Ümran Öztürk

Doğusuyla batısıyla biz olmak

Ümran Öztürk

6 Mayıs Pazar günü Balıkesir 1. Kitap Fuarının son günü güzel bir sürprizle karşılaştık. Kentimize binlerce kilometre öteden gelen Adıyamanlı öğrencilerin hemen her stanttan kitap almaları çok sevindiriciydi.

 

Basından da takip ettiğim "Biz Anadoluyuz Projesi" ile gelen öğrenciler, öğretmen ve kafile başkanı Adıyaman Besni Safyün Hatice Gölbaşı Ortaokulu Müdürü Vakkas Öztürkeri ile birlikte İl Milli Eğitim Müdür yardımcısı Hüseyin Aşık ve projede görevli Canan Yıldız'ı görünce proje üzerine küçük bir söyleşi yaptık.

 

Bilindiği üzere İçişleri Bakanlığı'nın bu projesi ile Doğu ve Güneydoğu'da belirlenen 21 ilden seçilen 11-14 yaş arası çocukların Türkiye'nin diğer illerine 3 gün süreyle gidip kalarak tarihi ve turistik yerleri ziyaret edip iller arasında kültürel ve ortak değerlerin paylaşılması hedeflenmiştir.

 

Bugünde Balıkesir'le eşleşen Adıyamanlı öğrencileri ağırlıyordu Balıkesir Kitap Fuarı. 42 erkek,49 kız toplam 91 öğrenci ve 4 öğretmeniyle gelen Vakkas Öztürkeri projenin çocuklar üzerindeki olumlu etkisini anlatırken;

 "91öğrencimizle Edremit havalimanına indiğimizde Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünce 5 kişiden kurulan bir ekip tarafından karşılanıp Ayvalık Cunda Uygulama Oteline eskort ve ambulans eşliğinde yerleştirildik.

 

Otelimiz çok rahat çok iyi Öğrencilerimiz Ayvalık'ta değişik coğrafya, değişik kültürle tanıştılar. Havran'da Seyit Onbaşı'nın mezarına ve müzesine gittik. Hayatını dinledik. Ayvalık, Cunda adasını gezip şeytan sofrasında halay çektik. Bu gezinin öğrenciler üzerinde çok olumlu etkisi olduğunu bizler hemen fark ettik. Çok coşkulular, memnunlar, yüzleri gülüyor. Öğrencilerimizin hayata bakışlarının değişip ufuklarının genişlediğini daha sonraki günlerde daha da net göreceğiz. Bu gün hepsi çok mutlular. Proje 2300 öğrenciyle projelendirilmiş ancak bu tarihe kadar 1500 öğrenci gelmiş. Biz 8. kafileyiz" diyordu Okul müdürü.

 

Ben'se Balıkesir'den sadece 5 öğrencinin Muş'a 10 öğrencinin İstanbul'a gideceğini öğrenince çok üzüldüm. Batıdan da doğu ve güneydoğuya en az bu kadar öğrencinin gitmesi gerektiğine inanıyorum. Madem projenin maksadı iller arası kültürel ve ortak değerlerin paylaşılması, kardeşlik köprüsünün kurulması ve kardeşlik ruhunun geliştirilmesi ise bu köprüyü tek taraflı kuramazsınız. Batı illerimizin çocukları gençleri de Doğu ve Güneydoğunun tüm illerine gidebilmeliler. Doğunun ve Güneydoğunun medeniyetini,  tarihi ve kültür zenginliklerini, geleneklerini, mutfak kültürünü yerinde görmeliler ki gönülden bağ kursunlar.

 

 

Diyarbakır'a gitmeliler mesela. Diyarbakırlıların onları daha çarşıya adımlarını attıklarında dibek kahvesi eşliğinde badem şekeri ile karşılayıp, nefis ciğer kebabından tattıracaklarını, on gözlü köprü üzerinde birlikte halay çekeceklerini, Hevsel Bağlarına karşı oturup çerez eşliğinde çay içeceklerini biliyorum.

 

Gece gerdanlık, gündüz seyranlık diye bilinen ve de İpek Yolu'nun geçtiği bu muhteşem şehirde uçsuz bucaksız Mezopotamya topraklarının eşsiz güzelliğine,  beş dilin konuşulduğu dinlerin ve inançların sorgulanmadığı, dillerin ve dinlerin kardeş kenti Mardin'de barışı ve dostluğu göreceklerini biliyorum.

 

Ya da güneşin kenti Van'a gittiklerinde geniş, mavi bir gökyüzünün, turkuaz rengi Van gölünün ve sıcakkanlı insanlarının onları iğde çiçeği kokan sokaklarında sarıp sarmalayacağını biliyorum.

 

Anadolu coğrafyasının muhteşem manzaralarına eşlik eden, ters laleler diyarı hüznün çiçeği Hakkâri'ye gittiklerinde tıpkı Zap Suyu üzerindeki iki kıyıyı birbirine bağlayan köprü gibi barış ve kardeşliği yeniden anlamak ve tesis etmek için kol kola gireceklerini biliyorum.

 

Ve yine biliyorum Şanlıurfa'da kardeş türkülerini, birlikte havalandırıp Siirt'te Bıttımı, Adıyaman'da yarpuzu, Gaziantep'te zerdeyi aynı iştahla yiyeceklerini.

Yazarın Diğer Yazıları