Ümran Öztürk

İnce bir sızıdır yalnızlık

Ümran Öztürk

"Yalnızlığı soruyorlar; yalnızlık bir ovanın düz oluşu gibi bir şey" derken Cemal Süreya, Edip Cansever; "İnsanın insana verdiği en değerli şeydir yalnızlık" demiştir. Yalnızlığa dair yüzlerce, hatta binlerce aforizma okuyabilir, yazabiliriz. Bazen çoklu, bazen iki kişilik yalnızlıklarda buluruz kendimizi. Bize kendimizi iyi htirecek, birlikte yol almaktan keyif aldığımız kişileri almak isteriz hayatımıza. Az ve öz olsun deriz hep, bir bakıma onun dallarına tutunmak isteyen yapraklar, çiçekler oluruz. Yaşamımıza anlam katan renk renk, cıvıl cıvıl açan çiçekler…

Ne zaman ki ruhumuz doyuma ulaşır o zaman bizde yalnız kalma arzusu oluşur. Yalnızlık koştuğumuz uzun maraton sonucu yaşamamız gereken bir süreç gibi gelir. Bu sürece üretimi yerleştirebilirsek o zaman kendimize armağan ettiğimiz en değerli an'lar olur yalnızlık. Yalnızlık yaşamın en gerçekçi halleriyle gelir  şairlerin mısralarına oturur. Bazen yürek kanatır, bazen hüzün verir, bazen de bir iç döküş olur ilmek ilmek işlenir, ince bir sızı olur mısralarda.

Yalnızlık

Kendi soluğunla, kendi ayak seslerinle kaldığın yerdir yalnızlık

Çetin bir yoldur, tek başına yürüdüğün…

Üşüyen sokakların sana yansımasıdır yalnızlık

Şairlerin lügatinde değil artık,

Kalabalık sokaklarda kol geziyor yalnızlık

Bazen yaşama tutunmaya çalışan prematüre bir bebek,

Bazen zincirleri koparan bir aslan

Ansızın yağan yağmur, gökyüzünü taçlandıran gökkuşağı 

Bir çocuğun gözünde korku, ihtiyarlıkta ölüm gibidir yalnızlık.

Alıcı kuşların seyrüseferidir yalnızlık

Öğünleri atlamaktır çoğu zaman

Açlığını çayla bastırmak, tütünle kandırmaktır

İç sesinizin kulaklarınızı sağır ettiği tütün kokulu gecelerdir.

Demliğe attığın iki kaşık çay, içtiğin çayın buharıdır gelip yüzüne çarpan

Bir masada tek tabak, tek bardak bir evde tek insan

Paylaşılamayan şeydir yalnızlık

Gittiğin her yere girdiğin her ortama taşırsın onu kendinle birlikte

Kimse görmez, kimse bilmez ama taşırsın onu,

Sol memenin altında bir bıçak yarası gibi

Bir dağdır…

Başında erimeyen kar, eksilmeyen rüzgardır

Bundandır ki her dağ hoyrat bir yalnızlığı anımsatır

Telefon direkleridir yalnızlık,  birbirlerinden çok uzaklara dikilen

Yalnızlık uzun bir yolun gece yolcusudur   

Uzaklıktır yüreğinin ürpermesidir

Adliye koridorları, cezaevinde taş duvarlar, soğuk bir ranza,

"Görülmüştür" kaşeli mektuplardır yalnızlık.

Huzur evlerinin resmiyete bürünen duygu yoksunu odalarında

Geçmişe duyulan özlemdir

Yalnızlık yüreği dolu insanlara belki de çevrenin  bir armağanıdır.

Yazarın Diğer Yazıları