Ümran Öztürk

Maddeye düşünceyi katan dost

Ümran Öztürk

Bir insanın hayatının en önemli unsuru, onun bilgi dağarcığıdır. Bilgiye ulaşmanın büyük bir kısmı da okumakla gerçekleşir yani bilginin anahtarı kitaptır.

Kitaplar hayatımıza yön veren kültürel zenginliklerimizdir. Bize yaşamımız boyunca ayrı kapılar açar, ufkumuzu geliştirir, farklı kültürler tanıma şansını verir. Kitap okudukça daha fazla bilgi sahibi olacağımızdan daha donanımlı hale gelerek,  yaşamımız boyunca karşı karşıya kaldığımız sorunları çözme mücadelesinden daha güçlü olarak çıkarız.

Her kitap bize başka hayatlar, başka olaylar, başka insanlar tanıma fırsatı verir.

 İnsanları tanırken farklı karakterler, farklı kişilikler de tanır, kişilik analizlerini çözümlerken karşılaştırmalar ruh çözümlemeleri de yaparız ister istemez. Böylelikle deneyimlemelerimiz sonucu öngörümüz gelişir.

Olaylara farklı pencerelerden bakma yetimiz, bakış açımızı geliştirir. Bu bize aynı zamanda duygudaşlık yapma yeteneği kazandırır. Sığ düşünce yerini daha evrensel düşünmeye bırakır, değişime daha açık bir birey oluruz.

Kitap okudukça öğrendiğimiz kelime sayısı ve o dile hâkimiyetimiz arttığı gibi, konuşma ve yazma becerilerimiz de artar. Kelime dağarcığımız genişler, hayal dünyamız renklenir, gelişir ve hep canlı kalır böylelikle daha çok üretiriz.

Yani kelime haznemizin gelişmesi düşünce gücümüzü arttırır, düşünce gücümüzün artması zekâ seviyemizi arttıracaktır. Analitik düşünme yetimizi geliştirdiği için doğru iletişimi yakalayacağımızdan sosyal alanda da gelişmiş olacağız. Bu da bize yaşamımızın birçok alanında önde olma, başarıyı yakalama şansı verecektir.

İbn-i Haldun’un dediği gibi  “İnsan beyni değirmen taşına benzer. İçine yeni bir şeyler atmazsanız, kendi kendini öğütür durur.” Bundan dolayı okumak, yeni şeyler öğrenmek çağın hastalığı Alzheimer ve bunama gibi rahatsızlıklara yakalanma riskimizi azaltır ve bu sayede daha az unutkanlık yaşarız. Bunu da ulaşılması en kolay olan kitapla yaparız.

Kitap kendi kendimize yetmeyi, kendimizle baş başa kalmayı öğretirken, yalnızlığın hiç de sıkıcı olmadığını yine kitap sayesinde öğreniriz. Böylelikle yalnızlık bizi korkutmaz, sıkmaz. Hatta bize üretme fırsatı verir ve bu kez yalnız kalmak için fırsat kollarız.  

Hoşumuza giden bir roman bizi başka diyarlara götürürken, bir makale dikkatimizi başka bir yöne çekerek gerginliğimizi azaltır, stresimizi alır bizim rahatlamamızı sağlar. 

Kitaplara ulaşmanın elbette birçok yolu var ama en keyiflisi fuarlar sayesinde gerçekleşir. Kitabı yazarının elinden imzalatarak almak hem yazar hem okur için en keyiflisi olsa gerek.

Fuarlar ve Yazarlar

Bir kitabın okuyucuya ulaşması elbette uzun bir süreç gerektirir. Yazımı ayrı bir heyecan iken, basım aşamasını; yayıncı ve yazar en sancılı dönem, doğum sancısı olarak tanımlar. Basımı bitip kitap raflarda yerini aldığında bu kez okurun kitap hakkındaki düşünceleri önem kazanır. Yani geribildirim hem yazar hem yayınevi için çok önemlidir.

Yazarın kendini en heyecanlı, en mutlu htiği anlardan birisi de kitap imza günleridir. Çünkü okuyucuyla bire bir diyalog kurma ve hemen ardından geri bildirim alma sürecidir bu süreç. Maddi getirisi az olsa bile okuyucuyla kontak kurma, sohbet ederek bilgi alış verişinde bulunmak, kitap üzerine söyleşi yapmak okur kadar bir yazar için de önemlidir. Önemli olan başka bir unsur da yazarın ve okurun yaşadığı manevi hazdır. Bu her iki tarafı da mutlu eder. Hele kitap okuyucu tarafından ilgi görüp satın alınıyorsa tüm bu sıkıntıların yerini yeni eserler çıkarma heyecanına bırakır. Böylelikle her eser ardından bir yenisini doğurur.

TÜYAP

Dijital yayınların, basılı yayınların önüne geçtiği günümüzde yayıncılar ve yazarlar fuarlar aracılığıyla varlıklarını gösterip, devamlılıklarını sürdürürler. Yani fuarlar bir bakıma üreticinin vitrini gibidir. Dünyada fuar anlayışı kültürlerin birbirlerini tanımaları ve kendilerini tanıtmaları için önem taşırken, bizdeki fuar anlayışı ne yazık ki yayıncı/ yazar/okur buluşmasının ötesine geçemiyor.

 Oysa Tüyap’ın asıl amacı;  ürünü orada bir kaç gün boyunca bir Pazar, bir panayır anlayışı ile satmak yerine, daha geniş alanlara taşımak, daha geniş kitlelere tanıtmak yaymak, bir kültür platformuna dönüştürmektir. Böylelikle yayınevleri, yazarlar ve kitapların tanıtımı için Tüyap’ lar büyük bir önem arz eder.

Son zamanlarda kitap ve kültür fuarlarına ağırlık veren yerel yönetimler halk tarafından da benimsenip desteklenmektedir. Zira kitap fuarları istediğiniz ürüne hem kolay hem de hatırı sayılır bir indirimle ulaşabilme imkânını sağlarken, okuduğuz takip ettiğiniz yazarların söyleşilerine ve panellerine katılma imkânı da size sunuyor. 2. Edremit Kitap Fuarı buna güzel bir örnektir. 

Eylül ayında başlayan kitap fuarları Mayıs sonuna kadar sürer gider. Ancak bazı sahil beldelerinde yaz aylarında yapılan kitap fuarları yurtdışında bulunan ve tatile gelen tatilcilerin de yüzünü güldürür. Yüzünü güldürür diyorum çünkü onlar kitaba daha çok önem veriyorlar ve çok kitap okuyorlar. Bu yüzden daha fazla sayıda kitap alırken yazarını tanıma fırsatını da buluyorlar. (Bunun onlar için harika bir fırsat olduğunu gümüldür imza günlerimde kendilerinden çok duydum.) Fuarlar Okur ve yazar arasında güzel bir iletişim kurulmasını sağladığı gibi yeni dostluklara, bu dostlukların gelişmesiyle yurtdışında yaşayan yurttaşlarımızın yazarlara özellikle kitaba ulaşmasına da kapı açıyor. Küçük yaşta fuar sayesinde kitapla tanışan çocuklar kitabı yaşamlarında büyük bir gereksinim olarak görüyorlar. Çocuklarımızı ve gençlerimizi kitap fuarlarına yönlendirmek bizlerin sosyal sorumluluk projesi kapsamında olması gerekir. Okumayan çocuk ileride yaşama dair problemlerin sorgulamasını da yapamayacaktır. Okullarda kitap okuma saatlerinin yaygınlaştırılması, kitap okumaya özendirme çalışmaları adı altında yazarların okullarda söyleşi yapmalarına imkân verilmelidir. Müfredata kitap okuma dersi olarak ders konulması, okumayan bir gençlik için kaçınılmaz olmuştur.  Bu yüzden kitap fuarlarının yaygın hale gelmesi, her şehirde her beldede kitabın halkın ayağına kadar götürülmesi okumayan Türkiye’miz için elzemdir. Geleceğimizin Türkiye’si için kitap fuarlarını destekleyip, sahip çıkmalıyız.

Yazarın Diğer Yazıları