Ümran Öztürk

Ben beyazı sende seviyorum

Ümran Öztürk

Tan yerinden biraz önceydi. Gidişini seyrettim  arkandan uzun uzun. Her adımın biraz daha uzaklaştırıyordu seni benden. Uzaklaşan her adımın bir hançerdi yüreğime saplanan. Köşeyi dönüp gözden kaybolmanı sessiz seyretmeme şahidimdi biraz sonra kaybolacak yıldızlar. Yanındayken önemsiz gibi görünen, zaman geçtikçe büyüyen, derinleşen anlar geldi aklıma. O anlar şimdi anılarda yerini çoktan aldılar.

 

Gidişinle her şey yarım kaldı. Aşk yarım, vuslat yarım, yüzüme bulaştırdığın sevinç yarım, saçım-başım dağınık, hüznün yarım kaldı.

 

Şarkısı yarım kaldı bülbülün, goncanın açışı yarım, tebessümüm dudağımda dondu yarım kaldı yarınım.

 

Beter bir akışın içinde kala kaldım yüreğimin alın teri sevdiğim.

Yine zamanın kurduğu tuzaklara düşmüştüm. Nicedir kimselerle paylaşamadığım hüzne dönüşen özlemlerim vardı. Sen gelince ciğerlerini rüzgar dolduran ve az sonra denize açılacak bir yelkenli gibiydim. Yaşamı coşkuyla yaşayan ,bir şarkıya ıslığıyla eşlik eden, etekleri uçuşa uçuşa dans edendim ben.

 

Oysa şimdi gidişinle, bilinci kapalı bir sevdanın hayatı yarım kaldı. Uçarı bir bahara teslim ettim ruhumu. Kaynakları kurudu nehirlerin. O serin sokakları boğucu bir yaz sıcağı rehin aldı. Çaresiz serçeler konacak dal aradı. Yağmuru özledi sokaklar. Çiçekler suya muhtaç, ağaçlar toprağa.

Artık kapatıp mühürlediğim sayfaları tek tek açıyorum. Gereğinden fazla kalın duvarlarla çepeçevre kuşatıldığım bir mahzenin içinde gibiyim. Demir parmaklıklar ruhumu kanatıyor, gökyüzünden bana göz kırpacak bir yıldız arıyorum. Nafile… Tıpkı hazin bir hikâyenin iki kahramanı gibiyiz. Ne kadar açarsak o kadar soluyoruz. Bir hanımeli saflığında.

 

 Gelişine sevinemiyorum ki gidişini düşünürken. Her zaman aynı; körelmeden, gittikçe bilenen, tıpkı zamandan avans almak gibi bir şey yokluğunla avunmak. Üzgünüm yokluğunla yaşamayı beceremiyorum. Başka renklerle kandırma beni, tıpkı hanımeli gibi ben beyazı sende seviyorum.

Yazarın Diğer Yazıları