlerini görme şansımız oldu. Ayrıca hazırlamış oldukları ve tüm konuklara sundukları Sığacık'ın geleneksel bademli şerbeti ikramlarının bir parçasıydı. Güler yüzlü, üretken bu kadınlar bu kez de sinema filmi çekmek için atölye çalışmalarında bir araya gelmişlerdi.

 "Mahallemizin Kadınları Sinema Yapıyor"

Bir topluluk düşünün kadın, sinema ve ekoloji bir arada. Bu evrende en çok ihtiyaç duyduğumuz, gereksinimlerimizi karşılayan kadının ekolojiyi sinemada işlerken kadına, ekolojiye ve sinemaya vurgu yapması inanılmaz bir üçleme. Merkezi İstanbul'da olan ancak ülkenin her coğrafyasında, her ilinde her kasabasında faaliyet gösterebilecek bir performansa ve donanıma sahip; kadına, sanata ve yaşama sahip çıkan yüreğindeki sevgiyi, ışığı ve bilgiyi etrafına cömertçe dağıtan bir grup kadının kurmuş olduğu "Yaşamda Kadın ve Sanat Derneği" Sığacıkta ilk atölye derslerini vermeye başladı.

 

"Mahallemizin Kadınları Sinema Yapıyor" sloganıyla yola çıkan üretken bu kadınların uzun yolculuğu bir maratona dönüşerek ülkenin tüm kadınlarını kucaklayıp büyüyüp zenginleşecek. Çünkü yaşamın olduğu yerde kadın, kadının olduğu yerde umut, umudun olduğu yerde üretim vardır. Üretimin en güzel gösterilme şekli sinemadır. Kadınların ve sinemanın ışığına, gücüne inanan bir dernek var önümüzde.

Zira sinema, bir ülkenin toplumsal problemlerini aksettirerek kitleleri tesiri altına alan en etkili araçtır. Toplumda yaşanan aksaklıkları, değişimleri, dönüşümleri, çalışmaları, beklentileri kısacası toplumsal dinamiği temsil eder. Sinema kültürel temsillerden biridir. Söylemek istediğinizi en doğru şekilde ifade etmenin, göstermenin, dışa vurumun bir yoludur sinema. Bu yüzden her meslekten bir araya gelmiş sinemanın ve kadınların gücüne inanmış bir grup insandan oluşan bu dernek her gün bir kartopu gibi önüne daha nicelerini katarak büyüyor.

 

Yaşamı ve yaşatmayı seven bu kadınların bir derdi olmalı. Zira belgesel yapımcısı ve yönetmeni sinemacı Kibar Dağlayan Yiğit benim derdim var ben derdimi sinema yaparak söylüyorum demişti.

Peki bu kadınların derdi nedir? Bu kadınlar ne yapmak istiyorlar?

Bu kadınlar; kadın insan hakları, fırsat eşitliği ve ekoloji konusunda öncelikle sinema ve sanatın diğer kolları aracılığıyla duyarlılık oluşturarak sürdürülebilir yaşama ve toplumsal kalkınmaya katkı sunmak istiyorlar.

 

Bu yürekli kadınlar kendilerine inanan kurumların, şahısların kapılarını da çalmaktan çekinmiyorlar. Örneğin Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer'ın katkılarıyla ilk atölye derslerine Sığacık Teos Yazarlar Evi Uygulama ve Sanat Merkezinin konferans salonunda başladılar. 10 hafta sürecek olan programa yaş aralığı olmaksızın her kadın katılabiliyor. Teknik ve uygulama dersleri yanı sıra film gösterimleri ve incelemeleri kadın, sanat, ekoloji başlıklarında 3 panel içeren 20'şer kişilik gruplar halinde hazırlanan programın koordinatörlüğünü yapan belgesel sinemacı Kibar Dağlayan Yiğit aynı zamanda film yapım uygulama dersini verecek.

Görüntü yönetmeni ve uygulama Yavuz Gümüş, ana eğitmenleri Maltepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Dekanı Prof. Dr. Selahattin Yıldız, konuk eğitmen olarak da Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Semir Aslanyürek, film yapımcısı Elif Dağdeviren, belgesel yapımcıları Semra Güzel Korver, Bingöl Elmas Senaryo ve film yönetmenliği Jale İncekol ile senaryo yazımı Neslihan Eyüboğlu Schmidt yer alacak. Program Aralık ayında bitecek.

 

Kadrajıma Van Düştü…

Bir sonraki proje şubat ayında Kadıköy Belediyesi'nin katkılarıyla açılacak.

Dileğim Kadıköy'den sonra Van'da sinema yapmak isteyen kadınlara bir vesile olur bu yazım. Zira Van kadın gözüyle çekilecek çok fazla belgesel ve filmlere ev sahipliği yapabilecek düzeyde tabiat güzelliğine, kültürel çeşitliliğine ve coğrafyaya sahip bir kent. "Kadrajıma Van Düştü"  sloganıyla Van'ın güzelliklerini, inceliklerini, gelenek ve göreneklerini, keşfedilmemiş koylarını, el sanatlarını, derlenmemiş türkülerini Van'ın gizemini bu projeye katılarak kadın gözüyle tanımaya ne dersiniz?

Yazarın Diğer Yazıları