Bitmeyen hüznün diyarı Van…
Ümran Öztürk
Vanlılar için Mayıs ayı hüzün ayıdır. Zira Mayıs 1915 de Rus birlikleri ve Ermeni çetelerinin yapmış olduğu katliama tanıklık eden Van halkının , mezalimin üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen acıları hala taze. Katliamlardan kurtulamayarak düşmanın eline esir düştükten sonra Mollakasım Köyü, "Vay Vay Tarlası" nda kurşuna dizilen erkekler ile, "Zeve Şehitliği"nde yatan binlerce Vanlı için bugün hala ağıtlar yakılıp, destanlar yazılıyor.
Van'ımızın kurtuluşunun 100. Yılı ve 2 Nisan Dünya Vanlılar Günü nedeniyle yazmış olduğum "Bitmeyen Hüznün Diyarıyım" şiirimi serhat şehrimiz Van'a armağan ediyorum.
Binlerce yıllık uzun bir yolculuktan çıkıp geldim
Surların içinde o gün Tuşba'da filizlendim
Sarduri istedi hırçın bir kalede yükseldim
Kızıl minarede motif Hüsrevpaşa'da kubbeyim
Gece kadar heybetli, ateş kadar sabırsız bir fırtına gibiyim
Alevlerin yalazından inlerim, seslenirim
Kavurucu sıcaklardan, dondurucu kışlardan
kimliğini kaybetmiş yitik bir kentten
Zeve ağıtlarından geldim.
Mollakasım köyünde "Vay Vay" tarlasında kurşuna dizildim
Kıtlığın ve açlığın şiddetinden geçtim.
Rüzgar yumuşak şuhluğuyla okşarken güllerini
mazisinin bahçesinde gizlenir dikenleri.
Ne kadar uzağına giderse gitsin
kaynağını unutmaz der bir halk deyişi
Şimdi Urartu'da da görürsün bu deyişin izini.
Bitmeyen topraklarda hüznün diyarıyım
Süphan'ın eteklerinde Nairi Deniziyim
Ayanis kalesinde tunç bir balık figürü
Bend-i Mahi çayıyım taşarım dökülürüm
Van beylerinin şatosu Hoşap Kalesiyim
Erciş'te Emrah ile Selvihan'ın aşkı
Gevaş'da Halime Hatunum
Bir tipiyim renksizdir dilim uzak diyarlara düşerim
Doğunun en ücra köşesinde bir bıçak ucu gibi parlak,
Ayın şavkı gibi berrak ve bir şehrin içinden akan
Gizli ve sınırsız, umut dolu sahipsiz mavi bir atlasım
Şimdi o cam kırığı mavinin yanı başındayım
Çoğu zaman dingin, saydamsı bazen mutedil dalgalıyım
Hem toyum, hem matemim hem de güneş kentiyim
Dilden dile dolaşan bir sevdanın öyküsü
Akdamar'da tamara'nın, genç çobanın bir hazin hikayesiyim
Erek dağında karım,şamranaltında bahçede barım
Kehrizın yatağında ab-u hayatım
Edremit'te aslik elma Gürpınar'da halayım
Bu yüzden ılımlı ve duygulu bir sıcaklık var yüzümde
Zernabat suyu gibi ölümsüzdür sevdam
Mamedik geçidinde tipiyim fırtınayım
120 kahraman çocuğun destanıyım
Mayısta hüzün, Nisanda sevincim ben
Gümüş bir savat gerdanlığım bu şehrin boynunda duran
El yazması eşsiz bir kitap gibiyim tarihini okuyan