Ümit Kayaçelebi

URFA SIRA GECELERİ

Ümit Kayaçelebi

EDREMİT BELEDİYESİ ÇINAR EVİ GÜNEYDOĞU ANADOLU TARİH VE KÜLTÜR GEZİSİ NOTLARI (5)

Değerli dostlar, Urfa’dayız Sıra gecesinin ne olduğunu da doğrusu bir çoğumuz tam manasıyla da maalesef bilemiyoruz.Oysaki sıra geceleri sadece musikiden ibaret geceler değildir. Ancak günümüzde söz sohbet fazla kaale alınmadığı içindir ki sıra gecelerinde sadece musiki var, davul şov var, folklor var, çiğ köfte var ve mırra var.

Oysaki sıra gecelerinin tarihine dönüp bakarsak daha farklı daha coşkulu yapıldığını görürüz.Tarih boyunca bazı geleneklerimiz yozlaşmakta, bazıları ise kaybolmaktadır. Bu geleneklerden bir tanesi ise “sıra gecesi” geleneğidir. Aslında musiki, muhabbet ve edebiyat bütünü olarak ele alınan sıra gecesinin kökeni milli mücadele dönemine dayanmaktadır.

Büyüklerimizin anlattıklarından yola çıkarak bu geleneğin başlangıcının danışma üzerine kurulu olduğunu söyleyebiliriz. Danışma meclisi fonksiyonu görevinde olan bu meclis, 1920’li yıllarda yurdun düşman işgaline karşı, planlar yapıldığı ortamdı. Binbaşı Ali Rıza Bey ve arkadaşları Müdafaa-i Hukuk Urfa şubesini işte bu sıra gecesi esnasında kurmuşlardır.

Ve on iki arkadaş Urfa’yı düşman işgalinden kurtarmak için Kur’an’a el basarak yemin etmesiyle birlikte, Urfa için kurtuluş savaşı başlamıştır. 11 Nisan 1920 tarihinde yurdun Fransız işgalinden kurtulması ile beraber eğlence ve kutlamaya dönüşmüş ve günümüze kadar gelmiştir.

Genellikle kış gecelerinde, birbirine yakın yaş grubundaki gençlerin veya orta yaşlardaki arkadaş gruplarının, her hafta bir başka arkadaşın evinde olmak üzere, haftada bir akşam, belirli düzene göre sıra ile yaptıkları toplantılara denilmektedir. Sıra ile yapıldığı için bu adı almıştır.

Misafirler her hafta belli saatte konuk olacakları eve gitmektedirler. Misafir geldikten sonra ikram, sohbet ve eğlence başlamaktadır.

İkramlar kahve, çay, çiğköfte, tatlı şeklindedir. İlk olarak mırra ikram edilmektedir. Mırranın da kendine has geleneği vardır. Mırra içen fincanı yere indirdiği vakit, ya dağıtıcıyı evlendirecek ya da içine altın dolduracaktır. Mırra içildikten sonra çay, ondan sonra gecenin olmazsa olmazı çiğköfte faslına geçilir.

 Çiğköfte; dövülmüş kara et, ince bulgur, isot, domates salçası, karabiber, kuru ve taze soğan, maydanoz ve buz ile yoğrulur. Hemen arkasından tatlı ikramı başlar. Tatlı ise; kadayıf, şıllık, baklava, katmer ve sair şeklindedir.

Müzik; çay sırasında sesi güzel olan ile uzun hava eşliğinde başlar. Müzik faslı başladığında bilenler eşlik eder, bilmeyenler dinler. Kendileri çalar ve kendileri söyler.Genellikle gazel ve yöresel türküler okunur.

Sıra gecesinin esas amacı sohbettir. Aynı zamanda sağlık, eğitim, ekonomi, sanat, edebiyat, tarih, siyaset, dini konular, Şanlıurfa’nın sorunları, Türkiye ve dünya meseleleri gibi hemen her konu konuşulur, bu yönüyle bu geceler millî kültürümüzü yaşatan, eğiten ve öğreten bir halk mektebidir. Arkadaşlıkların dostluklara dönüştüğü, dayanışma ve yardımlaşmanın, hoş sohbetin, müziğin, edebiyatın harman olduğu gecelerdir.

Urfa sıra geceleri  hakkında bu bilgiyi sunduktan sonra sadede gelirsek. Urfa da sıra geceleri yapan çok sanatçı var çok ünlü olanları da var yeni yeni bu işe müheyya olanlar da var. Bize Konak Restaurantta İbrahim Halil Görgün idaresinde bir sıra gecesi olduğunu söylediler ve kafile olarak vasıl olduk mekana.

Konak restaurant tarihi bir yapı bazı düzenlemeler yapılmış ise de geçmişten kalan izlere dokunulmamış. İki katlı ve tahta taraçada yerlerde serilen halılar var ve 6 şar lı oturulacak şekilde alçak maslar var. Altınızda yumuşak minderler arkanızda yumuşak yastıklar  böyle gel keyfim gel denilir gibi rahat şekilde gelen yemeğinizi yiyor, çayınızı içiyorsunuz, ne arzu ederseniz hemen emrinizde.

Bu arada işletmenin çiğ köfte ikramı var programın orta yerlerinde. Biz programın sonuna kadar kalmadık ama tahmin ediyorum ki sazıyla sözüyle rahat 4 saatlik bir musiki ziyafeti çekiliyor.

İbrahim Halil Görgün Saz çalıyor ve ekibin başı ortada otururken Kanun en başta yanında Ud beri yanda Bendir var, Darbuka ve davul var. Toplam 6 kişiden ibaret sıra gecesi ekibi. Üstlerinde mahalli giysiler yoktu herkes serbest giyinmişti. Diğer geceler nasıl giyindiklerini bilemiyorum haliyle.. Ancak arşive baktığımda farklı giysiler görmedim.

Kafile olarak bizde yayıldık kendi evimiz gibi oturup seyre daldık.

Repertuarları sırf Urfa’ya ait değil orada çeşitli illerden de gruplar geldiği için hemen hemen her yöreye hitap ederek herkesi memnun etmeye çalışıyorlar.

Bizi de memnun ettiler Van türküsü söyleyerek. Ticari bir yer olduğu için müşteri memnuniyetini ön planda tutuyorlar..

Biz de bu arada oradaki bir görevliye Van’dan geldiğimiz ve aramızda değerli ozanlar, şairler ve aşıklar olduğunu iletince programın bir yerinde Kazım Gülle ve Mehmet Akçay kısa bir türkü ile programa renk kattılar daha sonra bende giderek birlikte bir türküye dahil oldum. Hatıralarda bir anı olarak kalsın diye resimde çektirerek geceyi ölümsüzleştirdik.

Bu arada bizim Fatma Irmak ablamız, Songül hanım diğer arkadaşlarımızda hareketli havalarda sahnede oynayarak ortama renk kattılar.

Vallahi bizim Fatma hanımın zılgıtları hala kulağımda.Diyebilirim ki 4 gün içerisinde hem otobüste, hem konaklama yerlerinde hem de sıra gecesinde bizleri ayaklandıran harekete geçiren hep o oldu helal olsun diyorum.

İşte böyle  güzel bir gece içersisinde gruptaki kanuncu ve ud sanatçısı da müthiş sesleriyle bizi mest ettiler. Ayrıca genç davulcunun davul şovları da oraya gelen herkesi mest etti.

Türküleriyle, şarkılarıyla, Uzun havalarıyla, Bozlaklarıyla İbrahim Halil Görgün ve ekibi bize çok güzel bir gece yaşattılar kendilerini yürekten kutluyorum. Urfa’ya tekrar yolum düşerse bu ekibi bir daha dinlemek isterim.

İşte böyle dostlar bu gecenin tadı benim gibi herkesin damağında kaldı.

Gece sonlandı ve biz yarın Mardin’e doğru yola çıkmak üzere Yay Grand Otelimize dönüyoruz,

İnşallah yarın Mardindeyiz..

Yazarın Diğer Yazıları