Ümit Kayaçelebi

Nihayet mutlu bir insana rastladık...

Ümit Kayaçelebi

Gazeteci Hasan Pulur’un bir Van anısı

Ohhh çok şükür, Erzurum, Ağrı ve Van’da, yaptığı işten memnun, onur duyan, iş başarmanın mutluluğu yüzünden okunan bir insana rastladık: Eğitim Gönüllüleri Vakfı Van Şubesi Başkanı Rezzan Bayram...

Kaç gündür böyle bir insana hasrettik, 8 bin çocuk üyeleri varmış, zaman zaman bu sayı 700’e kadar düşse de, 8 bine de çıkıyormuş, çocuklara bilgisayar, internet, video, halk oyunları, tiyatro eğitimi ve bilgisi veriliyor, spor yaptırıyorlarmış, bir de kadın futbol takımı kurmuşlar.

Öyle heyecanla, öyle tutkuyla anlatıyordu, içimizden "Şifo Mehmet"e seslenmek geldi:

"Ne kadar hayırlı bir iş yaptın!" diye.

Van’ın ekonomik sorunu, diğer yerlerden farklı değil, zaten başka türlü olması da mümkün değil...

Onlar da Ağrılılar gibi, sınır ticaretinin daraltılmasından yakınıyorlar. Devlet İran’dan mazot, mermer, kına, hurma ve darı alabilirsiniz demiş, "Siz ne isterseniz satın!"

İranlı da, yooo diyormuş, sen benden ne kadar mal alırsan, ben de senden o kadar alırım!

Oysa sınır ticaretinin hacmi genişken, biz İran’a sanayi ürünlerimizi satıyorduk, diyorlar.

Bir başka şikayetleri de hurmanın gümrüklenmesinden... Diyelim İran’dan hurma geldi, bunun gümrük muayenesi Van’da değil, Gaziantep’te yapılıyor. Niye?

İhtisas gümrüğü oradaymış!!!

Doğu Anadolu’nun ekonomisini batının kuralları ile yönetmek mümkün değil?

Ticaret Borsası Başkanı Feridun Irak, elindeki gazete kesiğini gösterdi, 22 Temmuz 1999 tarihli yazımız. Feridun Irak o tarihte şöyle demiş:

"Dünyanın hiçbir devleti, ülkesinin geri kalmış bölgelerinde işin kolayına kaçarak, memleketini terk etmeyip kendi özkaynakları ile yatırım yapan vatandaşını cezalandırmaz."

Aradan iki yıl geçmiş, acaba devletin teşviki ne durumda? Feridun Irak’tan tek cümle:

"Daha da berbat!"

Doğu Anadolu ekonomisi tarıma ve hayvancılığa bağlı... Kim derse ki, sen bunlara boş ver, sanayileş, inanma!

Evet sanayi ama, bu iki ana maddeye dayalı sanayi, tarım ürünleri sanayii, et ürünleri sanayii...

Maalesef ikisini de öldürmek üzereyiz.

1980 öncesinde Irak ordusunun et ihtiyacını karşılayan Türkiye’nin yerini Yeni Zelanda ve Arjantin almış... Van - Et Genel Müdürü Kaya Tokmakçıoğlu çok ilginç bir örnek verdi:

"Adamlar hayvanları gemilere dolduruyorlar, gemide kesip parçalıyorlar, sonra da İran’a, Irak’a satıyorlar."

"Peki bu kesim helal mi?"

"Onun da çaresini bulmuşlar, gemiye bir imam alıyorlar, kesim onun nezaretinde, İslami şartlara uygun yapılıyor, helal oluyor!"

Zahir Kandaşoğlu, Van’ın ileri gelen işadamlarından, demediğini bırakmıyor, tabii biz de, yani "medya" da bundan nasibini alıyor, "Bizimle ilgilenmiyorsunuz!" diyor...

O sırada içeriye güleç yüzlü biri geliyor, tanışıyoruz. "Belediye Başkanı Şahabettin Özarslaner!"

Belediye Başkanı, ANAP’lı iki bakan, Karakoyunlu ve Gaydalı, Van’da oldukları için toplantıya gecikmiş...

Biraz sonra, biz izin istiyoruz, TIR’a gideceğiz ve Van halkıyla konuşacağız...

Başkanın bundan haberi yok, duymamış bile!

Bu defa, koz bizim elimize geçiyor, Zahir Kandaşoğlu’na dönüyoruz:

"Medya için demediğinizi komadınız, MİLLİYET sizin sorunlarınızla ilgilenmek için buralara geliyor, Belediye Başkanınızın haberi bile yok!"

Hep birlikte gülüyoruz.

Ağlayacak değiliz ya...

Kaynak: Hasan [email protected]

Nihayet mutlu bir insana rastladık...

Yazarın Diğer Yazıları