Ümit Kayaçelebi

URFA NASIL ŞANLI URFA OLDU VE URFAYA PAŞA GELDİ

Ümit Kayaçelebi

EDREMİT BELEDİYESİ ÇINAR EVİ GÜNEYDOĞU ANADOLU TARİH VE KÜLTÜR GEZİSİ NOTLARI (4)

Merak edenler de olabilir 1984 yılına kadar sadece Urfa olarak anılan bu şehir ne oldu da 1984 de Şanlı Urfa oldu.

Haklısınız onu da burada yeri gelmişken anlatmak lazım.

Efendim şöyle ki ;

1919 Yılında İngilizler, özel ilgi gösterdikleri şehir merkezindeki Ermenileri silahlandırıp atış talimi yaptırdı, davranışlarından hoşlanmadıkları Mutasarrıf Nusret Bey'i tehcir bahanesiyle görevinden azlederek, İstanbul'a gönderilmesini sağladı. Bu gelişmeler ışığında işgale engel olmak isteyen Mustafa Kemal Atatürk ise zaman kaybetmeden Urfa Müftüsü ve eşrafına çektiği telgrafla bağımsızlık mücadelesinin fitilini ateşledi.

Halk arasında ''Onikiler'' adı verilen bir grup, kurtuluş için ant içip Jandarma Kumandanı Binbaşı Ali Rıza Bey başkanlığında toplanarak oluşturulan cemiyetlerini, Sivas'ta Heyet-i Temsiliye Başkanlığına bildirdi.

 15 Eylül 1919 tarihinde Paris'te yapılan ve ''Suriye İtilafnamesi'' olarak da bilinen anlaşmayla Urfa ve çevresinin Fransızlara devredilmesinin ardından Mustafa Kemal, Urfa Müftüsü ve eşrafına çektiği telgrafta, ''Milli örgütlenişi genişletin. Her türlü haksızlığı, protesto ve icabında fiilen reddedin.'' talimatını verdi.

İngilizler, ekim ayı sonunda Urfa'yı boşaltarak Fransızlara teslim etti. 15 Ocak'ta Urfa, Telabyad (Suriye sınırında) ve Arap Pınarı'ndaki Fransız işgal kuvveti kumandanlıklarına birer ültimatom verilecek ve Fransızlara Urfa'yı boşaltmaları için 24 saat süre tanınacaktı. Fransızların ültimatomu reddetmeleri durumunda şimendifer hattının Siftek ile Fırat arası tahrip edilecek, telgraf hatları kesilecekti.

Gerekli desteği alan Ali Rıza Bey, 15 Ocak'ta bir ayaklanma planı hazırladı. Buna göre, 15 Ocak'ta Urfa, Telabyad (Suriye sınırında) ve Arap Pınarı'ndaki Fransız işgal kuvveti kumandanlıklarına birer ültimatom verilecek ve Fransızlara Urfa'yı boşaltmaları için 24 saat süre tanınacaktı. Fransızların ültimatomu reddetmeleri durumunda şimendifer hattının Siftek ile Fırat arası tahrip edilecek, telgraf hatları kesilecekti.

Fransız askerlerine 30 Mart'ta baskın yapmayı planlayan Osman Keskinkılıç kumandasındaki düşmana karşı koyan halk, Fransızların şiddetli ateşiyle karşılaştı. Ertesi gün, erzak elde etmek için şehre karşı hücum düzenleyen Fransızlar, halkın karşı koyması üzerine geri çekildi. Nisan ayı başlarında, bekledikleri yardımdan ümitlerini kesen Fransızların erzakları bitti ve artık Urfa'nın boşaltılması düşünülmeye başlandı. Ancak Urfa'daki Ermeniler buna karşı çıktı.

Bu sırada halk akın akın bölgeye gidiyordu. Olay yerine hareket eden Ali Saip Bey, yarı yolda Ömer İzzet Efendi ile karşılaştı. Durumu öğrenen Ali Saip, olay yerine vardığında Sajous ve subaylar öldürülmüştü. Muharebe sonucunda kalan 100 Fransız askeri de esir alınarak Urfa'ya getirildi, büyük bir özveri örneği sergileyen halk, düşmanı Urfa'dan çıkarmayı başardı.

O dönem Urfa'da milletvekilliği yapan Osman Doğan ve 17 arkadaşı, Kurtuluş Savaşı'nda gösterilen kahramanlıktan dolayı Urfa'nın adının '' Şanlıurfa'' olarak değiştirilmesine ilişkin kanun teklifini TBMM'ye sundu.

Teklif, 12 Haziran 1984'te kabul edildi. Urfa ilinin adının Şanlıurfa olarak değiştirilmesi hakkındaki 3020 sayılı kanun, ''22 Haziran 1984 tarih 18439 sayılı Resmi Gazete''de yayınlanarak yürürlüğe girdi. O günden sonra Urfa'nın adı Şanlıurfa olarak değişti.Urfa'nın eski ismi gelir el ruha Kurtuluş savaşından sonra da Urfa Şanlı unvanını alıyor."

URFAYA PAŞA GELDİ

Van’da çok sık okunan bir Van türküsüdür bu <Urfaya paşa geldi> . Bu türkü TRT repertuarında Van türküsü olarak tescil edilmiş ve kabul edilmiştir. Ancak Urfalılar bu türkünün hala bu gün de kendilerine ait olduğu iddiasındalar ve bu türküyü bize verin diyorlar.

Oysa ki biz istesek de veremeyiz, Zaten bu yetki TRT’ye aittir ve TRT de tescillenen türküden geriye dönüşte yoktur şarkılarda da böyledir. Daha doğrusu elimizde olsa imkan dahilinde olsa bile bize ait olan türküyü ne diye Urfalıların gönlü hoş olsun diye verelim ki!

Zaten lakaytlıktan ilgisizlikten yüzde yüz Van türküsü olan Ayağında kundurayı göz göre göre kaptırdık biz onu geri alamıyorsak onlarda Urfa’ya paşa geldi türküsünü asla ve kata alamazlar. Boşuna akıntıya kürek çekiyorlar.

Kendimizi bildik  bileli Urfa’ya paşa geldi türküsünü bilir dinler ve her mecliste meşkte söyleriz.

Bu türkü Hamdi Polat oğluna ait bir türküdür ve TRT kayıtlarında da onun ismi vardır.

Van biliyorsunuz 1915 yılında Rusların ve Ermenilerin işgaline uğradığı zaman Van 30 bin şehit verdiği gibi Zeve de olanları da herkes bilir ve hatırlar. İşte bu minvalde 90 bine yakın insanımız zar zor şartlar içersinde güneye batıya ve başka cihetlere yönelerek buradan ister istemez vatanlarını terk ederek göç ettiler. Bu göç sırasında Vanlılara en samimi bir şekilde kucak açan bağırlarına basan o zamanki Urfa halkı olmuştur. Öyle ki orada Vanlılar başlı başına bir mahalle teşkil etmişlerdir.

İşte o yıllarda da Urfa’da vatani vazifesini yapan Hamdi Polatoğlu adında bir asker vardır. Bu Hamdi Polat oğlu aynı zaman da o zamanın sayılı ve sevilen ozanlarından biridir.

Van düşman istilasından kurtulmuş ve Ruslar ve Ermeniler Van’dan atılmışlardır. İşte tam bu sırada Urfa’ya bir paşa gelir.

Bu paşa muhtemelen İsmet İnönü’dür İsmet Paşadır denilse de bunun aksini iddia eden hiç kimse ortaya çıkmadığı gibi gelen Paşanın İsmet Paşa olduğu her yerde teyit edilmiştir.

Biz de büyüklerimizden böyle duyduk böyle biliyoruz tartışmasız gelen Paşa İsmet İnönü’dür.

İsmet Paşanın oraya hangi sebeple veya vesileyle geldiğini bilmiyoruz yalnız bildiğimiz odur ki orada ki Van halkı İsmet Paşayı görmüş ve bundan dolayı türküde denildiği gibi orada ki  Van halkına temaşa gelmiştir.

Ve bu günün anısına bu türkü yakılmıştır.

İşte bu heyecan ve sevinç içersinde zaten ozan olan Hamdi Polatoğlu;

Urfaya paşa geldi

Halka temaşa geldi

Bir elim yâr elinde

Bir elim boşa geldi

Böyle devam edip giden türküyü anında besteler ve bu türkü dilden dile şehirden şehre derken ta Van’a kadar ulaşır.

Yalnız bu türküyü Van’dan Selman Ağa denen birinin de bestelediği ortaya atılmış ve iddia edilmiş dese de bu iddia geçerli olmamıştır.

Son söz olarak şunu belirtmek isterim ki bu türkü Van’a ait ve Hamdi Polatoğlu’na ait bir türküdür. Urfa ile hiçbir alakası yoktur.

Zaten bu türkünün ne başka bir versiyonu vardır ne de İsmet Paşadan başka bir isim de söz konusu olmamıştır sevgili dostlar.

Yarın Ayağında kundura türküsü yayla suyu ve Mahmut bey ağıdını anlatmaya çalışacağım inşallah.

Yazarın Diğer Yazıları