Ümran Öztürk

İlkbaharda usul usul yürü toprak ana hamiledir…

Ümran Öztürk

İlkbaharda usul usul yürü; toprak ana hamiledir… 

Çocukluğumun kokusu dediğim, yağmur sonrası toprak kokusu ; saflığın,arınmışlığın, yenilenmenin kokusudur.

 Yeni başlangıçların kokusu gibidir. Bir tohumun çatlaması, bir bebeğin dünyaya gözünü açması  ya da bir filizin sürmesi kadar heyecanlı yaşamın ta kendisidir.

Bu ilahi koku, doğa mucizesinin ruhumuza değmesidir, Yağmur sonrası aldığımız her derin nefesle sonsuzluğun içimize  dolması  gibidir.

Geçmişe özlem, geleceğe dair hayaldir.

Bunaltıcı günlerin ardından yağan ilk yağmurlarla yeryüzüne yayılan en harika kokulardan biridir toprak kokusu. 

Etrafa yayılan bu güzel kokuların sebebi, toprakta yaşayan bir tür bakteri çeşidi sayesinde olur.Yağmur anında topraktan dışarı sıçrayan sporların kokularıdır aslında. Biz ona toprak kokusu deriz. Kimisine göre demir, kimisine göre azot kokusu olsa da o çoğumuz için adı insanın içine huzur veren toprak kokusudur.

 Yağmur yağarken pencerelerinizi açıp, sıcacık çayınızı yudumlarken bu kokuyu ciğerinize çekiyorsanız hayatın tadını almaya başlıyorsunuz demektir. Burada gezgin ruhunuz devreye girer. Bu anlar gezgin ruhlar için harika bir andır...

Sizi duygudan duyguya sürükleyen bir  tabiat hadisesini, diğer adıyla huzurun kokusunu duyumsarsınız.

İnsanın kendisini doğanın bir parçası olduğunu htiren, eşsiz doğa kokusudur toprak kokusu.

Toprak kokusu kimi zaman ölüm, kimi zaman insanlığın ,canlılığın kokusudur. Çoğu zaman doğa ve yüzyılların kokusunu anımsatırken bizde ,çokça huzur bazen de yalnızlık ve hüzündür.

Bazen bir şehrin kokusudur, bazen çocukluğunuzun, bazen de gençliğinizin ilk yağmurlarını hatırlatır dolu dizgin duygularla.

Henüz kurumaya zamanı olmamıştır ağaçların, çimlerin. Tüm bitki yapraklarından incecik süzülür hafiften hafife sızar çimlere ve oradan toprak çeker kendine o olağanüstü doğa harikası yağmur damlalarını.

Yağmur usul usul çiselerken,  gülüşen ve fısıldaşan  tabiatın sesini dinlemek en az toprak kokusunu içine çekmek kadar insana dinginlik ve hoşluk verir.

İnsana özünü hatırlatan bu mucizevi doğa olayı artık gezgin ruhunuzun hizmetkarıdır.

Ona yarenlik edecek ,onu tamamlayacak  kokular;  kitap kokusu ve demli bir bardak çay  ya da taze kahve kokusudur.

Yağmur sonrası ağaçların dallarından, yapraklarından damlayan yağmur damlaları, küçük su birikintileri, atmosferi saran o tertemiz hava yüzümüzde beliren tebessüm yağmurun bize bir armağanıdır aslında.

"İlkbaharda usul usul yürü; toprak ana hamiledir"  bu anlamlı  Kızılderili Atasözü bize doğaya narin davranmamız için yol gösterir.

Oysa doğanın günden güne insan tarafından tahrip edilip bozulduğu , ağaçların kesildiği, toprak alanların  betonlaşarak yok olduğu, günümüzde toprak kokusunu duymak için yaşadığımız şehirden bir hayli uzaklaşmamız gerekiyor.

Şimdi metropollerde yağmur yağınca toprak kokusu yerine beton kokusunu soluyorsak bu bizim doğayı çoktan katlettiğimizin göstergesidir.

Biz de yağmur gibi olmalıyız. Dokunduğumuz her şey bizde hayat bulmalı. Gönüllere yağmalı, bereketiyle hücrelere kadar sızmalıyız.

Biz yağmur sonrası toprak gibi kokmalıyız...

Yazarın Diğer Yazıları