Ümran Öztürk

Gülüşünde Mayınlar Patlatırken, Ansızın Ağlayandır Çocuk

Ümran Öztürk

Çocukların korunamadığı bir dünyada her yıl 20 Kasımda "DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ" kutlanmaktadır. Kutlanan Dünya  Çocuk Hakları Günü'nde, bu yıl  dünyada neler konuşuldu, çocuklar için bu güne özel neler yapıldı? Bunu öğrenmek için birçok haber okudum, program izledim ancak bu güne özel kayda değer bir şeye rastlayamadım. Oysa çocukların hayatına dokunmak, başta sağlık ve eğitim, ardından kendilerini ifade etme özgürlüğünü tam olarak sağlayabilmek, özgüvenlerini geliştirmek için onlara değer vermek ve bu duyguyu onlara hissettirmek biz ebeveynlerin görevi olmalıydı.

Bu tarihlere rast gelen en çarpıcı örnek bizim ülkemizde yaşandı. TBMM'de "tecavüze uğrayan mağdurun, tecavüzcüsüyle evlendirilmesi ve failin cezasının ertelenmesi" konuşuluyor. Hafta boyunca gerek basında, gerek televizyon programlarında gerekse sosyal medya da hep bu konu konuşuldu. Eleştiriler yapılırken, hemen  savunmalar,  açıklamalar yapıldı. Kısacası herkes kendi penceresinden baktı. "Çocuklara yönelik cinsel istismarın önlenmesi ve çocukların korunması gibi bir konuyu bile siyasi kutuplaşmanın konusu yapmayı maalesef başardık. Pek çok kişi konuya hukuk, adalet, çocuk hakları üzerinden değil sahip oldukları siyasi fikirler üzerinden tartışmayı tercih etti. Bu durum en hafif deyimle üzücü. Oysa öncelik çocukların yararına olanın ne olduğunu bulmak olmalıydı." diyen ve konuyu bu şekilde yorumlayan Murat Aydın'a katılmamak elde değil.  Düzenleme yasalaşırsa 16 Kasım 2016 tarihinden sonra işlenen suçlara uygulanmayacaktır. Yani bir defalık uygulanan bu yasa ileride Anayasa Mahkemesince belirtilen tarih iptal edildiğinde süreklilik kazanmayacak mıdır? 2005 yılında  cinsel istismar failinin mağdurla evlenmesini cezanın ertelenme nedeni olmaktan çıkarmıştı. O zaman da o görüşü destekleyen doğru bulan insanlar vardı. Şimdi neden böyle bir teklif var diye insanların sorgulaması ve karşı çıkması gayet normal. Bir vatandaş olarak hükümetin bu konuda 2005 yılındaki görüşünü korumasını isterim.

Hiçbir çocuk bu tartışmanın öznesi olmayacak kadar masum, bir o kadar da kıymetlidir. Çocuklar duyguların şairi, düşünürü ve prensidir. O beyaz, ışık saçan, lekesiz, çocuk samimidir, içtendir, güven duymak ister içinde yaşadığı topluma. Bu duygularla büyüyen çocuklar ülkelerini seven çocuklar olurlar. Mutlu anne, baba olurlar. Hoşgörülü, olgun ve içten olurlar. 

Peki siz  gözyaşı ve kahkahası birbirine karışan bir çocuk gördünüz mü? Böyle bir çocuğa rast geldiğinizde hemen gidip başını okşayın ve onu sevin. Zira ondan öğreneceğiniz çok şey var. Samimiyet mesela.

Haftaya görüşünceye dek şiiri gülüşünüzde, türküleri yüreğinizde saklayın.

"Çocuk, dilini, haklarını ve geleneklerini bilmediği yabancı bir ülkede kaybolmuş gibidir. Bazen yalnız başına yürümeyi tercih eder, zorluklarla karşılaştığında ise bilgi ve tavsiye arar. İşte o zaman, sorularına cevap verebilecek dikkatli bir rehbere ihtiyaç duyar." (Janusz Korczak)

Yazarın Diğer Yazıları