Ümran Öztürk

Herşeye rağmen gülümseyen şehir

Ümran Öztürk

Van;  hasret kalındığında ruhumuzu inleten en naif duyguların, en esprili anıların fay hattından sızarak dudağımızın kenarına yerleşen,  güneş gibi ısıtan ve yüzümüze, hüzünlü kırık bir tebessüm sunan asil bir şehirdir.

1915 Van'ın en acı dolu yılları olarak hafızalarımızda kalsa da 1976 / 2011 yıllarındaki depremler en az 1915/1918 yıllarındaki savaş kadar;  acı, gözyaşı, kayıp, talan ve çaresizlik yaşatmıştır Van halkına.

Yedi yıl önce göçük altında kalan depremde hayatını kaybeden ocaklara ateş düştü ecel 644 can aldı.  Can pazarının yaşandığı o yerde 644 can yaşamını kaybetti. Yardım gelene kadar Van'da yaşam durdu. Fırsatçılar kol gezdi bir döşek, bir hırka, bir lokma için Van üşüdü, Van gözyaşına boğuldu. İzmir'i, Ankara'sı, Edirne'si, Rize'si, Balıkesir'i ile Ülke tek yürek oldu Türkiye'nin kalbi Van'da attı. Ardı ardına cenazeler uğurlandı boy boy tabutlarla.

Kızının cenazesini çocuğuna sarılı bulan torunu ile kızını ayırmadan aynı mezara defneden Özlem öğretmenin babasının gözyaşı aktı bu acılı topraklara.

Ölüme birbirlerine sarılı halde gidenleri unutmadı Vanlılar.

Ölüm Onları bulduğunda doğduğu topraklardan çok uzaktaydılar.

Onlar eğitimin 68 neferiydiler Van'da soldular.

Van' a ateş düştü, Van'a gözyaşı düştü. Bir beyaz yorgan gibi ölüm kentin üstünü örttü. Yüzlerce insan Van'ı terk etti ve gidenler bir daha hiç dönmedi aşkla bağlı olduğu topraklarına.

Bir bakıma aşkın gözyaşını döküyordu halk.  Her duyguyu zirvede yaşayan Vanlı kaybı da, yokluğu da, acıyı da, ayrılığı da tıpkı aşki zirvede yaşayan Tamara ve Çoban gibi duyguların en yücesini sevdayı, ayrılığı, vuslatı ve ölümü yine en zirvede yaşıyordu. Tüm bu duyguları her dem taze tutan kadirşinas Vanlılar bazen manilerle, şiirlerle, öykülerle bazen resimlerle,  oyunlarla anlatmış, yetmemiş türkülere, şarkılara dökmüş bu kadim kentin acılarını, hüzünlerini yaşadığı felaketlerini.

İnsanının mertliğini, ikliminin sertliğini, halkın mizah anlayışını bir oya gibi ince ince işleyerek tekrar halka yansımasını öyle bir beceri ile öyle bir ince zeka ile yapmış ki düşündürürken, acı acı da gülümsetmiş. 

Bugün yine hüznün egemen olduğu Van'da elbirliği ile acının izleri silinmeye çalışılıyor. Sevdiklerimizi kaybetmek ilk günkü gibi taptaze dimağlarımızda, yüreklerimizde yerini korurken Van bu kez daha bir inatla daha da güçlenerek ayağa kalkıyor. Tıpkı sökülen kavak ağaçlarının yerine dikilen ıhlamur ağaçları gibi yenilenerek.

Şimdi iğde kokulu sokaklarına bir de ıhlamur kokusu eklenecek ve kadim şehir Van bu doyumsuz güzelliğine güzellik katarak sıladaki Vanlılarını kucaklayacak. Güneş her yeni gün ışığın başkenti Van'dan yükselince bizim eller ne güzel eller demenin haklı gururunu yaşatacak badem çiçeği açan yürekler.

Yazarın Diğer Yazıları