Ümran Öztürk

Babamla aramızdaki küçük replikler

Ümran Öztürk

Ardı ardına çakan şimşekler ve gök gürültüsü birazdan yağacak yağmurun habercisiydi. O zamanlar henüz beş yaşında küçücük bir kız çocuğuydum. Çakan şimşeklerden ve gök gürültüsünden ziyadesiyle korktuğum yıllardı. O yaşlarda  sokaktan gelen köpek havlamaları da çok korkuturdu beni. Korkumu bastırmak için yorganımı başıma çeker, kulaklarımı tıkardım  ama korkularıma engel olamazdım.  Böyle zamanlarda babamın varlığı gecemin aydınlanmasına sebep olurdu. Usulca yatağımdan doğrulup parmak uçlarıma basarak yatak odasına gidip babamın yanına yatardım. Beni şefkatle kucaklayan, saçımı okşayarak sakinleştiren babamın güvenli kollarında derin uykuya dalardım. Sarıldığımda dünyayı yerinden oynatacak en güçlü adamın kızı olduğuma inanırdım. Şimdi yine zamansız esiyor rüzgâr. Gök gürültüsü eşliğinde tüm hızıyla yağan yağmur beni değişik zaman dilimlerine götürüyor. Babamı anımsıyorum. Hayatımda sahip olduğum tek dürüst adamdı. O sert görüntüsü altında yumuşacık bir kalbi olan, vicdanına çok sık başvuran, yanık bir türküde gözyaşlarını tutamayan  göz yaşına kıyamadığım belki de tek insandı babam. Küçük kızının kahramanı o adam yok şimdi. Varlığına ihtiyaç duyduğum anlarda yanımda olamaman ne kötü bir şey. 

 

 

Babamla okul yıllarımda çatışmalar yaşamaya başladım. O zamanlar bana anlaşması ve anlaşılması zor bir insan olarak geliyordu. Dayatmaları, benim yerime düşünmesi, benim yerime karar vermesi aramızda çatışmalara neden oluyordu. Ama hiçbir zaman ona karşı gelmedim. Benim kırılma anım sözle değil eylemle oldu. Babamdan habersiz  sınavlara girdim atandım çalışma hayatına başladım. Daha sonraları yazılar yazmaya başladım. Yazdığım öyküleri ona okurdum . Okumayı çok seven babam ölümünden yaklaşık on  yıl önce gözlerini glokomdan kaybetti.  Ona bizler kitap, gazete dergiler okumaya başladık. Artık birlikte okuyor, birlikte yorum yapıyor bazen birlikte kızıyorduk hoşumuza gitmeyen haberlere. O zamana kadar aramızdaki sevgiyi çok gösterememiştik birbirimize. Bunlar babamın sahnesinden küçük repliklerdi... Ne acı ki onunla yakınlaşmamız için gözlerinin görmemesi gerekiyormuş. Yine ne acıdır ki  ben kocaman bir kadın, o yaşlı bir adam olduktan sonra baba kız birbirimizi keşfedip yaşam üzerine tartışabiliyorduk. Babamla bu frekansı geç de olsa yakalamıştık.

Küçük bir kız çocuğuyken sadece babama saçlarımı taratmam ve gök gürültüsünden korktuğumda babamın kollarında uyumam;  o yaşta babamı çok sevmem için önemli nedenler gibi geliyordu bana.

Annelerle çocukların arası her zaman iyidir. Çünkü anneler sevgilerini göstermekten hiç çekinmezler onlar çocuklarını  yüksek sesle hatta haykırarak severler.

Babalarla çocukların arasında ise hep bir buzdağı varmış gibi görünür.  Araya baba tarafından konan ince ama keskin çizgiyi her iki tarafta korumak zorunda kalıyordu. Baba tarafından verilen bu sözsüz mesaj çocukta da karşılığını buluyordu. Babamı çok sevdim ama ondan çok da çekindim. Yıllarca ben de bu çizgide kaldım. Ama gecenin bir yarısında uykumdan uyanıp babama telefon ederek "SENİ ÇOK SEVİYORUM" diyen ailenin tek çocuğuydum. Hayata veda edene kadar bu sihirli kelimeyi ondan hiç esirgemedim. Ta ki o güne kadar.

7 Mart 2011 sabah saatin ikisiydi. Kan ter içinde uykumdan uyandım. Rüyamda babamın öldüğünü görmüştüm. O an göğsümün daraldığını, soluğumun kesildiğini htim. Biraz yatağımda oturup tekrar uyudum. Bu kez telefonumun sesine uyandım. Kardeşim babamın ölüm haberini veriyordu.  O acı haberin  şaşkınlığıyla  aklımdan binlerce düşünce geçti. Babalar ölünce büyüyor insan deseler de babaların küçük kızları hiç büyümüyorlar. Acılarından çok hatıralarına tutunuyorlar. O an gözlerimin önünden film şeridi gibi geçti babamla yaşadıklarım. Kızgınlıkları, sevinçleri kahkahaları ve yüreğime damlayan gözyaşları gözyaşlarıma karıştı.

Babam yoktu artık ve ben tek başıma kalakalmıştım.  O ana kadar ne yaşamışsak yaşamıştık. Bundan ötesi yoktu. Hayat aramıza mesafeler koydu. Ben çocukluğumda sığındığım güvenli kolları hala çok özlüyorum.

Onca kültür ve kuşak çatışmaları yaşadığım zamanlarda bile seni çok sevdim. Nurlar içinde yat babacığım.

Güçlü bir kadın olma yolunun, güçlü bir baba sevgisinden geçtiğine inanırım. Bu yüzden sevgili babalar küçük bir kız çocuğunun başını okşayın, bakışlarında yakalayın sevgiyi ve onun kahramanı olun.

Yazarın Diğer Yazıları