Ümit Kayaçelebi

Yolumuz Konağa Düştü

Ümit Kayaçelebi

Geçmişte Van için ‘Dünyada Van Ahirette iman’ demişler. İyi de demişler. Şu güzel ülkemin, cennetten bir köşesi Türkiye’min serhat şehri Van dendiğinde senelerce burayı görmeyenlerin aklına hep Van Pişiği (Van Kedisi dersem olmaz) geldi.

Zaman zaman görmeyenler Van dendiği zaman akıllarına Van Gölü geldi Van dendiği zaman. Bazen otlu peyniri ile bazen gırtlama çayı ile semaveri ile hatırladılar Van’ı görmeyenler.

Bazen türkülerle anıldı Van ‘Vanlıyam şanlıyım’, ‘Giderem Vana doğru’ vs. Ebetteki Van bir medeniyetler şehri olmanın ötesinde yetiştirdiği değerleri ile de hep öne çıktı anıldı.

Bu topraklardan Yaşar Kemallar, Ruhi Sular, Abdullah Yüceler sazlarıyla sözleriyle gelip geçtiler.

Gönül bahçemizden Seyyid Abdulhakim Arvasiler, Seyit Fehim Arvasiler, Vani Mehmet Efendiler, Vankulu Mehmet Efendiler, Sofu Babalar, Abdurrahman Gaziler gelip geçtiler.

Siyaset sahnesine baktığımızda ise Ferit Melen gibi bir devrin başbakanı, Kinyas Kartal gibi her daim Millet meclisinde bulunmuş böyle güzel insanları gördük.

Kısacası Van tarihine baktığımızda her alanda Van için uğraşmış çabalamış çok güzel insanlar tanıdık. Bunlar bu şehre yaşadıkları hayat boyunca ve bulundukları işlerde hep kendilerini hayırla yâd edilecek işlere imza attılar. Ve Vanlı da onları hiçbir zaman unutmadı ve hayırla yâd etti.

Kim ki bu şehirde yaşamış bir çivi dahi olsun çakıp da öbür âleme gitmişse Vanlı onları unutmamış ve unutmazda.

Gelelim sadede; başta ne demiştik eski yıllarda yurdumuzun her hangi bir yöresinde yaşayan bir kişiye Van deyince aklınıza ilk önce ne geliyor dendiğinde cevap hazırdı: Van Kedisi.veyahut Van Gölü..veya otlu peynir..o da olmadı  semaver çayı..

Oysa bir zaman geldi artık Van dendiği zaman ilk akla gelen şey hemen ‘Van Kahvaltısı’ oldu.

Artık insanlar ister kedi deyin ister pişik deyin onu arayıp da bulamaz oldular. Çünkü bu şehrin insanları kıymetini bilemediler ve gün geldi nesli tükenmeye başladığında ancak Üniversitenin şefkatli kolları altında muhafaza edilmeye başlandı.

Derken efendim bütün bu güzelliklerin önüne Van kahvaltısı çıktı. Türkiye Van kahvaltısından bahsetmeye başladı medyada bununla yazılı ve görsel haberlerle dolup taştı. Herkes akın akın merak ettiği Van kahvaltısı için Van’a gelmeye başladı.

Ülkemizin sanatçıların, edebiyatçıların, siyasetçilerin, iş adamlarının yolları Van’a düştüğünde ilk işleri sabah kalkar kalkmaz hemen Van kahvaltısı yapmak oldu. Bir tadanın tadı damağında kaldı ve daha gitmeden bir daha ne zaman Van’a yolum düşer bir daha şu güzel Van kahvaltısını yaparım demek oldu.

Tabii ki bu iş öyle bir ayda bir yılda 3-5 senede de olmadı. Bu işe emek verenler oldu.

Bu işe gönlünü katanlar oldu.

İşte bunların da en başında da Yusuf Konak geldi dersem abartmış olmam.

Bu işi yapan dostlarım yazdıklarımı yanlış anlamasınlar onların de emeğini takdirle karşılıyorum. Ama ben Yusuf Konağı ayrı bir yere koyuyorum. Daha doğrusu onun gayreti, emeği, çabası çok üst düzeyde olmuştur.

Yani sadece gelen misafirlere bu gelenler ister Vanlı olsun isterse başka yerlerden gelmiş olsunlar hep aynı izzet ve ikramla karşılanmışlardır.

Meseleye sadece para kazanmak açısından değil birde kültür boyutu katılarak gelenlere bilmeceler sorulmuş ve çam sakızı çoban armağanı hediyelerde bulunularak onlara jestte bulunulmuş ve onlarla iletişim kurulmuştur.

İşte Yusuf Konağı da farklı kılan bu olmuştur. Mesele hediyenin ucuz veya pahalı olması değil o kahvaltıyı yapanlarla iletişim kurmak onlara değer verildiğini göstermek sadece Bak Hele Bak diye tanıdığımız Yusuf Konak kardeşimize nasip olmuştur.

Yusuf Konak esprili bir kişi olması hasebiyle kahvaltı yapmaya gelen insanlara müşteri gözüyle değil misafir gözüyle bakmış ve böylelikle aranılan bir insan hatta Vanda bir marka haline gelmiştir.

Bu gün kahvaltı rekoru Van’da kırılmışsa bunda da ebetteki aslan payı yine Yusuf Konak kardeşimize aittir dersem her halde abartmış olmam. Çünkü o her türlü takdire ve övgüye layık bir insandır.

Van’da ve diğer yerlerde yapılan fuarlarda hep aranılan isim olmuştur Bak hele bek Yusuf Konak.

Yetenekli bir insan olduğunu gerek Van’daki medyada yaptığı ve sunduğu programlarda göstermesine karşın Ulusal kanallarda da hep aranılan ve istenilen bir insan olmuş ve bu programlarda Van’ı en güzel şekilde temsil eden isim olmuştur Yusuf Konak.

Bu gün memleketimize çeşitli vesileler ile Vana gelen insanlar öncelikle Yusuf Konağı sormakta onun kahvaltısından tatmadan gitmiyorlar. Buraya gelen sanatçıların, edebiyatçıların, gazetecilerin, iş adamlarının, siyasetçilerin ilk uğrak yerleri olmuştur Bak hele bak.

Yusuf Kokan Van için bir değerdir. Onu tanığım için ve onunla dost olmaktan dolayı büyük bahtiyarlık duyduğumu ifade etmek isterim.

Sevgili Vanlılar birçoğu şu veya bu bahanelerle Van’dan gittiler şunun şurasında bir avuç Van sevdalısı kaldık (Allaha şükür hiçbir zaman para sevdalısı da olmadık) Öldükten sonra salayı dinleyip cenaze namazına girmeden, tabutu sırtlamadan ve mezara kürek kürek toprak atmadan, demli çayları ve gırtlamaları atmadan evvel birbirimiz sevelim sayalım.

Birbirimize sarmaşık gibi sarılalım. Yoksa sonradan mezar taşına gidip ağıt yakmanın bir âlemi yok.

Bu anlamda Yusuf Konak gibi ve daha nicelerini yüceltmek bizim için gurur olmalıdır.

Van’ın gururu Yusuf Konağa selam ve saygılarımla.

İyi ki varsın.

Ne mutlu gerçek Van sevdalılarına.

Yazarın Diğer Yazıları