Ümran Öztürk

Güneş doğudan yükselir

Ümran Öztürk

En büyük keyfin uyumak olduğu saatlerde güneşin doğuşunun o muhteşem anını çoğumuz uykuya yenik düştüğümüz için kaçırırız .

Hiç bir gerekçesi olmadan sabah erkenden kalkıp  her sabah o muhteşem ışık oyunlarını izleyen ender kişilerden biriydi  babam.

Gözlerini kaybedene değin yıllarca sürmüştü güneşle babamın randevusu.

Bizi çok uyarırdı "güneşi üzerinize doğurmayın kalkın bu muhteşem doğa olayını izleyin" derdi.  Bazı zamanlar o kadar ısrarcı davranırdı ki dayanamaz uyanır uyku mahmurluğuyla babamın yanına oturur gözlerimi ovuştura ovuştura izlerdim. Arada bir babama dönüp bakardım. Yüzündeki ifade bana son derece umut aşılardı. Sanki babam her sabah güneşin doğuşuyla yenilenir, canlanırdı.

Zira en kötü olaylara karşın hiç şaşmadan saatini, her gün inatla doğan batan yine doğan güneş  bize her şeye rağmen hayat devam ediyor bana bakın der gibi umut aşılardı.

Güneşin doğuşu batışından daha görkemli, daha muhteşem olur. Güneşin doğuşu sessizliğin bitişi, uyanışın , koşuşturmanın, dinamizmin başlayışıdır bir anlamda.

 Ama çoğu kimse güneşin hep batışından feyz almıştır. Şiirlerin, şarkıların  bir çoğu güneşin batışına yazılmıştır. Daha çok  gün batımında fotoğraf makinelerinin deklanşörüne basılmış, tuvaller güneşin batışına sahne olmuştur oysa yaşam, hayata katılma, üretim daha çok doğuşundadır. 

Batışında bir terk ediliş, bir soğuma, bir hoşça kal vardır. Batan bir güneş çokça hüzün barındırır içinde, duygusallığın ağır bastığı anlardır. O yüzden şairler sanatçılar güneşin doğuşundan ziyade batışından  daha çok beslenirler.

Oysa güneşin ilk ışıklarıyla birlikte doğanın dirilişi başlar.

 Güneşin doğuşu insanda sıcaklık hissi yaratır. Tıpkı  bir sıcak kahve ve çayla güne başlamak gibi, bir ekmeğin üzerinde tüten buğusu, bir tohumun çatlaması, bir goncanın açması  gibidir güneşin doğuşu.

İnsanın içine ansızın bir sıcaklık bir enerji dolduran doğa olayı. Hava ne kadar soğuk olursa olsun, siz ne kadar üşüyor olursanız olun dışarıda iseniz bile güneşin doğuşuyla göz göze geldiğinde içiniz ısınır.

Gün doğumu dünyanın hemen her yerinde güzeldir. Ama bazı yerler var ki, bu alışıldık doğa olayı size alışılmadık manzaralar sunabilir.

Bir  açık denizde iseniz güneş pruva hizasının ufuk çizgisinde kızıl rengi ile usul usul denizin üzerinde raks ederek kendini htirmeye başlar. Doğanın uyanışı, tabiatın dirilişidir bu anlık seyir. Balık sürüleri yarışır adeta balıkçı motorlarıyla. Motor  seslerine çığlık çığlığa martı sesleri karışır ve artık günü hazırlamıştır telaşa, sevince. Hayat başlamıştır bir anlamda daha hızlı akıp gitmeye.

Denizle güneşin raksı ayrı bir tabiat olayıdır. Güneş adeta denizin üzerine serilir , uzun bir kucaklaşma seyredersiniz.

Bu muhteşem  olayı bir dağ manzarasından izliyorsanız , ufuk çizgisinde önce kıpkırmızı bir çizgi beliriyor, çizgiler yavaş yavaş çoğalıyor ve yayılıyor ansızın bir ateş topu haline gelen güneş nazlı bir sultan gibi salınarak parlement mavisinden açık maviye dönüşmeye başlayan gökyüzüne usul usul tırmanarak günü aydınlatıyor. Bu eşsiz güzelliği seyrederken  güneşin;  zirveleri öperek yükseldiğine tanık oluyorsunuz. Kararmış koyu renkteki tüm çayırlar usul usul koyudan açık yeşile dönüşüyor. Bu manzara havanın koyudan açığa doğru yavaş yavaş aydınlanmasına sahne oluyor. Gökyüzünde oluşan renk cümbüşünün renkten renge dönüşmesini ve izlediğimiz  gökyüzü tuvalinin renklenmesinin  heyecanlı anlarını yansıtıyor bize.

Serin tonlu morlar,  bir anda bronz ve turuncu renklerde eriyerek sıcağa dönüşüyor.  Bu renk armonisi sizi duygudan duyguya taşıyor. Nefes kesen bu manzara sizin  dünyanın en ilham verici ve en güzel doğumunu seyrettiğiniz  anlardır.

Şehir uyurken siz muhteşem bir doğum olayına tanık oluyorsunuz.  Bu insanın kendini en özgür htiği saatlerdir.

Güneşin doğuşunu bilmeyenler, batışını romantizm sanırlar diyenleri ne kadar haklı çıkarıyor bu muhteşem tabiat olayı.

Güneşin doğudan yükselişi;  gizemin ve hüznün dağılışı, tabiatın dirilişi, yeryüzünün gülüşüdür.

Yazarın Diğer Yazıları