Uz. Dr. Sevilay Zorlu

Toplum, yaşlı cinselliğine nasıl bakıyor?

Uz. Dr. Sevilay Zorlu

Yaşlıların cinselliği ile ilgili toplumda başlıca dört farklı tutum söz konusu:

1. YAŞLILIKTA CİNSELLİK: SIR DOLU SESSİZLİK…

Cinselliğe sır dolu sessizlikle yaklaşılır. Bu yaklaşıma göre, bu tip konuların

konuşulmaması iyi olur. Bu tutumu olumlu yönden alırsak, bu yaklaşım mahramiyete saygı demektir. Ancak sorunlar ortaya çıktığında, çare aranmaz, saklanmaya çalışılır.

2. YAŞLILIKTA CİNSELLİK: ÇİRKİN VE UYGUNSUZ…

Bu tutum, yaşlıda cinselliğin çirkin, uygunsuz, zarafet ve incelikten yoksun olduğunu içeren düşüncedir. Bu tutumun uzun bir kültürel geçmişi söz konusu. Çapkın yaşlı erkeklerin genç kızları veya süslü, püslü yaşlı kadınların paraları ile genç erkekleri baştan çıkardığına ait medya haberleri çoğunlukla bu yaklaşıma kaynak oluştururlar. Aslında, bu tutum ensest tabusundan kaynak alır.

3. YAŞLILIKTA CİNSELLİK: PİS, ÇİRKİN ve İĞRENÇ…

Bu tutum, yaşlılıkta cinselliğin pis, çirkin, iğrenç olduğunu içeren önyargı ile mücadele etmektir. Bu tutuma yaşlılıkta cinsellikle ilgili doğru bilgileri toplama ve mitlerle mücadele edici yaklaşımlar eşlik edebilir. Ancak,böyle bir yaklaşım toplum tarafından takdir edilmeyebilir ve gerçekte var olan sorunların tanınmamasına neden olabilir.

4. YAŞLILIKTA CİNSELLİK: CİNSEL BİRLEŞME YOKSA İLİŞKİ DE YOK…

Dördüncü tutum cinselliğe çok dar açıdan bakmaktır. Cinselliği sadece cinsel organlar açısından algılamak ve cinsel yaklaşımı sadece heteroseksüel ilişki olarak görmektir. Oysa, yaşlıda cinsellik gençlerde olduğu gibi sadece cinsel ilişkiden ibaret değildir. Cinsellik, eşlerdeki tüm fiziksel yakınlıkları içerir. Değişen fiziksel görünümü rahat bir şekilde kabulü kapsar.

Ayrıca, takdir edici bir bakışı, yeni bir partnerle karşılaşıldığında cinsel uyarılmanın fark edilmesini, romantizmi ve heyecanı da içerir.

YAŞLILIK, ERKEK CİNSELLİĞİNİ NASIL ETKİLİYOR?

Kişilerin, normal bir yaşlanma sürecinin cinselliği nasıl etkilendiğini bilmeleri ve çiftlerin bu değişiklere uyum göstermeleri cinsel ilişkilerin sürmesi açısından önem taşıyor.

 Pratisyen hekimler, yaşlı erkeklerde en çok sertleşme kaybı, yaşlı kadınlarda ise daha az sıklıkla vajinal kuruluk saptadıklarını belirtiliyorlar.

 Yaşlılık döneminde çoğunlukla fiziksel ve psikolojik faktörler karşılıklı etkileşim içine giriyorlar.

Yaşlı erkek, cinsel işlevde yaşa bağlı normal işlevdeki değişiklikleri bir kenara bırakıp, performans konusunda yanlış beklentilere girebiliyor. Gençlerde cinsel aktivitenin sayısı cinsel güveni ve kendine olan saygıyı artırırken, yaşlı erkekler için cinsel performansın kalitesi özgüveni artırıyor.

Yaşlanma korkusu ile zihinsel ve fiziksel yeteneklerinin azalacağı endişeleri de cinsel yaşantıyı olumsuz etkiliyor. Reddedilme korkusu yaşayabiliyor veya performansta çok az bir azalmayı aşırı büyütebiliyor.

 Bazı erkekler cinselliğe karşı ilgilerini ve aktivitelerini korurken, bazıları neden kaybediyor? Kişinin biyolojisi ve kişiliği, cinsel motivasyonu etkiliyor.Örneğin, cinsel partnerleri olmadığında veya eşleri menopoza girdiğinde bazı erkeklerin cinsel ilgilerinde belirgin bir azalma gözleniyor.

 Yaşlı erkeğin kaderi diye tanımlanan prostat yaşlanmayla beraber vücutta oluşan önemli değişimler arasında yer alıyor. Ve, prostatı ilgilendiren üç önemli sağlık sorunu söz konusu; selim prostat büyümesi, prostat enfeksiyonları ve prostat kanseri. 60 yaş üstü erkeklerde sıkça rastlanan prostat kanseri, cilt kanserinden sonra en sık rastlanan kanser tipi.

SERTLEŞME KAYBI ANA RİSK FAKTÖRÜ

Sertleşme kaybı anahtar bir risk faktörü. Sertleşme kaybı görülme sıklığı

20 yaşında    % 0,1 iken

80 yaşında   % 75’e çıkıyor.

Sertleşme kaybı kaygı ve çatışmaları tekrar ortaya çıkarabiliyor. Örneğin, cinsel işlev konusunda yaşamının daha erken dönemlerinde kendine güvenemeyen bir erkek, yaşlılık döneminde daha önceki gibi boşalma sorunu yaşadığında performans kaygısı ile psikolojik sertleşme sorunu yaşayabiliyor.

Yaşlı erkekte tam bir sertleşme oluşması için daha fazla uyarı ve zaman gerekiyor. Sertleşme sırasında penisin hacmindeki değişiklik daha az belirgin ve penisin sertliği yaşamın daha erken dönemlerine oranla daha az. Boşalma olması için daha fazla uyarılma gerekebiliyor, boşalma daha az güçlü oluyor ve meni miktarı azalıyor. Yaşın artması ile boşalma ihtiyacı azalıyor.

Sertleşme kaybının göz ardı edilmemesi ve tedavi edilmesi sonucunda yaşlılarda hayat kalitesi anlamlı biçimde artırıyor. En kolay ve zararlı etkisi en düşük tedavi seçeneği ise erkeklerin hizmetine tıp bilimi tarafından sunulmuş durumda. Piyasada bulunan üç farklı molekül – sildenafil, tadalafil ve vardanafilile yapılan çalışmalarda yüzde 75’lere varan sertleşme oranları rapor edilmiş bulunuyor.

Yaşa bağlı sertleşme kaybından sorumlu çok sayıda unsur var;

En başta yaşla beraber artan kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet gibi organik hastalıklar ve bu hastalıklarda kullanılan ilaçlar geliyor.

 Yaşa bağlı hormon işlevlerinde azalma, yaşlanmayla birlikte eşe veya eşin erkeğe ilgisinin azalması da bir başka önemli faktör.

Ayrıca eşlerden birinin fiziksel beceri kaybına neden olabilecek bir hastalığı da cinsel ilişkiyi tehdit eden bir unsur.

Yaşlılarda sıklıkla rastlanan depresyon, kaygı bozuklukları ve bunların tedavisinde kullanılan ilaçlar da da cinsel işlevleri bozabiliyor.

Ancak, tüm bunlara karşın orgazm esnasında alınan zevkin şiddetinde belirgin bir azalma olmuyor. Yaşlı erkekler öpüşmekten, okşamaktan, okşanılmaktan, oral seksten de zevk alıyorlar ve cinsel doyuma ulaşabiliyorlar.

 Cinsel işlev ve davranışta yaşla azalma olduğu halde, cinsel doyum yaşla azalmıyor. Cinsel aktivite ve sertleşme durumunda belirgin azalmaya karşın, sağlıklı yaşlı erkeklerin kendi cinselliğinden, partneri ile olan cinsel ilişkiden ve partnerlerinin cinsellikten zevk alma durumundan memnun oldukları gözleniyor.

 Boşalmayı takiben çözülme dönemi daha çabuk oluyor. Tekrar sertleşmeye kadar geçen süre uzuyor. Bu süre bazen saatlerce, bazen günlerce sürüyor.

 Ancak, yaşlı erkeklerdeki bu değişikliklere rağmen cinsel aktivite bir çok erkekte gayet iyi bir şekilde devam edebiliyor.

EVLİLİĞİN ROLÜ…

Evlilik ve cinsel doyum arasındaki ilişki evliliğin ilk yıllarında yüksek düzeylerde olmasına karşın, erken ve orta yaşta mesleksel ve aile baskıları, ekonomik sorunlar nedeniyle azalabiliyor, ancak geç orta yaş döneminde tekrar artıyor.

 Cinsellik evliliğin erken döneminde evlilik uyumunun temel bir öğesi. Yıllar geçtikçe daha az sıklıkla ve daha az coşkuyla yaşansa da yaşlılık döneminde cinselliğin daha az önemli olduğu ve evlilik doyumuna daha az katkıda bulunduğu söylemek mümkün değil.

Değişikliklerin yavaş olması çiftlerin duruma uyum göstermelerini sağlıyor. Bu çiftlerin gözünde seks daha az üstün körü yapılan bir şey oluyor ve çiftler sertleşme kaybını daha az hissediyorlar. Cinsellik, iki kişi arasında daha eşit olarak bölüşülüyor. Ön oynaşmalarda kadınlar daha aktif rol alıyorlar, erkekler ise aşk konusunda daha romantik olmaktan hoşlanmaya başlıyorlar.

YAŞLILIĞA UYUM GÖSTERENLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ

Mutlu bir evlilik hayatı olanlar ve cinsel yaşamlarından memnun olanlar

Güven verici bir gelir düzeyine sahip olanlar

Çevrelerinde olup bitenle ilgilenenler

Çevre ile iyi bir iletişim kuranlar

 Sağlıklı olanlar, sağlıklarına dikkat edenler

 Sosyal ve kültürel değişikliklere uyum gösterenler

 Çevreye karşı hoşgörülü olanlar

 Sürekli işleri ile meşgul olanlar ve hobilere sahip olanlar

Yazarın Diğer Yazıları