Ümit Kayaçelebi

MEHMET GÜNDOĞDU (NAMI DİĞER ÖKÜZ MEMET)

Ümit Kayaçelebi

Çocuktum bir gün Öküz Memetin Yapı Kredi Bankasının önündeki dükkanına giderken Karşıda da Zahit Güneri ile Şükrü Güneri’nin atölyeleri vardı.

Onlarda oturmuşlar sabah çaylarını yudumlarken Öküz Memette yeni gelmiş dükkanının darabalarını açarken Şükrü Güneri memete dönerek:

-Öküz ğoş geldin dedi.

Öküz Memette yüzünü onlara dönerek sağ elini kalbinin üzerine koyarak;

-Ğoş bulduk Şükrü emmi dedi.

Ben şaştım kaldım. Adam kabadayı çam yarması gibi insanı tutsa suyunu çıkarır.

Lakin edebe ve adaba bakın ki Öküzlüğü kendisine büyükleri yakıştırdıkları ve taktıkları için eyvallah deyip dükkanını açtı ve içeri girdi.

İşte böyle insanlarla yaşadık böyle insanlarla kadere aşık attık.

Lakapların yağmur gibi insanların başına yağdığı o dönemde Van'da insanlar kime ne lakap takmışlarsa o lakap takılan insanlar da asla ve kata itiraz etmemişlerdir. Madem bizi böyle sevmiş böyle takdir etmişlerse bu bizim için de takdire şayandır.

Rahmetli Öküz Memetle abisi Salih abi her ikisi de iki dükkan aralı olarak sokak komşularıydılar. Rahmetli dedem ve ondan sonra babam ev ihtiyaçlarımızı hep onlardan temin ederdik. Hele Salih abinin o bakır kaplardaki yoğurtlarının tadı inanın hala damağımda. Hillenin hurdanın katkının olmadığı o yıllarda alacağımızdan yiyeceğimizden sureti katiyye de tereddüt ve tiksintimiz olmazdı. Mesele alma satma meselesi değildi ki herkesin birbirini tanıdığı akraba ahbap komşu olduğu o günlerde kazıklama akıllardan bile geçmezdi.

Bu anlattığım hadise 1950 li yıllarda bizatihi gördüğüm şeydi. Şimdikiler buna asla inanmazlar ve akıllarına da yatmaz. Çünkü herkesin bey olduğu efendiliğin fizana gittiği ağalığın ise çöplüğe atıldığı bu ahir zaman da kimin haddine düşmüşte ona Öküz diyesiniz. O zaman beylik hakikiydi çakması çıkması yoktu şimdi etraf ta maça beyi de, var kupa beyi de, sinek beyide gırla.

İşte nefsaniyetin bu kadar tavan yaptığı bu dönemde şimdi kalkıp siz ona buna Öküz, Çakal, Tilki,Camuşçu, cırıkoğlu, çakal, vs. diyemezsiniz çünkü o lakaplar çoktan tarih oldu.

bunlar eski lakaplı ailelerimizden bir kısmının lakapları Bunlar yıllarca bu lakaplarla gezip dolanmışlar iş sahibi olmuşlar eş sahibi olmuşlar asla lakaplarına itiraz etmemişler.

Lakin devri zaman olmuş ki bu lakaplı ailelerin çocukları torunları kimi karun gibi zengin olmuş kimi okumuş üniversitelerde yer almış bir kısmı devlet kademelerinde önemli yerlere varınca dedelerinin babalarının lakaplarından utanarak ver elini mahkeme ben artık bundan kelli Çakal oğlu değilim oldum Güloğlu deyip atmış başından lakabını.

Ve böylece o zamanında takılan lakaplar şimdi artık tarih oldu gitti. Ve biz nasıl tavuk gribinde diri diri tavukları itlaf ettiysek onlarda Lakaplarını itlaf ettiler.

Şimdi ne Camuşçuoğlu kaldı, ne Devecioğlu kaldı, ne Çakaloğlu, ne Davullu Müftü oğlu ve daha niceleri yeni soyadları ile baş başa ve hayatlarının ikinci baharlarını sürdürmekteler. Onlara dede baba lakaplarını hatırlatsanız ya inkar ederler veyahutta  çok rahatsız olurlar.

Ama bazıları öyle değil iki yaşadığım olay var. Bu lakap hususunda onları size arz edeyim;

Bir gün fesbukta bir sayfa arkadaşımız beni arayarak ben  dedi Binik Ehmonun yeğeniyim Ümit abi rica etsem amcamın resimlerini yayınlar mısın?

Ben de dedim ki niye olmasın hemen yayınlarım.

Resimler geldi bende resimlerin üstüne aynen şöyle yazdım.

Binik Ehmo (Ahmet Erkalay)

Yani önde kişinin lakabı parantez içinde de adı ve soyadı. Birkaç gün feste yayınlandı daha sonra resimlerini bana gönderen telefonla beni arayarak aman abi amcam çok kızmış her tarafta seni arıyor kimdir bu bana binik ehmo diyen! Ben de sayfa arkadaşıma  gardaşım kırk yıllık binik ehmo diye tanınan insan şimdi Ahmet Erkalay mı oldu? Dedim ve resimleri kaldırdım.

Zaman geçti bir gün de aklıma Nağırçi Elo geldi. Yahu dedim bu gün de Ali amcanın resimlerini atayım hele diyerek resimleri sayfaya yerleştirdim ve sayfaya atarken aynen bu sefer şöyle oldu: Ali Şeman (Nağırçi Elo) bu sefer ismi öne lakabı arkaya attım o Binik Ehmoda yaşadığım olay beni korkutunca ne olur olmaz rahmetlinin oğulları zengin varlıklı bakarsın onlarda kızar küserler.

Resimler yayınlandı aradan bir zaman geçti çarşıda oğullarından biriyle karşılaştım. Selamlaştık o sırada bana dönerek Ümit abi sana teessüf ederim ve darıldım sen babamın resimlerinde Ali Şeman diye yazmışsın Van da Ali Şeman dersen benim babamı kimse tanımaz oysa Nağırçı Elo deseniz Van’da herkes tanır!

Ben de ona dönerek Binik Ehmo da başımdan geçen olayı anlatınca bana aynen şunu söyledi.

_ Biz dedi zenginde olsak varlıklı da olsak okumuş da olsak biz Nağırçı Elonun çocuklarıyız ve babamızın namıyla da iftihar ediyoruz kendisiyle de.

İşte böylesini de gördüm ve gurur duydum. Babasının lakabıyla iftihar edenlerde ve intihar edenler de var.

Ne mutlu aslını asalatini bilip onunla gurur duyarak yaşayanlara,

Öküz Memed’e de Nağırcı Elo ya da ve onlar gibi nicelerine de rahmet olsun.

Asalet bambaşka şey helal olsun kadrini kıymetini bilenlere.

Yazarın Diğer Yazıları